20. Bölüm

25 2 0
                                    

Odaya girdiğimde gözümden yaş geliyordu içimdeki öfke taşmıştı ve önme ne geldiyse tekmeledim ağlamam şiddetlendi önümde duran vazoları duvara fırlattım vazo parçalanıp yere düştü .

Hemen bir bavul alıp içine eşyalarımı yerleştirdim sinirle telefonumu çıkartıp dayımı tuşladım.

"Efendim Araf " dedi ağlayarak "Dayı bana oda ayarla çabuk " dedim dayım anlamazca "neden" dedi sinirle bağırıp "Ayrıldım Dayı oldu mu !" dedim "hemen saraya gel Araf" dedi "tamam" deyip telefonu kapattım bavulu arkamdan sürükledim asansörün önünde durup gelmesini bekledim açıldığında gözleri ağlamaktan şişmiş olan Yankı'ya baktım yanında'da Fehmi vardı Yankı elimdeki bavul'u görünce ağlaması şiddetlendi.

"Araf gitme ne olur!" dedi önümde bana ağlayarak bakan Yankı'ya "çok geç kaldın Prenses!" dedim asansöre binip aşağı indim arabam olmadığı için kendi kendime "Araba yok nasıl gidicem ben şimdi" dedim önümde birden bir araba durdu içinde bana bakan Kuzenime baktım "atla hadi gidelim" dedi duygudan yoksun bir gülüş atıp bagaja bavulu yerleştirdim ön yolcu koltuğuna yerleştim "Nereye gidiyoruz ?" dedi "Saraya" dedim.

Yolda ilerlerken "Kendi rızan ile mi anlatırsın yoksa Psikolojik baskı mı yapmalıyım?" diyen Kuzenime baktım ve olanları anlatmaya başladım.

***

Yankı

Odaya girdiğimde her yer dağılmıştı ağlayarak telefonumu çıkarttım ve Volkanı tuşladım "Alo" sesim titrek çıktığı için "Yankı neler oluyor anlat çabuk " dedi ağlamam şiddetlendi "Tanrım, Araf beni terk etti lütfen yardım edin " dedim " Tamam Yankı sakin ol, ben Araf'ı Saraya çağırdım şimdi gelince onu sakinleştiririm. İçindeki Ateş sinirlendiğinde büyüyor ve ne yaptığını bilmiyor, sakinleştiği zaman daha doğru kararlar verir merak etme" dedi içim hala yanıyordu "teşekkür ederim " dedim ve telefonu kapattım.

çok bitkin olduğum için Araf'ın yatağına yattım gözlerimi kapatıp uyudum.

***

Araf

Konuşmam bitince Fehmi şok ifade ile "Ne demek Ender Yankı'nın abisi dalga mı geçiyor bu şerefsiz" dedi "bilmiyorum ama gerçekten onu öldürmemek için kendimi zor tuttum." dedim bir anlık acı fren sesi geldi araba'nın önünde duran Ender'e baktım araba'dan indim .

"Manyak mısın lan sen araba'nın önüne atlıyorsun " bana sinirle bakıp "Bana ne yaparsan yap ama Yankı'ya yapma Araf ben Yankı'ya abi Olamadım sahip çıkamadım bari sen onu tek bırakma" sözleri öfkelenmeme sebep oldu koşarak yakasından tuttum Araba'nın kaput kısmına yatırıp suratına ard arda yumruklar geçirdim. Yumruk atarken bir yandan da bağırıyordum " hala bana ne diyorsun, lan benden istediğin şeye bak kendi kardeşine kendin sahip çık. Benden ikinizde uzak durun, adımı dahi anmayın! " dedim ağladığımı fark etmemiştim ve son kurduğum cümle içimi acıttı.

Fehmi kolumu tuttuğunda ona sinirle baktım "Bırak artık Kuzen boş yere elini kana bulama" diyen kuzenimi onaylayıp yüzü kan içinde kalmış Ender'e baktım Araba'nın kaputuna doğru bastırıp bıraktım Fehmi'ye dönüp "Bavulumu Saraya götür Ben yalnız kalmak istiyorum " dedim. beni onaylayıp Araba'ya bindi "şu iti de al burada kalmasın" dedim onaylayıp Ender'i koludan tutup Araba'ya bindirdi.

Ormana dalıp gezmeye başladım küçük bir Göl bulduğumda kenarına oturdum . Aklıma Yankı'nın mavi gözleri geldi artık bana baktığı zaman içimi donduran Yankı olmayacaktı. çalılıklar kıpırdadı gözüm oraya kaydı "kim var orada " dedim çalılardan bir kurt çıktı, bana saldırmasını beklerken yanıma gelip oturdu ve elimi yalamaya başladı gülerek " Biliyormusun sevdiğim kadın ona olan Sevgimden şüphe ediyormuş bu ne kadar Acı bir duygu bilirmisin." dedim gülerek "sen nereden bileceksin " dedim.

***

Gece oldu ve etraf karardı içinde her türlü vahşi hayvan olan bu Ormanda tek başımayım ve arkamdan bir Ayı gelip boğazımı parçalasa umrumda olmayacak Kurt yanımda uyumuştu çalılardan bir ses gelince o tarafa döndüm. Kurtların kulakları çok gelişmiş olduğu için hemen kalkıp önüme geçti ve hırlamaya başladı çalılardan çıkan kişiyi görünce sinirlenmeye başladım Ender gelmişti. Hala ne bok yemeye gelmişti "Ender Arpan fazla mı geldi senin ,Ölmeye mi meraklısın " dedim Kurt ileri atıldığı sırada arka ayaklarından yakaladım kendime çekip başını okşamaya başladım.

"Sakin ol " dedim Kurtun bedeni gevşerken Ender gelip yanıma oturdu "Araf biliyorum çok büyük ve affedilemeyecek bir hata yaptık. Beni öldür, Yak, Erit aklına her ne geliyorsa yapabilirsin sesimi çıkartmam. Ama Yankı'ya yapma ben ona bir Abi olamadım koruyamadım ama sen geldiğinden beri içim çok rahat, çünkü kardeşimi koruyan biri var." sinirim yavaşça geçiyordu normal bir şekilde " Yaptığın hatanın bedeli Ölüm ,eğer Yankı'nın Abisi olmasaydın seni burada yere gömmüştüm ."dedim.

Beni onayladı" Eğer Yankı'yı affedeceksen beni öldürebilirsin hiç bir yararım olmadı kardeşime ama en azından sevdiği adamla barışsın" dedi gülerek " kimsenin ölmesi gerekmiyor Ender ama biraz düşünmeliyim." dedim ayağa kalktım ve elimi uzattım o da kalktıktan sonra Kurt'a dönüp "Sana teşekkür ederim bana dert ortaklığı yaptın. Bir daha işim düşerse buraya beklerim seni " dedim. Kurt yaklaşıp elimi yaladı sonra Ormana dalıp kayboldu .

Ormandan çıkıp yola girdik Araba'nın içinde ağlayan Yankı'ya baktım sonra Ender'e bakıp " Neden onu buraya getirdin?" dedim yüzü düştü "Gelmesini istemediğim halde geldi. Engel olamadım" dedi Araba'ya ilerlerken Yankı beni gördü mavi gözleri beni süzerken Araba'dan inip bana doğru koştu gelip boynuma sarıldı "Araf lütfen affet sensiz yaşayamam, tek varlığım sensin" diyen Yankı'ya bakıp onu kendimden uzaklaştırdım "düşünmem lazım Yankı yaptığın şey kolay sindirilebilecek bir şey değil. " dedim Araba'nın ön koltuğuna yerleşip beklemeye başladım Ender sürücü koltuğuna geçtiğinde Arabayı çalıştırdı Yankı arka koltukta bana bakarken Ender Arabayı okula yönlendirdi " Saraya gidelim Ender." dedim beni başıyla onaylayıp Araba'yı Saraya çevirdi.

Saraya geldiğimizde Araba'dan indim el sallayan Ender'e bakıp güldüm giden Araba'nın arkasın'dan bakarken arkamda bir ses duydum "Kuzen yelkenleri suya indirmişsin bakıyorum da bu kadar çabuk olacağını beklemiyordum. " diyen Kuzenime gülerek "henüz değil biraz düşüneceğim yaptığı kolay bir şey değil Kuzen. " dedim Fehmi alayla bakıp " Kız sana çıkma teklifi etmedi ki düşüneceksin ,direk kararını ver. Sen zeki birisin doğru kararı vereceğine inanıyorum. " dedi gülerek "Amacım aslında düşünmek değil zaten, sadece bir daha yapmaması için ders vermek istiyorum " dedim.

Kahkaha atarak " Yani sürünsün biraz diyorsun" dedi yaklaşıp omzuma kolunu attı . Gülerek "Biraz öyle oldu değil mi ?" dedim kahkaha atarak Saraya girdik . Dayım öfke saçan gözleri ile bana bakarken " Komik olan ne Araf, Kızın duyguları ile oynamak hoşuna mı gidiyor ?" şaşkınca Dayıma bakıp "Dayı olayı bilmeden yorumlamasan iyi edersin ." dedim "Anlat o zaman " dedi .

Olayı kısa bir özet geçtiğimde Dayım "Haketmiş aslında" dedi . gülerek" Hayır Dayı aslında biraz olsun haklı." dedim şaşkınca bana bakarken "Ne konuda ?" dedi "buraya geldiğim andan itibaren Ona Aşık olmam sence çok garip değil mi? Evet ilk görüşte Aşk diye bir şey var ama hiç bilmediğin bir Gezegende bir Kızı görüyorsun ve Aşık oluyorsun üç gün sonra Sevgili oluyorsunuz yani yaptıkları aslında mantıklı ama benim sinirlendiğim şey. Ender'in Abisi olması Burak o kadar işkence ederken hiç bir şey yapmaması".

Uzun cümlemi bitirdikten sonra derin bir nefes aldım . "Ben bugün biraz yoruldum uyusam iyi olur" dedim. beni başı ile onayladıktan sonra odaya doğru yol aldım odaya girdiğimde kendimi yatağa attım bu işi fazla uzatmamalıydım gözlerimi kapatıp uyudum ve Yankı'yı düşündüm...

PogiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin