• Luna Lovegood •

211 24 6
                                    

15 Nisan 2020 Çarşamba

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

15 Nisan 2020 Çarşamba

01.45

Hermione Jean Granger

"Neden bana konuştuğunuzu söylemediniz? Tam anlamıyla aptalsınız."

Elindeki bardağı dudaklarıma götürüp kırmızı şarabımdan bir yudum daha aldım. Okulun bahçesinde ay ışığının altında uzanarak şarap içme düşüncesi sarhoş oldukça hoşuma gitmeye başlamıştı. Ne kadar yakalanma düşüncesi beni korkutsa da iki bardak şarap beni esir almış ve tüm endişeli duygularımın uçup gitmesini sağlamıştı anlaşılan.

"Doğum günün için iyi bir hediye olduğumu düşündüm ve onlara söylememelerini söyledim."

"Ah klasik Malfoy. Hala aynı egoya sahipsin."

Kıkırdayıp bardağımdaki son yudumu içerken ferahlamak için elimle kendimi hafifçe yelliyordum ama hiç faydası olmuyordu. İngiltere'nin iklimine nazaran nisan ayı kendini oldukça sıcak hissettiriyordu ve bu beni oldukça bunaltıyordu. Oldum olası sıcak havadan nefret etmişimdir.

"Bir bardak daha istiyorum."

Bardağımı doldurması için Draco'ya uzatırken o bana gülümseyip başını iki yana salladı.

"Hayır bence yeterince içtin Hermione."

Gözlerimi devirip bardağımı kendim doldururken ağzımdan dökülen kelimeleri sarhoşluğun etkisiyle rahatça söyliyordum. Ayık kafayla asla söyliyemiyeceğim şeyler sarhoşken nasıl da ağzımdan rahatça çıkıyordu.

"Seni özlemişim Draco... Hemde fazlasıyla. Saçma bir şekilde birbirimizden uzaklaştık ve-"

Ağzımdan her çıkan kelimeyle kalbim daha hızlı atmaya başlarken yıllardır omzumda taşıdığım yükümden kurtuluyordum. Onu gerçekten fazlasıyla özlemiştim. Onunla vakit geçirmeyi,eğlenmeyi hatta kavga etmeyi bile. Sadece yanında durmayı bile özlemiştim. Aramızda ki anlamsız soğukluk nihayet son bulurken yıllardır içimde tuttuğum sırrı söylediğim de vereceği tepkiden korkmadan dudaklarım aralandı. Çünkü zaten bir kere uzaklaşmıştık ve her şey başlamadan söylersem beni tekrar yüzüstü bıraksa dahi önceki gibi bir yıkama uğramayacağımı biliyordum.

"Draco sana bir şey söylemeliyim."

Draco'nun gözlerine gözlerimi sabitlediğimde vücudumdaki ısı daha çok arttı. Tanrım gözleri sanki beni boğuyordu ve o bunun farkında bile değildi. Derin bir nefes alıp bardağımdaki tüm içkiyi mideme indirirken Draco dikkatle beni izliyordu. Gözleri tarif edemeyeceğim şekilde parlarken beni söylemek için daha çok sabırsızlandırıyordu. Aramızda her zaman bir çekimin olduğunu biliyordum ama bunu hisseden tek ben olamazdım öyle değil mi?

Who Is The Killer? || Dramione/Tomione AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin