davetsiz bir misafir

3.9K 228 71
                                    


Taehyung gözlerini araladığında bir süre için boş tavanla bakışmıştı. Bir şeyler yanlıştı sanki. Gözleri farkındalıkla açıldığında yatağında hızlıca oturur konuma geldi. Alarmı çalmamıştı, dün gece kurmayı unutmuş olmalıydı. Eliyle alnına vurup yataktan hızla kalmaya çalışmış, bacağına dolanan battaniyesi kafa üstü yere düşmesine sebep olmuştu.

Çarptığı yeri eliyle ovuşturup saate baktığında gözleri neredeyse yuvalarından fırlayacaktı. Müdürü Taehyung'u öldürecekti. Diri diri gömecekti onu. Aceleyle yataktan çıkıp soluğu dolabının önünde almıştı. Dolabından eline gelen ilk pantolonu almış, ütülü olup olmamasını umursamadan aldığı beyaz gömleği çıplak bedenine geçirmişti.

Pantolonu bacaklarından geçirmeye çalışıyor ve olduğu yerde zıplıyordu. Üstündeki sabah mahmurluğuyla dengesini kaybetmiş, kolunu masaya çarpmıştı. Kolunun acısından dolayı inlemesine bir de cam kırılma sesi eklendiğinde Taehyung arkasına baktı ve yerdeki küçük su gölünü fark etti. Daha yeni aldığı kar küresi kırılmıştı.

Birkaç gün önce küçük bir dükkanın önünden geçerken vitrinde gördüğü kar küresi hoşuna gitmiş, pek bir şey düşünmeden içeri girip almıştı. Şimdiyse içindeki kar taneleri -parlak simler demek daha doğru olur- parkede oluşmuş küçük su gölünde yüzüyordu. Cam kırıkları her yere dağılmıştı ve kar küresinin içindeki küçük çocuk figürü yüz üstü yatıyordu. İki-üç santimi geçmeyecek boyuyla öylece yüz üstü yerde yattığını gördüğünde Taehyung kalbinin burkulduğunu hissetti.

Plastik bir figür onu bu kadar üzmemeliydi fakat kar küresini severek almıştı. Orada durmuş boş boş kırık kar küresiyle bakıştığı sırada gerçekliğe dönmek zorunda kalmış, küreyi orada öylece bırakarak çantasını alıp evden çıkmıştı. Eve geri döndüğünde dağınıklığı temizleyebilirdi. Fakat yorucu bir iş gününün sonunda eve geldiğinde küreden geriye kalan tek şey cam kırıklarıydı, çocuk figürü ortada yoktu.

❀ ❀ ❀

Taehyung sabah geç kaldığı için müdüründen bir güzel azar yemiş, sonuç olarak da fazladan mesai yapmıştı. Neredeyse sürünerek evine ulaştığında, anahtarı birkaç ıskalama sonucu deliğe sokabilmişti. Eliyle bir yandan onu boğan kravatını gevşetiyorken salona girmişti. Fakat salonunu dağılmış bir şekilde bulmayı beklemiyordu.

Eve hırsız girebilme olasılığı aklına geldiğinde süs niyetine etrafta duran bir bibloyu almış, kendini korumak amacıyla önünde tutmuştu. Mutfaktan gelen sesleri duyduğunda bedenini korku yerine öfke sarmıştı. Kim, ne hakla onun evine giriyordu? Sabahtan akşama kadar çalışıyor, masraflarını zor ödüyordu. Bir de hırsız mı girmişti evine? Evimde de çalınacak bir şey olsaydı bari, diye düşündü Taehyung. Hırsız neyi çalacaktı, mutfak dolabına zulaladığı ramen paketlerini mi?

Zor bir gün geçirmişti ve sabrı taşmak üzereydi. Eğer evde gerçekten biri varsa kafasına birkaç tane patlatabilir, müdürünün hıncını zavallı hırsızdan çıkarabilirdi. Ses çıkarmamaya özen göstererek mutfak kapısına ulaşıp başını içeri uzattığında kimseyi göremedi. Mutfak boştu ve buzdolabının kapağı açıktı. Sabah aceleden buzdolabını bile kapatamamış olmalıydı.

Eli yan tarafına düştüğünde biblo da yerle bakışır konuma gelmişti. Tam bibloyu yerine koyacaktı ki buzdolabının içinden gelen sesle yine önüne tutmuş, zavallı bibloyu muhtemel bir cinayet silahı haline getirmişti. Eğer birini yaralarsa nefsi müdafaa sayılırdı, bu yüzden hazır evime biri izinsiz girmişken sinirimi de atayım diye düşündü.

Parmak uçlarında buzdolabına ulaştığında daha iyi görebilmek adına kapağı daha da aralamış fakat gördüğü şeyle iyice şaşırmıştı. Bir an için ne yapacağını bilemedi. Sonuçta her gün buzdolabının önüne oturup dondurma kutusunu kaşıklayan birini bulmuyordu mutfağında.

fragile love ❆ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin