rumor has it

664 81 101
                                    

"Zindanda Profesör Quirrell ve senin aranda geçen olay tamamen sır; bu yüzden, doğal olarak, bütün okul biliyor."

— J.K. Rowling, Harry Potter ve Felsefe Taşı.

*Kalın yazılar çataldilindedir.

Hogwarts'taki herkesin tartışmasız Quidditch şampiyonu Park Jimin'den biraz korktuğu sır değildi. Okul başkanı ve herkes tarafından Slytherin'in prensi şeklinde biliniyordu. Keskin ve tıslayan bir dili olduğunu söylemek hiç de abartma olmazdı. Sonuçta Park Jimin bir çatalağızdı.

Çatalağızlar oldukça nadirdi. Salazar Slytherin'in soyundan gelmeyen bir çatalağız ise neredeyse duyulmamış bir şeydi. Park Jimin, doğrusunu söylemek gerekirse, enderdi. Bir nesilde tek olan bir büyücüydü. Bunu biliyor ve bunu seviyordu.

Öğrenciye verilen lakaplar, açıkça, göz korkutucuydu ve Park Jimin'in kişiliği bunlar dışında her şeydi. Tatlı, önemseyen ve saygılı, Jimin yalnızca öğretmenlerin gözdesi değil aynı zamanda kendinden küçük Slytherin'lerin örnek aldığı bir rol modeldi. Onun gitmesini izlemek zor olacaktı ama herkes onu büyücülük dünyasında harika şeylerin beklediğini ve, er ya da geç, ne olursa olsun Hogwarts'a geri geleceğini biliyordu. Ne de olsa Jimin Hogwarts'ı, Hogwarts'ın onu sevdiği kadar seviyordu.

Ama herkesin ona dikkat etmesine sebep olan şey onun Quidditch yetenekleri, mükemmel notları ya da büyüyü dışından söylemesine gerek kalmadan sizi lanetleyebilecek olması değildi. Yılanlarıydı.

Yılanlar Jimin'in vücudunda belirmeye başladığında beşinci yıldalardı. İlk önce sol kolunun önüne sarılmış ince, mercan yılandı. Büyülü dövmeler büyücü dünyasında hala nadirdi ve bir sürü farklı evlerden öğrenci Slytherin masasına geniş gözler ve daralmış ağızlarla yaklaşmıştı. Jimin ilginin tadını çıkararak yeni dövmesini göstermiş ve çataldilinde birkaç sözcük söyleyip yılan da ona geri fısıldadığında herkesin şaşknlıkla nefesinin kesilmesine sebep olmuştu. Yılanın duyguları vardı, Jimin'in söylediğine göre. Canlı değildi ama yine de kendi ismi ve düşünceleri vardı. Vücuduna kazınmış kalıcı bir evcil hayvan gibiydi. Onun gibi bir çatalağız için harika bir arkadaştı.

Duyguları olan objelere güvenilmezdi, herkes bunu bilirdi. Ve yılan bir obje olmasa bile yine de bir şeydi. Ama büyük değildi ve korkutucu görünmüyordu. Ve Jimin'in görünüşü ele alındığında, Gümüş saçı ve ışıldayan gözleriyle, sevimli bile denebilirdi, bunu itiraf etmek zorundalardı.

Birkaç ay sonra, kavurucu güneşin altındaki bir Quidditch antrenmanında, Jimin terli tişörtünü sıyırıp ikinci dövmesini göstermişti. Kafası Jimin'in göğsünde, vücudu omzuna sarılmış ve kuyruğu karnında olan bir kara mamba. Slytherin antrenmanını izlemeye gelen birkaç Ravenclaw öğrencisi yeni dövmeyi baştan aşağı incelemek için yaklaştıklarında yılan tıslamıştı ve kendilerine zarar veremeyeceğini – ya da verebilir miydi?- bilseler de korkup kaçmışlardı. Jimin'in küçümseyen gülüşü neredeyse kara mamba kadar korkutucu olmuştu. Yılanların yalnızca koruyucu değil aynı zamanda başkalarının ona karşı kötü niyetli olup olmadıklarını da anlayabildikleri ortaya çıkmıştı. Yakında olacak olan Ravenclaw vs Slytherin maçı düşünüldüğünde Ravenclawların Slytherin'in Şampiyonu'nun bir şekilde yaralanmasını istemeleri beklendikti.

O olaydan sonra birçoğu Jimin'in yoluna çıkmaktan korkar olmuştu.

Üçüncü Jimin'in kulağının yakınında kıvrılmış olan yılan, bilinmeyen bir türden minik gümüş bir engerek yılanı, öğrencilerin en çok korktuğu yılandı. Görünüşünden dolayı değil, tamamen dürüst olmak gerekirse tatlı sayılabilirdi, ama Jimin'in kulağına fısıldadığı şeylerden dolayıydı. Çocuksu dedikodulardan hangi öğrencinin kuralları bozacağına kadar, Hogwarts'ta olan her şeyi küçük gümüş yılan Jimin'e söylerdi. Yılanın nasıl yapabidiğini kimse bilmezdi ama biri bir sırrı fısıldadığı anda, kalenin öbür ucunda bile olsa, Jimin de bilirdi.

rumor has it; vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin