Halsizlikten ayaklarım tutmuyordu. Yatağıma uzanıp, bir süre tavanı izlemiştim. Gözlerim kendiliğinden yavaşça kapanmaya başlamıştı. Daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.
Bazen kendimi yorgun hissediyordum. Evde pek fazla bir şey yaptığım söylenemezdi. Ama yoruluyordum.
Lisa, Jisoo ve Jennie hepsinin kalbi çok güzel. Onlara sahip olduğum için mutluyum. Aynı evde kalıyorduk. Tek fark onların bir işi olmazı ve benim bir işim olmamam. Bu durum canımı çok sıkıyordu. Artık çalışmam gerekti. Kızlar çalışırken benim evde oturmam doğru değildi.
Jisoo bana bir iş ayarlayacağını söyledi ve öyle de oldu. Birinin sekreteri olacaktım. Detaylı bilgileri şirkete gideceğim zaman öğrenecektim.
Kendime geldiğimde, yataktan kalktım. Duşa girip üstümde ki kıyafetlerden kurtuldum. Ilık sıcak suyun vücudumdan akmasına izin verdim. Biraz olsun rahatlamıştım.
Dolabımı açıp ne giyebileceğime baktım. İlk günden güzel olmak istemiştim. İçime beyaz bir gömlek giydim. Onun üstüne ise, siyah bir ceket ve altına siyah bir şort. Ayakkabı olarak da dizlerime kadar gelen uzun bir bot.
Dudağıma hafif bir parlatıcı sürdüm. Makyaj yapmayı severdim ama abartılı bir şekilde değil. Boynuma lavanta kokulu parfümümü sıktım. Siyah çantamı alıp, aynada kendimi süzdüm. Güzel ve hoş görünüyordum.
Telefonumu alıp Jisoo'yu aradım. Bir kaç dakika geçtikten sonra açtı.
"Ah, Chaeyoung hazırsın değil mi? Bay Park seni bekliyor." Derin bir nefes aldım. Heyecanlıydım. Her ne kadar belli etmesemde. "Hazırım, şimdi evden çıkıyorum geç kalmam." Şu an gülümsediğine eminim. Jisoo telefonu kapatıp, evden çıktım. Lütfen, her şey güzel geçsin.
❦
Sonunda şirkete gelebilmiştim. Yavaş adımlarla içeriye girdim. Dışarıdan bakılınca büyük dursa da, içi daha da büyüktü. Asansör'e doğru yürüdüm. Kapı açılınca boş olması yüzümde bir gülümseme yapmıştı. Binip, 7. Kata bastım.
Ellerimle oynamaya başladım. Acaba nasıl biriydi? Sert mi? Yoksa anlayışlı mı? Ya da umursamaz mı? Umarım işe alınırdım. Çünkü artık evde oturmaktan sıkılmıştım.
Kapı açılınca aklımda ki düşünceleri bir kenara bıraktım. Asansör'den çıkıp etrafa bakındım. Jisoo ortalıkta gözükmüyordu. Lisa ya da Jennie yoktu. Sanırım işleri vardı.
İleri de, danışmanda bir kadın vardı. Oraya doğru adımladım. Saçımı kulağımın arkasına yerleştirdim.
"Merhaba, Ben Park Chaeyoung. İş görüşmesi için gelmiştim." Kadın bana gözlerini çevirip baştan aşağıya süzdü. Ardından dudaklarını aralayıp konuştu.
"Bay Park, sizi odasında bekliyor. Burdan sola dönün zaten görürsünüz. İyi şanslar."
Gülümseyip teşekkür ettim. Odasının önüne geldim. Usulca kapıya vurdum. İçeriden gel sesi gelince kapıyı açtım ve girdim.
"Park Chaeyoung sen olmalısın?"
Başımla onu onayladım. Önünde bir sürü dosya vardı. Bilgisayarı açıktı ve kahvesi yarım kalmıştı. Saçlarını karıştırıp geriye doğru yaslandı. Beklediğimden de yakışıklı çıkmıştı.
"Seni hemen işe almayacağım. 3 günlük bir deneme sürecin var. Eğer, güzel işini yaparsın benim sekreterim olursun."
"Elimden gelenin en iyisini yapacağım Bay Park, merak etmeyin."
"Umarım, şimdi sana yapman gerekenleri söylüyorum. Sabahları benden önce geliceksin ve ben geldiğimde orta şekerli kahve masamın üzerinde olacak. Bir şey olduğunda seni arayacağım. Zaten ofisler yan yana. Sadece arada cam var."
Bunların hepsini dinlerken orta şekerli içmesi dikkatimi çekmişti. Bir ortak yönümüz çıkmıştı.
"Anladım Bay Park."
"Şimdi çıkabilirsin."
Teşekkür edip odadan çıktım. Kapının önünde durup yavaşça kapıya yaslandım ve etrafta biri var mı diye baktım. Yoktu.
Elimi kalbime götürdüm. Çok hızlı atıyordu. Bir dakika, hemen ona tutulmuş muydum? Saçmalama Chaeyoung kendine gel.
Başımı iki yana salladım. Kendi ofisime girip, odayı inceledim. Hoş duruyordu. Kapım bir anda açılınca yerimden sıçradım.
"Yaa Chaeyoung, sonunda bir işin var!" Lisa'ya göz devirdim. Yanında Jisoo ve Jennie vardı.
"Bay Kim Taehyung bana bir sürü iş verdi. Yoksa yanında olurdum Chae." Gülümsedim. Hepsi yorulmuş gibilerdi.
"Ben iyiyim kızlar. Siz işinize devam edin."
"Chaeyoung bilmen gereken bir şey var. Burası Bay Park'ın eski sevgilisinin yeri." Gözlerimi açıp Jisoo'ya baktım. Gerçek miydi bu? Yani sevgilisi mi vardı?
"Nasıl yani? Sevgilisi mi var?"
"Hayır aşkım önceden vardı. Şimdi yok." Gözlerimi Lisa'ya çevirdim. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Rahatladım.
"Aman eski sevgilisi çok iyi sanki. Onu orta da bırakıp başka bir adama gitti. Bay Park çok üzülmüştü ve kendisine gelmesi çok zor olmuştu." Jennie bunları söylerken ben Bay Park'a baktım. İşlerinde çok yoğundu.
"Arkadaşları olmasa zordu. Jin, Taehyung, Jungkook, Yoongi, Hoseok, Namjoon. Bunlar hepsi arkadaşı. Sadece Yoongi, Namjoon ve Hoseok alt katta çalışıyorlar."
"Jisoo doğru söylüyor. Ben Taehyung'la çalışıyorım. Lisa Jungkook ile Jisoo ise, Jin. Ve sen de Jimin."
"Vay be, hiç beklemiyordum. Bu kadar yakışıklı birisini nasıl terk etti anlamıyorum."
Kızlar bana şaşırmışçasına bakıyorlardı. Ben de onlara 'ne oldu' der gibi bakıyordum.
"Sen Jimin'e yakışıklı dedin." Lisa gülmeye başlayınca ağzımla elimi kapattım. Ne kadar açık sözlüyüm ben ya..
"Yoksa sen Jimin'e mi aşık oldun?" Jennie'nin dediği şey ile, olduğum yerde dondum. Kendime gelip başımı iki yana salladım.
"Yok öyle bir şey. Hadi, gidin siz."
Hepsi bana sinsice sırıtıyorlardı. Ardından kapımı kapattılar.
Geçen dakikalar sonra ofisi düzenlemiştim. Ara sıra Jimin'in bana baktığını hissediyordum. Ve öyleymiş. Perdemi kapattıp koltuğa oturdum.
O bana her baktığında, benim her yerim yanıyormuş gibi hissediyordum. Ona aşık olursam ne olabilirdi? Belki beni kovardı, ya da daha ne olabilir ki?
Masamın üstünde ki telefon çalınca hızlı bir şekilde açtım.
"Odama gel, bir kaç dosya vereceğim." Cevap vermemi bile beklemeden telefonu kapattı. Öküz. Tam bir öküz.
Ayağıya kalktım ve odamdan çıkıp, onun kapısına yavaşça vurdum. İçeriye girip tam karşısına geçtim.
"Bu iki dosyayı Lisa'ya ver. Jungkook'a imzalatsın." Dosyaları elinden aldım ve başımla onayladım. Tam çıkacağım sırada tekrar konuştu.
"Bu arada, perdeni kapatma. Seni göremiyorum."
Yeni bir kitap yazmaya başladım. Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi unutmayın. Güzel geceler dilerim.
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᵞᵒᵘ ᴬʳᵉ ᴹᵃᵍᶤᶜ ↭ ᴶᶤᴿᵒˢᵉ́
Fanfictionİlk bakışta ona tutulmuştum. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gözleri, dudakları, saçları ve gülümsemesi.. O gözleri kısılana kadar gülümsemesi beni benden almıştı.