bu bölümden itibaren manga'dan bağımsız olacak hikâyemiz o yüzden manga spoilerları hakkında endişelenmenize gerek yok. iyi okumalar!
"todoroki-kun? benimle misin?"
sıcak bir ağustos günü. hava gereğinden daha da sıcak. shoto resmen bütün uzun kollularını kaldırmış ve bir daha onlara bakmak dahi istemiyordu. yazın bitmesi için her tanrı'nın günü dua ederken bulmuştu kendini, aşırı dinci olmasa bile. yaz tatili arası sayesinde biraz olsa da rahatlamak istemişti. ama hayır, güneş farklı bir şekilde düşünüyordu.
her günü boş geçerken sonunda midoriya onu odasından dışarı sürüklemiş ve bir hafta sonunda bir canlı ile iletişim kurmuştu. aslında, babası bile aramıştı ama dürüst olmak gerekirse, şu an görmek istediği son kişiydi.
"alo?"
shoto sonunda hayata geri dönerken izuku'nun yüzüne doğru el sallaması da durmuştu. kendini midoriya'yı dinlemediği için biraz suçlu hissetti. çünkü içten içten anlattığını tahmin etmişti ama aklı fazlasıyla doluydu.
"öhöm, evet?" diye cevapladı sahte bir şekilde boğazını temizleyerek shoto. izuku inanmaz bir şekilde arkadaşının yüzüne baktı ve shoto yüzünden geçen hayal kırıklığını okuyabiliyordu.
"neyse," dedi midoriya, kırılmış bir şekilde. todoroki kendini bok gibi hissetti ama iş işten geçmiş gibiydi. telefonunu eline aldı yeşil saçlı yaşıtı. "sen napıyorsun?"
izuku'nun bu sıralar hassas olduğunu biliyordu todoroki. hem kendi problemlerinden dolayı, hem de ikinci cinsiyeti ile ilgili. tabii ki de normal bir arkadaş olup onu dinlemek yerine bencilce davranmış ve kendi sesini dinlemişti, kahvesini yudumlarken. ama kendisinin de problemleri vardı ve kendine yardım etmeden önce başkalarına yardım edemezdi, değil mi?
"özür dilerim, cidden-"
izuku'nun sertçe karton bardağını masaya koyması ile sesi kesildi.
"biliyor musun? kapat konuyu gitsin." dedi ve oturduğu yerden hızlıca kalktı. kafedeki birkaç kişi onlara bakarken todoroki yerin dibine girmiş ve kendine küfür etmek ile meşgûldü ama kendiside izuku'dan hemen sonra kalktı ve hızlıca çıkışa doğru yürüyen yaşıtına yetişmeye çalıştı.
uzun bacakları sağ olsun, kafeden çıktıklarında hemencecik yetişebilmişti. nefes nefese kalmadan kolundan tutarken, midoriya da aynı anda hızlıca geri çekti. nefesini sertçe verirken, shoto aptal aptal izuku'ya baktı.
"mi-"
"durumumu biliyorsun, todoroki," dedi sertçe izuku. shoto ise olmayan kelimelerini yutmak zorunda kaldı. "şu an konuşabileceğim tek kişi olduğunu da. özür dilerim seni kendi dertlerime boğduğum için, ama başka ne yapmalıyım söyler misin? sana bir alfaya âşık olduğumu söylüyorum ama dinlemiyorsun bile!"
shoto'nun duyduklarıyla gözleri iyice açıldı. izuku'nun bir şeye takıldığını biliyordu ama bu olacağını hiç tahmin etmemişti. hele de bir alfaya bunları hissettiğini.
alfa-beta ilişkileri vardı elbette, daha önce duyulmamış bir şey değildi ama her gün duyacağın bir şey de sayılmazdı. hâlâ insanlar alfa-alfa, beta-omega ve alfa-beta ilişkilerinin doğruluğunu tartışıyorlardı ve her birinin gözlemleri o kadar farklıydı ki devletler bazen ne yapacaklarını şaşırıyorlardı. hatta bazı insanlar vardı ki bu ilişkilerin yasaklanması gerektiğini protesto yoluyla ifade ediyorlardı, yıllardır. hâlâ konuya bir nokta konulmamışken bu ilişkiler içindeki insanlar sadece topluma kurban olarak düşüyorlardı.
"midoriya..." diye endişe ile arkadaşına baktı shoto. izuku'nun kızgın yüzü kendini kedere bırakmıştı. elleri yumruk hâlinden sıyrılmış, yeşil gözleri de yere sabitlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
infinite ⊹ todobaku [✅]
Fanfiction"seni sonsuz seviyorum." hepsi yanlıştı. bu dünyaya bir omega olarak gelmem, okulda en gıcık kaptığım kişiye âşık olmam ve okulun en iyisi olmam da. kulağıma fısıldadığın sözcükler de, hepsi yanlıştı, yarı ve yarı aptal! omegaverse • omega!katsuki +...