Ne zaman başlamıştı her şey? Ne zaman bu kadar bağlanmıştım bu adama? Sadece bir kaç gün görmediğim için gizli gizli gidip gözetleyen kişi gerçekten ben miydim?
Yaklaşık 1 haftadır beynimde dönen sorulardan bir kaçıydı. Tek bir bakışı ile beni bu kadar etkileyen bir adam içindi bunlar. İlişki konusunda pek geçmişim yoktu. İlgimi de çekmiyordu açıkçası.
Sürekli birisine bağlı olmak neden ilgimi çeksin? Neden birisinden özel bir ilgi bekleyeyim? İlişkiler hakkında düşündüğüm tam olarak buydu. Çevremde gördüğüm ilişki olarak adlandırılan bu istek alışverişleri her zaman bana saçma gelmişti.
Choi San'a kadar.
Şimdi ise ona bağlı olmak, onun tek ilgi odağı olmak ve onunla tüm duygularımı paylaşmak istiyordum.
Biraz daha fazla düşünürsem kafayı sıyıracağımı düşünerek masanın üstündeki telefonumu hızlıca elime aldım. Günlerden Cumartesi, saat ise öğlen 12.30'u gösteriyordu.
Beni aramayacağını biliyordum, bunu açıkça belli etmişti. İlk adımı beni tepeye götürerek o atmıştı ve şimdi aynı adımı benden bekliyordu, haklı olarak.
Hızlıca mesaj kısmına girdim ve mesaj yazmaya başladım.
W: "Müsiat misin?"
Hiç düşünmeden mesajı yolladıktan sonra beklemeye başladım. Gerilmiştim, hem de çok. Mesaj kısmından çıkmayarak cevaplamasını bekliyordum.
Temiz hava almak için balkona çıktım. Sandalyelerden birini çekerek oturdum ve beklemeye devam ettim.
15 dakika olmuştu.
Cevap vereceğine dair tüm umutlarım sönerken telefonumun sesi ile irkildim.
Choi San arıyor...
Ne?
Kendime gelerek boğazımı temizledim ve telefonu açtım.
"Efendim?"
"Kusura bakma duştaydım, aramanı görmedim."
Demek duştaydı. Belinde havlusu, vücudundan süzülen sular ve ısla-
"Orda mısın?"
"Ah, evet evet. Balkona kuş gelmişti de ona dalmışım."
Aynen, talih kuşu.
Hafif bir gülme sesinden sonra sesini duydum.
"Anladım. Evet müsaitim."
Şimdi sormanın tam sırasıydı.
"Bugün planın var mı?"
Büyük bir stres ile söylediğim cümle sonrası gergince cevabını bekledim. Eğer planı oldığunu söylerse bir daha adım atabileceğimi sanmıyordum.
"Hayır bir planım yok."
Verdiği cevap ile derin bir nefes verdim.
"Geçen gittiğimiz tepeye ne dersin? Evde oturmaktan sıkıldım ve hava da çok güzel. İste-"
"Hayır."
Derin ve sert sesi ile susmak zorunda kaldım. Çok mu hızlı gitmiştim? Ya da çok mu sıkmıştım?
"Film izleyelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
● VALSE●
General FictionEtkinlikler, iş yemekleri, parti ortamlarında birbirleri ile bakışan rakip şirketlerin Ceosu Jung Wooyoung ve Choi San ortak bir iş için yaptıkları toplantı sırasında şiddetlenen tartışma sonrası anlaşmazlıkları çözmek adına kural listesi hazırlarla...