Bugün çok sıradan bir gündü. Hiç yataktan çıkmak istemiyordum. Canım çok acıyor ve kendimi bir uçurumun dibinde terk edilmiş gibi hissediyordum. Bir anda kalktım, uzun süre boş bakışlarla aynaya bakıp sadece başımdan geçenleri anlamaya çalıştım. Kendimi çok çaresiz hissediyordum.
Kalabalık bir ailenin son çocuğuydum. Abimler hayatımın her alanına karisirlardi. Karismalarina hakları yoktu aslında. Baskı altında yaşayan bir insan hakkını ne kadar savunabilirdi ki. Bazen yaşamaya bile hakkım olmadığını düşünürdüm abimler yüzünden. Koca aile içinde bir tek "BABAM" ile aram iyiydi. Bazı kızlar vardır. Hayallerinde baba özlemi çekerler ama dokunabilir, kokusunu içine çekebilir hatta ona sarılabilir. Ama bu saydıklarımı yapabileceklerine rağmen caresizce susup sadece uzaktan hasret giderirler. Düşünsene ya ona bu kadar yakınsın ama elinden birsey gelmiyor ona sarilamiyorsun onun ellerini öpemiyorsun ona dokunmaya bile cesaretin yok. Işte benim hayatımdaki koca yoksulluğumun içinde en büyük zenginliğim buydu. Babam beni severdi. Beni öper, kucağında oturtur saçımı okşar, benle konuşurdu. Babam artık benim için tek gerçek olmuştu. Çünkü ben onun için herşeyi yapıyordum oda benim için..
Daha 17 yaşında bir kızdım. Yaşadıklarım kolay şeyler değildi. Ama elimden gelen birsey de yoktu. Annemle aram eskisi gibi değildi. Sanki ben onun çocuğu değilmişim gibi davranıyor, ben yokmuş gibi hareket ediyordu. Bu durum çok canımı acıtsada beni içten içe yıpratsada bu duruma artık alısmiş gibiydim...
~~~~~~~~~~~
Umarım hikayemden keyif alırsınız.
Oy vermeyi ve bir kelimede olsa yorum yapmayı unutmayın:)