Çağan Şengül - Dök Yüreğindeki Hasreti
Ben ne diyeceğimi düşünürken en iyisinin ayıp olmaması için kabul etmek olduğuna karar verdim. İlk önce yüzüme hafif bir tebessüm kondurdum sonra belki ileride çok büyük değişikliklere sebebiyet verecek o cevabı verdim. “ Tabiki, oturabilirsin”. Cevabımla beraber Denizhan bankın diğer ucuna oturdu aramızda nerdeyse bir kişilik yer vardı o önüne bakıyordu ben önüme bakıyordum.” Demek Antalya’dan geldin” söylediği söz ile kafam şaşkınlığın etkisiyle istemsizce Denizhan’dan tarafa döndüm o sırada onunda kafası bana doğru rahat bir tavırla döndü.” Sen o sırada uyumuyor muydun?” ses tonumu ne kadar şaşkınlığımı gizlemesi için ayarlasam da ona dönüşümden şaşırdığımı anlamış olmalı ki saf bir tebessümle “Ben derslerde uyumam sadece insanları gözlemlerim” deyip yüzüne yine garip bir ifade kondurdu. Bu ifade de bir bilmişlik vardı bunu sebebini düşündüğümde aklıma sadece ama sadece bir sebep geldi oda ben onu bakarken daha doğrusu dikizlerken beni görmüş olmasıydı. Bu düşünce beni kırmızıya boyarken aklimdakini sormayı da ihmal etmedim” Neden?” sorum ile birlikte önüne dönüp omuzlarını silkti “Alışkanlık” dedi. Ben yine meraklı tarafımı dinleyip sorumu sordum “ Nerden geldi bu alışkanlık?” eğer başka biri bu soruları sorsaydı belki çok meraklı veya Denizhan’ a çok hevesli gibi durabilirdi. Ama ben yıllardır duygularımı saklamaya o kadar çok alıştım ki bazen kendi duygularıma bile yabancılaştım . Gerçekten kendi duygularımı o kadar iyi kamufle ettim ki en yakın arkadaşım bile yanı başında ki , her gittiği yere parçalarını bırakan bu enkazı fark etmedi. Ben yine ve yeniden düşüncelere dalmışken Denizhan’ın konuyu değiştirme çabası ile kendime geldim. “Ya sen beni boşver sen yeni geldin asıl sen anlat” Ben pardon bakışı atarken Denizhan da anlamış olacak ki kendini açıklama isteği duydu. “ Yani kendini anlat. Mesela müzik mi resim mi?” bu tepkisi ile yüzüme nerden geldiğini bilmediğim büyük bir gülücük kondu .” Müzik “ diye sorusunu cevapladım. O ise cevabıma karşılık “ Hmm. Peki öbür okulunda ne yapıyordunuz müzikte?”. Sevdiğim bir konu açıldığı için birden bol bol konuşmaya başladım .” Biz enstrüman eğitimi alıyorduk. Ben gitar çalıyordum” Denizhan yine merakını konuşturarak istemeden de olsa beni kıracak o soruyu sordu. “ Peki sesin nasıl güzel mi?”
BİR YIL ÖNCE
“Kanka bak valla taş gibi sesin var git işte bir kendini dene ne olabilir ki en fazla ya “
“Kanka hayır ya ben utanırım “
Gamze sinirli ses tonu ile
“Ya Zeynep salak mısın nesin ya utanılacak bir şey yok . Hem o Allah’ın belası Newton utandı mı utanmadı adam başımıza ne işler açtı ya sorunlu herif . Neyse konudan sapmayalım. Onalr utansa bu noktalara gelebilir miydi ? Hayır . Hem grubun tüm üyeleri taş bakarsın bana yakışıklı bir enişte gelir.”
Gamze tek nefeste söylediği milyonlarca şey beni güldürürken. Dediği şey aklıma takıldı ya solist olursam ve bu sayede Mert ile tanışırsam sonrasında... Ben hayalerdeyken Gamze yine kulağımın dibinde bağırdı “ Yürü hadiii” ve ben kararımı verdim. “ Tamam” Gamze söylediğim şeyin şaşkınlığı ile “ Neyyy “ diye bir tepki verdi ben tepkisine gülerken “ Tamam gidicem o şarkıyı söylicem ve solist ben olucam” Gamze gururlu bir ifade ile “ Helal kızma bee yürü koçum” Ve ben derin bir nefes vererek müzik odasına girdim. Müzik hocamız taburede oturmuş grubu izliyordu bateride tabiki de Mert, elektronik gitarda yine 10.sınıflardan Özlem, Bas gitarda Emira, Ve akustik de Alp. Gerçekten güzel çalıyorlardı ama Fatih hoca bir türlü istediği sesi bulamamıştı ve hala solist arıyorlardı . Ben kapıdan girdiğimde müzik ilk yavaşladı sonra bitti Fatih hoca bana döndü . Ben ise hayatımda asla bir daha bir araya toplayamayacağım cesaretimi topladım ve o cümleyi söyledim “ Hocam ben de şansımı denemek istiyorum” Fatih hoca ise hem şaşkın hem anlayışlı bir ifade ile “ Zeynep gitarda gerçekten iyi olduğunu biliyordum . Bakalım sesin nasıl . Hemen geç repertuar dan istediğin şarkıyı seç başlayalım.” Ben gözlerimi asla Mert’in üzerine değdirmeden hemen repertuarı elime aldım ve listeden beni anlatan şarkıyı seçtim. “ Hocam ben bunu söylemek istiyorum” Hoca tedirgin bir ifade ile “Tabiki” dedi ve arkadan şarkı başladı ve ben gözümü kapatım söylemeye başladım.
Bakma bana öyle derin
İşim olmaz senle benim
Hiç bu kadar, sevilmedin
Gözlerinden okuyorum
Haberin yok ölüyorum
Sorma bana nerelisin
Ne içerisin Ne giyersin
Derdim sana derman olsun
Ben gönülden okuyorum
Haberin yok ölüyorum
Azdı yine, deli gönül
Üzerine, geliyorum
Geçti yine, boş bir ömür
Gözlerinden, öpüyorum
Haberin yok, ölüyorum
Haberin yok ben ölüyorum
Sen gelirken ben gidiyorum
Dermanım yok ben ölüyorum
Ayrılırken ben içiyorum
Haberin yok, ben ölüyorum
Şarkı bitti ve ben gözlerimi açtım o sırada hoca bana mutlu bir ifade ile bakıp “ Galiba solistimiz sensin Zeynep gerçekten sesine sağlık çok güzeldi. Biz yine bir toplu konuşalım sana kesin haber veririz . “ Ben hayatımda duyduğum en güzel haberi almamın sevinci ile “Tamam hocam” dedim. O sırada arkama dönüp baktığımda bir kişi dışında herkesin yüzünün güldüğünü gördüm. O kişinin Mert olması beni yıkarken düşünmemeye çalıştım. Ama sadece çalışmakta kaldı. Ben kapıya doğru adım alırken toplandıklarını gördüm. Merakıma yenik düşerek kapıyı hafif aralık bırakıp kapını yanında durup konuşulanları duymaya çalıştım. Şuan rahattım çünkü müzik odası en alt kattaydı ve şuan bu saatlerde kimse bu katta olmazdı tabi Grup dışında. Ben söylenenleri dinlerken Mert konuşmaya başladı. “Hocam tamam kızın hakkını yemeyelim sesi güzel performansında iyiydi ama sahneye yakışmıyor bu kızda solist olabilecek potansiyel yok. Hocam siz benden iyi biliyorsunuzdur yetenek kadar o kumaşta lazım.” Mert’in dedikleri beni olduğum yere çivilerken Özlem konuşmaya başladı “ Abi saçmala istersen kız aşırı iyi onun kadar iyi ses okulda başka yok yani herkes geldi nerdeyse.” Emir sıkın bir ifade ile “ Bu iş iyice kül kedisine döndü “ dedi . Ardından Alp de “Bence de kızın sesi iyiydi”. Mert ise bıkkınlıkla “Walla hocam ben bu kızdan önceki kız taraftarıyım hem kız yetenekli hem kumaş var tamam bir bu kız değil sesi ama total olarak ondan daha iyi. Bence kesin o hocam “ dedi. Fatih hoca herzaman kendi fikrinden çok Mert’in fikirlerine önem verirdi . Bu yüzden hemen ikna oldu . Ve ben kalbim elimde sınıfıma çıktım. Belki birdaha hiç içimde attığını hissedemeyeceğim kalbim ile...
Şimdi
Denizhan’ın sordu soru ile aklıma unutmak istediğim anılar gelince bir anda irkildim ve kendime hemen ayağa kalkıp “Neyse benim gitmem gerek “ deyip arkamı döndüm tam gidecekken Denizhan’ın şaşkın sesini duydum “ Yanlış bir şey mi sordum?” ben onu kötü hissedirmenin vicdan azabı ile arkamı dönmeden konuştum “Hayır sadece gitmem gerek” bir iki adım attıktan sonra yine arkamı dönmeden Denizhan’a hitaben konuştum . “ Ayrıca sesim güzel değil”. Yurda doğru giderken düşündüm o gün Mert’in nasıl haksızlık yaptığını , nasıl seçim yaptığını , nasıl canımı yaktığını. Şimdi siz soruyorsunuz ne seçimi o gün Mert’in bahsettiği diğer kız sevgilisi...
Merhaba arkadaşlar önce kitabımı okuyan oy veren herkese çok ama çok teşekkür ederim . Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Oy ve yorumlarınız bekliyorum. İyi okumalar💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhtimal |tamamlandı|
Ficción GeneralBir kız ve hayatını değiştiren bir karar ve bataklığa düşmüş hayaller... Bu bir kaçışın hikayesi düş kırıklarından ,karşılıksız sevgiden ve boş umutlardan kaçışın hikayesi... Bu güzel seven ama hep kaybeden bir adamın hikayesi... Bu sevilmeyenlerin...