1.YAZGI

31 2 0
                                    

Bölüm şarkısı: Yüzyüzeyken Konuşuruz-Bodrum

🍁

İçimde bir boşlukla yaşadığımı fark edeli uzun zaman olmuştu. Hiç kimsenin ve hiçbir şeyin doldurmadığı bir boşluktu bu. Kaçtığım şeyleri içine attığım, bazen fakında olmadan sığınağım olan o boşluk...

Sanırım hissizleşmiştim. İçimin sızısı artık katlanılabilir düzeydeydi. Kimseye değmeden, kimsenin hayatına dokunmadan , kimseden medet ummadan, bir umuda bel bağlamadan, kimsenin kalbimde iz olmasına izin vermeden sessizce gitmek istiyordum bu dünyadan. Ölümüm doğumum kadar ses getirsin istemiyordum.

Gökyüzünde uzun zamandır görmediğim bir mavilik vardı. Hava açıktı. Bulutlar sanki bir el yardımıyla özenle gökyüzüne yerleştirilmiş gibiydi. Bodrum da yaz sezonu biteli bir kaç hafta olmuştu. Şehir artık bize kaldığı için seviniyordum. Evime bir kilometre uzaklıkta olan bir koya gelmiştim. Deniz bütün güzelliğiyle önümde diz çökmüş gibiydi. Sessiz ve ıssızdı. Kimse yoktu. Bu koyu yüksek kayalıkları ve berrak suları süslüyordu. Bende tam şuan ortalama otuz metre yükseklikte ve denize sıfır olan bir kayanın üstünde oturuyordum. Uçurum bile denilebilirdi, gerçekten yüksekti.

Bu koy çocukluğumdan beri geldiğim, bana yüzmeyi, dalgıçlığı öğreten koydu. Buraya sık sık gelir otururdum. Çevremdeki çoğu kişi yüksek oluşundan yakınırdı ama benim için sorun olmazdı. Yüksek atlamaları, suya dalmayı severdim. Deniz benim mabedimdi. Çocukluğumda bile annemlere ne kızsam soluğu burada alır uzun uzun yüzerdim. Ve şuanda da aynı şeyi yapmak, yüzmek istiyordum. Aşağı inmeyi düşündüm ama bir yanımda inmekle uğraşma direkt atla diyordu. İçimden bir ses mümkün olmadığını söylese de diğer yanım ısrarla yapabilirsin diyordu. Düşünmek bile vücudumun adrenalin sağlamasına yetmişti. Yapmadığım şey değildi ama burası bana göre yüksekti. Ne olacağını kestiremiyordum. Denizin dibi neredeyse görünüyordu, su berraktı. Avuç içlerim terlemeye başlamıştı. Kalbim şimdiden çok hızlı atıyordu.

Kesinlikle atlamak istiyordum.

Bu yükseklikle nasıl başa çıkılırdı bilmiyordum, su beton etkisi yaratabilirdi. Rüzgarda var sayılırdı ve yaptığım tek bir yanlış hareket ciddi kırıklar ve ölümle sonuçlanabilirdi.

Avuçlarımı kot şortumun üstüne bastırdım. Yapabilirdim ama ölebilirim de, en kötü ihtimal boynum kırılırdı. Arkama bakmamı gerektiren hiçbir şey yoktu. İçimde ki boşluğa döndüm neden olmasındı. Kaybedecek neyim vardı, kimim kalmıştı. Zamanın boynuna takılmış oradan oraya savrulan bir bedenden fazlası değildim. Sonucuna katlanabilirdim.

Kaçtığım şeylerden uzaklaşabildiğim mesafe kendi içimden uzaklaşabildiğim kadardı. Zihnimden kalbime sarkan bir ip vardı ve ben o ipin ucuna takılı kalmış bir şekilde kalbimde savrulup duruyordum.

Ayağa kalkıp bir iki adım geri gittim. Gökyüzü elimi uzatsam dokunabileceğim bir mesafedeydi sanki. Hiç düşünmedim. İleriye doğru atılarak havada ön takla attım. Gökyüzünde süzülmek böyle bir şey olsa gerekti. Rüzgarı hissetmek, duymak...

Adrenalin tüm vücudum da kol geziyordu. Kalbim duracak gibiydi. Şuana kadar yapmamış olduğum için çok pişman olmuştum. Sırf havada olduğum o saniyeler için bile değerdi. Vücudumun suyla buluşması beş saniyeyi bile bulmamıştı. Hızla suyu yarıp bedenimin dibe inmesine izin verdim. Suyu ayaklarımla yarmıştım. Hasarım en az şekilde olurdu. En fazla ayaklarım incinirdi. Hızla dibe çekilirken düşündüğüm tek şey başarmış olduğumdu. Bu yükseklik benim için bir ilkti.

Gözlerimi açtım, işte buradaydım yine yeniden su altında. Kendi yalnızlığımın tam ortasında. Ayaklarım beyaz kumlara değdi. Güneşin yüzeye vurduğu ışığı görebiliyordum. Su çok derin değildi ama hatırı sayılır bir derinliği de vardı. Gözlerimi kapatıp kendi etrafımda dönmeye başladım. Özgür hissettiğim tek yer burasıydı, ayak bileğimde hissettiğim sızıya aldırmadan ileri doğru atıldım. Omzum bir kayaya sertçe sürtündü ama umursamadım. Hiçbir ses hiçbir görüntü yoktu. Nefes almıyordum ama neden bu kadar iyi hissediyordum? Kendimi bulduğum ve keşfettiğim yerdi suyun altı. Hiçbir şeye değişmezdim.

KUPA KIZI 6Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin