Bir Kuyruklu Yıldıza Mektup/NefTah / Kısa Hikaye

~14~

misrastepe'den

Nefes boynuna giren bir ağrı ile uyandı. Yatağının başlığında uyuyakalmıştı. Hemen doğrulduğunda dizinde yatan Tahir'i uyandırdı.

"Tahir? Tahir? TAHİR KALK!"

Tahir son sesle hemen kalktı ve acıyla inleyen Nefes'e baktı yarı açık gözlerle.

"Nefesim ne oldu sana?"

"Yatağın başlığına koydum kafamı orada da uyuyakalmışım."

"Oy kıyamam ben sana. Kremle ovalarız olur mu?"

"Tamam canım."

"Saat kaç peki?"

Nefes telefonuna uzanıp saate baktığında 16.30 olduğunu gördü.

"16.30"

Tahir hemen yataktan kalktı. Nefes'te kalkıp banyoya gitti ve ılık bir duş aldı. Belki boynuna iyi gelirdi.

Banyodan çıktığında Tahir'i görmedi. Hemen bavulunu açıp üstünü giyindi.

Odadan çıktığında salonda uyuklayan tayfayı gördü. Mutfağa gitti ve sürahiye su doldurdu. Hepsine döktükten sonra sürahiyi masaya koydu.

"Kalkın ya!"

"Nefes daha insancıl uyandırabilirsin."

"İnsan olsanız uyandırırım."

"Laf söyledi bal kabağı."

"Tahir nerede?"

"Buradayım güzelim."

Nefes arkasına döndüğünde kapı pervazına yaslanmış onu süzen Tahir ile karşılaştı. Yanına gidip öpücük kondurduktan sonra mutfağa gittiler.

Onlar kahvaltı hazırlarken diğerleri giyinme peşindeydi. Herkes hazır olduktan sonra şahaneye kahvaltı sofrasına oturdular.

"E ne yapıyoruz bugün?"

"Ben eczaneye gidip krem alacağım."

"Eczane çarşıda vardır kuzum."

"Uzakta yani. Neyse giderim bir şey olmaz."

"Siz ne yapacaksınız?"

"Camış gibi yatacağız."

"Başka yaptığın bir şey yok zaten Ayıcığım."

Kahvaltı bittikten sonra biraz sindirmek için oturdular. Friends'i açıp izlerken eczanenin kapanma saatine az kaldığını gördü Nefes.

"Ben kaçıyorum. Kapanmadan gideyim."

Nefes kapıyı açıp ayakkabılarını giyerken içeriden Asiye bağırdı.

"Dikkat et! Yağmur sonrası yollar kaygan olur."