Gece sözcüğü ne kadar kısa dimi? Oysa hiç bitmeyen geceler var. Güneş açtığında ve gün geceyi terk ettiğinde hala geceyi yaşayanlar var. Mesela iyi geceler derler ya çokta gereksizdir aslında çünkü bir insan bitmeyen bir geceye sahipse hiç iyi gecesi olmaz, olamaz. Bazen yarını olmayan geceler var bazen yarım olan geceler ama hepsi aynı anda yaşanan geceler. Şimdi uykusuzluğumun verdiği huzursuzluk ve sürekli gördüğüm kâbuslar nedeni ile durmadan ayaklanıyorum çünkü uyuyamıyorum. Saat on ikiyi geçmiş belki iki belki üç bilmiyorum. Aras'ı kapımın önünde bıraktığım gece ile sabahı birdi çünkü hala kapımdaydı sonra Bora gelip götürdü bunlar bir gün önce oldu, bir günü ondan habersiz geçirdim. Kendime yaptığım kahve ile koltuğuma ilerlerken telefonum çaldı. Şimdi siz 'Bu kız uyuyamıyor madem neden kahve içiyor?' diyorsanız şöyle deyim uyuyamıyorsam sersem gibi dolaşmanın da bir faydası olmaz.
"Alo?"
"Defne kusura bakma gece gece rahatsız ettim ama kimi arayacağımı bilmedim."
"Sorun değil zaten uyumuyorum Rüya. Sen iyi misin? Bir şey mi oldu?"
"Yok, ben iyiyim de Aras'ın çok ateşi var. Ben ne yapacağımı bilmiyorum ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum. Halam da burda değil."
"Tamam, sakin ol. Nesi var?"
"Bilmiyorum ki. Dün hiç odasından çıkmadı bu günde bende merak edip girdim baktım yanıyor."
"Tamam, sen sakin ol üstünü çok örtme sıcak olmasın ben geliyorum tamam mı?"
"Tamam, çok sağ ol."
"Önemli değil canım." Telefonu kapattıktan hemen sonra hazırlanıp çıktım. Hasta olacağı belliydi, bütün bir geceyi bu şekilde geçirirse olacağı buydu tabii. Kim bilir ne kadardır böyle? Bir taksi tutup evin önüne gelmiştim. Kapıyı çalar çalmaz açıldı.
"Kusura bakma rahatsız ettim."
"Önemli değil dedim ya canım."
Aras'ın odasına doğru yönlendirdi beni. İçeri girer girmez gördüğüm şeyle şok oldum. Gerçekten iyi değildi görünüş olarak ne de başka türlü. Elimi alnına koyduğum gibi Rüya'nın bahsettiği sıcaklığı hissettim, yanıyordu. Mutfağa gidip soğuk su ve sirke bir de bez alıp döndün alnına koydum. Klasik anne taktiğidir ama ben bunu Teyzemden öğrendim.
"Çok ateşi var ama bu biraz hafifletir geçmezse soğuk bir duş aldırırız."
"Tamam, bir şey lazım olursa söyle."
Odadan çıkınca baş başa kaldığımız için kendimi garip hissettim. Arada bir bezi yenileyip tekrar koyuyordum bazen uyanır gibi oluyordu ama sonra tekrar gidiyordu. Arada Rüya gelip su veya ilaç getiriyordu. Sabahı böyle böyle etmek üzereydik işte bu da bitmeyen geceler listeme eklenmişti. Bazen kendimi tutamayıp yüzüne düşen saçlarını takılıyordu gözlerim ya da güldüğünde oluşan çizgi çizgi gamzelerine oysa uyurken ne kadar da saf ve sakindi. Sevgilim neydi seni bu kadar değiştiren? Neden yaptın bunu bize hem de ikimizin de savrulacağını bile bile?
"Defne'm gitme, bırakma beni." Sayıklayışları ve arada bir kendine gelmesi biraz daha iyi olduğunun belirtisiydi. Ateşini son bir kez kontrol ettiğim gayet iyi olduğunu yani düştüğünü fark ettim ama yine de sağlama alıp ölçtüm. Normal çıkınca toparlanmaya başladım.
"Durumu iyi biraz dinlensin öğlene bir şeyi kalmaz Rüyacığım."
"Tamam, çok sağ ol Defne, çok teşekkür ederim."
Önemli olmadığını bir kez daha söyleyip odadan çıktığım gibi kapıdan giren bir kadını görmem bir oldu.
"Merhaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIMDAKİ SEN
Romance"Benim içim fazlasıyla karanlıktı,geçmişimden kalan siyahlar vardı. Ama onun geçmişin acılarına rağmen kalan beyazları vardı. Onun içi fazlasıyla aydınlıktı karanlığımdaki aydınlıktı. Peki ya onun ışığı benim karanlığımı aydınlatmaya yeter miydi?" ...