Sancılar ile uyanmıştım. Derin bir nefes alıp verdim. Burağın kafası benim kafamın yanındaydı. Derin nefesler alıp vererek kalktım. Sancım yavaş yavaş artıyordu.
"Sude, iyi misin?" dedi Burak, ona baktım.
"Sancılar başladı" dedim, Mine'de uyanmıştı. O sırada kapı açıldı ve içeriye hemşireler girdi.
"Nasılsınız Sude Hanım?" dedi yanımda ki ekranlara bakarak.
"Kasılmalar başladı" dedim.
"Çok güzel" demişti, ne güzel ben burada ölüyorum.
"Birazdan oksijen tüpü takacağız, ağrı gelmeden biraz önce bu yapılır, bir nevi uyuşturucu gibi" dedi.
"Epidural kullanacak mıyız?" dedim.
"Epidural şu an için gerekli değil, ne zaman sancıdan ölüyorum derseniz o zaman yapabiliriz" dedi, nefes verip kafa salladım. Burak yastığı kaldırdığında arkama yaslandım.
"Doğumdan önce bir şey yememelisiniz, o yüzden şimdi bir şeyler atıştırın. Beklentilerime göre akşama doğru kızımızı alacağız" dedi, hadi inşallah.
"Ben sana tost alıp geleyim tamam mı?" dedi Burak.
"Tamam" diyerek kafa salladım. Tereddütle gitmişti.
"İyi misin?" diyerek geldi Mine.
"Biraz" dedim, elini omzuma koyup okşadı.
"Canım benim, bende bir doğum yaptım biliyor musun?" dedi, ne! Doğum yapmış gibi durmuyordu, gayet fitti.
"Ciddi misin?" diyerek ona baktım.
"Evet, bir oğlum var. Ama eşimle boşandık" dedi, bir an boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Burak ve bende öyle olacaktık.
"O yüzden seni anlıyorum, derin nefesler alıp ver iyi gelecek" deyip gülümsedi. Derin nefesler alıp veriyordum. Kapının açılması ile oraya baktık. Annemler, Şevval Hanımlar ve Burak'dı. Burak gelip elinde ki sandviçi bana uzattı.
"Teşekkür ederim" deyip aldım.
"Nasılsın canım?" dedi annem.
"Kasılmalar başladı, akşama doğru kızımızı alabilirmişiz" dedim, gülümsediler. Sandviçimi yemeye başladım. Kapı açıldığında oraya baktık. Bizim çocuklardı.
"Günaydın" deyip gülümseyerek geldiler.
"Günaydın" deyip gülümsedim.
"Nasılsın bakalım minik serçe?" dedi Kaan.
"Sancılarım başladı" deyip sandviçimi yemeye devam ettim.
"E bu iyi bir şey o zaman" dedi Meltem, annemler ve Şevval Hanımlar odadan çıkmıştı. Çok heyecanlılardı, bir o kadar da korkuyorlardı.
"Akşama doğru kızımızı alabilirmişiz" dedi Burak.
"Yaa!" deyip gülümsediler.
"Çok heyecanlandım" dedi Lina, ona gülümsedim. Sandviçim bitmişti, Burak çöpünü attı. Sancılarım artmıştı. İnlemeye başlamıştım artık, kendimi tutamıyordum.
"Burnundan nefes alıp ağzından yavaşça ver canım" dedi hemşirelerden biri, dediğini yaptım. Diğerleri ise oksijen tüpünü hazırlıyorlardı. Hem nefes alıyor hem inliyordum. Burak elimi tutuyordu. Çenem titrerken gözyaşları akıtmaya başlamıştım.
"Gel bakalım" dedi hemşire. Bacaklarımı yataktan indirdim. Maskeyi uzattığında alıp burnuma tuttum. Gözlerimi kapatıp nefes alıp vermeye başladım.