İzuku sandalyesinde rahatsızca kıpırdandı. Seyirciler kısmından karısı Ochako ona güven verici bir bakış attı. İzuku bakışını avukatına çevirdi.
''...sanığın daha önce de uyuşturucu ve hırsızlık gibi olayların içinde bulunduğu da şüpheleniyor.''dedi avukat.
''Peki Bay Midoriya'nın, Takashi Makoto'nun Bayan İnko Midoriya'yı öldürdüğüne dair kanıtı var mı?''diye sordu hakim.
''Şey...müvekkilim adamı arkadan gördüğünü ve sesini duyduğunu söyledi. Sesinin Takashi Makato ile benzer olduğunu, boylarının hemen hemen aynı olduğunu ve...ondan o zamanki adamla aldığı aynı enerjiyi aldığını söylüyor.'' Avukat İzuku'ya özür diler bir bakış attı. Bunların yeterli bir kanıt olmadığını biliyordu ama müvekkilinin o adamı hapse adana kadar durmayacağını da biliyordu. İzuku sakin gözüküyordu. Daha doğrusu çabalıyordu. Gözlerini karşı taraftaki adama dikmişti. Annesini öldüren piçin o olduğunu biliyordu. Hissedebiliyordu. Hisleri onu asla yüzüstü bırakmamıştı.
''Şey, bunlar tam olarak kanıt sayılmaz Bay Midoriya, şimdi de sanığın ifadesini alalım.''dedi ve Takashi'nin avukatına baktı. Avukat boğazını temizleyip eline birkaç tane dosya alıp ayağa kalktı.
''Müvekkilim suçsuzdur. Çünkü olay saatinde başka bir yerdeydi. Bu fotoğraflar ve bu güvenlik kamerası kaseti de bunun bir kanıtı.''dedi elindeki dosyaları ve kaseti havaya kalırarak.
İzuku sandalyesinde dikleşti. Ne demeye çalışıyordu? Onların gerçek olmasına imkan yoktu. Gecenin bir yarısı nerede olabilirdiki?
''Şey, ne demeye çalışıyorsunuz?'' diye soru hakim. Avukat bir kez daha boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
''Şöyle ki, müvekkilim Takashi Makato, o saatte annesi ağır ateşlendiği için o zaman açık olan bir eczaneden ilaç alıyordu. Bu kaset onun aldığının kanıtı ve aynı zamanda ilacı ona satan adam şahittir.''dedi avukat gayet sakin bir şekilde.
İzuku bir anda ayağa fırladı ''Buna inanmayacaksınız, değil mi? O kaset ve fotoğraflar sahte veya birinin özgünlüğü olabilir! Şahit ise onun arkadaşı olabilir!'' dedi bağırarak. Odayı fısıltılar ve mırıldanmalar doldurdu. Takashi ise gayet sakin gözüküyordu. Hakim tokmağını bir kaç kez masada tıklattı ve susmalarını söyledi ancak mırıldanmalar daha da bir arttı. 'Ah, Tanrım, her seferinde kullandırtmak zorunda mısınız sanki..' diye mırıldandı hakim. Bir saniye sonra bir anda herkes susmuştu.
''Tanrım, neredeyse her duruşmada bana özgünlüğümü kullandırtıyorsunuz.''dedi hakim bıkkın bir şekilde. ''Bay Midoriya, sessiz olma hakkına sahipsiniz.''Avukata dönüp devam etti.''Kasetleri lütfen buraya getiriniz. Bu arada şahit şu an duruşmada mı?''diye sordu. Avukat çoktan masaya ulaşmıştı. Kasetleri hakimin masasına koyup yerine geri döndü.
''Evet hakim bey. Şahit olan eczaneci adam buradadır.'' 2 dakika sonra içeriye bir adam girdi.
''Bu adam suçsuzdur, biliyorum çünkü ona dün tam 11:56'da 2 paket ateş düşürücü hap sattım.''dedi içeri gelen adam. İzuku sakin kalma yetisini kaybediyordu. Sinirden titreyip terlemeye başlamıştı. Salonda tekrar mırıldanmalar yükselmişti.
''SESSİZLİK!!''diye bağırdı hakim tokmağını masaya vurarak.''Az önce yanımdaki eleman kaseti izleyip kontrol etti. Son derece gerçek görünüyor.''dedi İzuku'ya bakarak.''Jüri üyemizin ifadesini alma zamanı.'' dedi jürilerin oturduğu koltuğa bakarak. ''Sanığı suçlu bulanlar el kaldırsın.'' El kaldıranların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Kaldıranların çoğu da Deku'ya-barışın sembolü, 1 numaralı kahramana-güvendiğinden dolayı kaldırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Adalet (BNHA//MHA//VILLAIN!DEKU AU)
ФанфикYa Death Note bizim dünyamıza değilde çok daha farklı bir dünyaya düşseydi, insanların süper güçlerinin olduğu bir dünyaya? Ve defteri Light Yagami değilde belki çok daha zeki ve güçlü biri bulsaydı?