Odasından çıktı ve bahçede bekleyen Azer'in yanına doğru yürümeye başladı. Kapıdan çıkmadan onu gördü. Arabanın yanında adamları ile sohbet ediyordu. Gülünce bembeyaz dişleri ile gamzesi ortaya çıktı. Sanat eseri gibiydi. Karaca biraz durup onu seyretmeye başladı. Mutlu görünüyordu. Zor zamanlar az da olsa geçmişti. Yılmaz uyanmış, yoğun bakımdan çıkmıştı. Karaca ve Azer onu ziyaret için hastaneye gidiyorlardı. Ayrıca ailesine nikah haberini de vereceklerdi.
"Beni kesmen bittiyse gidelim artık" diye seslendi Azer. Karaca düşüncelerinden sıyrıldı ve gülümseyerek yanına gitti. Adamlar Karaca'yı görünce veda edip gitmişlerdi. Ona yaklaştı ve ellerini boynunda bağladı.
"Seni kestiğimi de nereden çıkardın? Gözüm dalmış bir kere."
"O gözlerin hep bana doğru dalıyür Karaca hanım. Dikkat edin benim sevdiğim var."
"Kimmiş senin sevdiğin?"
"Tanışmak istemezsin. Manyak biraz. Ayrıca inatçı ve korkusuz."
"Boşver onu öpeyim mi bir kere?"
"Olmaz. Bu dudaklar sadece ona mühürlü."
"Allah Allah ! Hele bak ya..."
"Ya ne sandın?"
Güldüler ve Azer alnından öptü. Başını çevirince Karaca da onun yanağına öpücük kondurdu. Azer utandı.
"Napıyon kız bir gören olacak. Tenha yerde değiliz."
"Bir şey olmaz en fazla Leyla, Mecnun'a kavuştu derler."
Tekrar güldüler. Azer gülünce gamzesi ortaya çıktı. Karaca onun gamzesini görünce eriyordu. O kadar güzeldi ki... Gamze bir adama bu kadar mı yakışır, dedi içinden. Yakışıyormuş işte, diye cevapladı iç sesi. Ona daha fazla bakarsa eriyeceğini anladı.
Zor da olsa bakmayı bıraktı ve arabaya binmeye karar verdi. Arabanın kapısını açmak için uzanınca Azer kolundan tuttu ve onu durdurdu.
"Karaca sana söylemem gereken bir şey var."
"Ne oldu? Birine bir şey mi oldu yoksa? Bizimkiler mi? Yoksa Yılmaz mı?"
"Hayır hayır kimseye bir şey olmadı. Ben seni biri ile tanıştırıcam."
"Öyle desene neden beni korkutuyorsun Azer?"
"Ben ne yaptım kızım kendi kendine telaşlandın."
"Bir şey oldu sandım."
"Yok bir şey herkes güvende merak etme."
Murat'a seslendi. Birkaç dakika sonra Murat yanında bir çocuk ile çıkıp gelmişti. Çocuk, Karaca'ya çok tanıdık geldi. Kumral, uzun boylu, ela gözlü biri çocuktu.
"Karaca bu Kadir. Kadir bundan sonra senin korumalığını yapacak. Ona güvenebilirsin."
Kadir baş selamı verdi. Karaca hala onu nerede gördüğünü düşünüyordu. Yüzü çok tanıdıktı.
"Seni bir yerde gördüm mü?"
Çocuk yutkundu ve Azer'e baktı. Aralarında uzun bir bakışma geçti. Ne olduğunu anlamaya çalışan Karaca, Azer'e döndü .
"Karaca... O gün size saldıranların arasında Kadir'de vardı. Uyuşturucu bağımlısıydı ama temizlendi. Hayatını kurtarmaya çalışıyor. Onu affedebilir misin?"
Duydukları ile şok oldu. Bacakları titredi. Kalbinin sıkıştığını hissetti. Azer bunu nasıl yapabiliyordu? Onu nasıl eve getirebiliyordu? Daha da beteri nasıl Karaca ile tanıştırıyordu?
Ona zarar veren adam şimdi onu mu koruyacaktı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perestiş
Fanfiction"Seninle yeni bir hayat... Ne kadar güzel olur sanmıştım ama yanılmışım. Seninle hayat Azer, bela, yıkım, acı ve ölüm dolu..." "Ne yani güzel değil mi Karaca Kurtuluş? İnkar edemezsin biz buyuz. Kaçmaya çalışsak da buyuz. Ölüm her an yanımızda ve bi...