3racha

18 2 0
                                    

Hyunjin beni zorla asansöre bindirirken onun kafasına bastırdım.

"oğlum aptal mısın sen? geç kalmamıza imkan yok. resmen yaklaşık iki saat var!"

"uf Minho! takıntılarımın olduğunu biliyorsun. boş yapma da gidelim."

Hyunjin beni itmeye devam ediyordu fakat o sırada asansör çoktan aşağı inmeye başlamıştı. ayna ile bir bütün olduğumda yüksek sesli bir iç çektim. aşağı kata indiğimizde koşarak binadan çıktım ve duvarın arkasına saklandım. hyunjin benim gittiğimi sanınca üzülmüş, gözleri dolmuştu. omuzları düşük ilerlerken gülümsedim ve koşarak ona arkasından sarıldım.

"salak ben seni hiç tek bırakır mıyım ha? sokaklar deli ve psikopat dolu."

Hyunjin de benim gibi gülümsedi ve birlikte üniversiteye gittik.

üniversiteye vardığımızda changbin ve chan ile karşılaşmıştık. Changbin ile sevgiliydik fakat bu sadece Hyunjin ve Chan'ın gazına gelerek yaptığımız bir şeydi. aramızda aşk veya ona benzer bir sevgi yoktu. changbin kısaca dudaklarımı öpüp sınıfına gitti. o gidince bizde sınıfımızda gittik, changbin dışında üçümüz aynı sınıftaydık.

"çocuklar ben changbin'den ayrılacağım. sizin gazınıza gelip sevgili olduk fakat birbirimizi sevmiyoruz. sadece sözde sevgiliyiz. hem ben bir çocuk evlat edineceğim ve bu çocuğa tek başıma bakmak istiyorum."

"hyunjin ve ben de aynı şeyi düşünüyorduk, gerçi galiba tek ben düşünüyorum. sen ne dersin hyunjin?"

tanımadığım sincaba benzeyen çocuk sınıfın kapısından bize bakıyordu. ne olduğunu anlamaya çalışırken üçü de gülmeye başladı. açıkçası biraz cahil ve dışlanmış hissetmiştim fakat bunu boşverip changbin'e ayrılık mesajı attım. tekrardan yakın arkadaş olmuştuk ve bu beni sevindirmişti. chan ve hyunjin'e baktım.

"ben ilk dersi ekip dışarı gidiyorum. buluşmam gereken biri var."

onlara başka bir şey demeden sınıftan çıktım ve binadan ayrıldım. sürekli gittiğim lokantaya giderken bedenime çarpan kişi yüzünden kendimi yerde buldum. gözlerimi bacaklarımın acısı ile kapatırken karşımdaki kişi benden özürler dinliyordu. gözlerimi açtığımda bunun gerçekten güzel bir genç kız olduğunu gördüm. kalkman için uzattığı elini tuttum ve ayağı kalktım.

"benden özür dileme lütfen, asıl suçlu benim! önüme bakmıyordum. lütfen bunu bir yemekle telafi etmeme izin ver!"

kız ne yapacağını şaşırmıştı fakat kabul etmişti gitmeden önce son kez arkama baktığımda biraz önce hyunjin ile konuşan çocuğu bize kaşları çatık bir şekilde bakarken görmüştüm.

kızın ismi Momo idi. arkadaş olmuştuk ve yemek yerken sürekli gülmüştük. ikimiz de delilerin tekiydik. aynı üniversitede olduğumuzu fark ettiğimizde birlikte üniversiteye gitmeye karar verdik. öyle tesadüftür ki aynı sınıftaydık.

hyunjin'e haber vererek tek oturan yanına gittim ve tüm gün onunla takıldım. gerçekten çok eğlenceli, kibar, neşeli ve güçlü biriydi. okulda kimsenin fark etmediği zorbam yanımıza geldiğinde beni onun elinden kurtarıp onu pataklamıştı. patlayan kaşım ve dudağıma revirde pansuman yaptı ve vedalaşıp evlerimize döndük.

hazırladığım akşam yemeğini birkaç dakikada bitirip içeri geçen hyunjin, changbin ve chan'a güldüm. herkes odalarına dağılmıştı bir süreliğine. tekrardan eğlenmek için kullandığımız boş odada buluştuk ve karaoke yapmaya başladık. tam o sırada çalan kapıya koştum ve nefes nefese kapıyı açtım. karşımda sabah iki kez gördüğüm çocuk vardı.

"selam, yine ben. içeri almayacak mısın yoksa?"

kapıyı daha çok aralayıp onu içeri aldım ve tekrardan diğerlerinin olduğu odaya döndüm. söylediklerinden bildiğim kadarıyla herkes Jisung'a sarıldı ve ona da şarkı söylettiler. itiraf etmeliyim ki sesi gerçekten çok güzeldi. en azından benim sahip olduğum gibi iğrenç bir sesi yoktu.

onları orada bırakarak odama gittim ve üstümdekileri çıkardım. sadece iç çamaşırımla yatağımın üstüne uzanıp sakin bir şarkı dinlemeye başladım. gözlerimi kapatıp sırt üstü yattım ve kendimi serbest bıraktım. odama bir girmişti fakat ona rağmen ben hala gözlerimi kapalı tutuyordum. gelen kişinin gittikçe bana yaklaştığını anlayabiliyordum tabii ki ayak seslerinden. gözlerimi açtığımda dudaklarımızın arasındaki minik farkı kapatmaya çalışan Jisung'u gördüm. buna rağmen hiçbir şey yapmadım ve beni öpmesine izin verdim. bunu neden yaptığımı bilmiyordum fakat yapmıştım işte.

jisung dudaklarımdan ayrıldığında utanarak gözlerime bakıyordu.

"bunu unutsak olur mu? çok güzel gözüktün bir an gözüme ve ben de kendimi tutamadım."

başımı olumlu anlamda sallayıp dikleştim ve gülümsedim.

"bana biraz kendinden bahsetsene, bizimkilerin yakın bir arkadaşı olduğunu anladım fakat ben seni tanımıyorum.."

"pekala, ismim Han Jisung. belki fark etmemmişsindir fakat seninle aynı sınıftayım. şu sürekli reklamlarda oynayan aynı zamanda şarkıcı olan Han Mina'nın abisiyim. Chan ve Changbin ile 3Racha adlı bir grupta genellikle sözleri ben yazarım. ha, az kalsın söylemeyi unutuyordum. aynı zamanda eşcinselim. seni öpmemden onu anlayabilirsin gerçi. eğer bir gün sevgili olursak, seme olan kişinin her zaman ben olduğumu da unutma güzelim."

tüm bunları söylerken gülümsüyordu fakat en son söyledikleri gülümsemesini kahkahaya çevirmişti. bir heykel gibi hiç hareket etmeden onu dinlemiştim. neden bilmiyorum fakat şimdiden bu çocuğa ısınmıştım. bedenini yanıma çektim ve başımı göğsüne koyarak ona sarıldım. gözlerimi kapatıp onun kokusuyla kendimi uykuya teslim ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

universe/ minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin