0.0
İyi okumalar..
Öldürmek sanat mıdır?
Öldürmek sanat adına yapılan her şey gibi duygu ve arzuyu ister. Yaptığın işi hissetmeli ellerinle dokunarak ruhundan parçalar eklemelisin. Tabi her şeyin bir unsuru olduğu gibi sanatında bir çok unsuru vardır. Eğer bir kaç tahta ile bir şeyleri birleştirirsen sadece birleştirmiş olursun fakat yaptığın şeye onu değiştiricek unsurlar eklersen boyarsan, eşersen ve şekil verirsen sanat yapmış olursun.
Öldürmek de böyledir, bir insanı kaza ve öfke ile öldürürsen cinayet işlemiş olursun. Fakat bir insanı yavaş yavaş kendi kanıyla boyayarak onu ölmeye ikna ederek öldürürsen sanat yapmış olursun.
Ölen kişi yalvarmalı ölüm meleği gelmeden üstündeki bedenden af ve merhamet dilemelidir.
Peki bu işe yarar mıydı?
Merhamet denilen duygu gerçekten var mıydı yoksa merhamet sandığımız bu duygu sadece kendi menfaatlerimiz için oluşturulan sahte bir duygudan mı ibaretti.
Öldürmek sanatdır.
Güzel bir sanattır bilhassa kendinizi daha yakın hissedersiniz öldürürken kurbanınızı.
Belki silah belki başka bir aleti kullanırsınız öldürürken, yine de hiçbiri tutmaz boynunu sıkarak öldürmeyi daha çok haz verir. Hem daha uzun sürer ellerinizde hissedersiniz bedenin ölüp gittiğini, ruhunun bedeni terk edişini ve gözlerin donuklaşmaya başladığını izleyebilirsiniz. Son irkilmeler ile haz dahada büyüyüp her iki bedeni yakarken ellerinizi çekersiniz artık kalbi atmayan bedenden. Ellerinizi çektiğinizde yığılıp kalması, boynunda oluşan izler ve dahası. Işte böyle güzeldir çıplak elle insan öldürmek.
Peki bizi derin düşüncelerden çıkaracak en iyi şey nedir?
Ufak bir seslenme? Belkide daha fazlası...
"Taehyung! Ah-"
"Vante!" seri bir hareket daha, "Bana nasıl seslenmen gerektiğini söyledim değil mi?" Zevk aldığına dair utanmaz inlemeler ve günahkar mırıltılar. "Vante hızlan biraz ah..." Kurbanların son istekleri yerine getirilmeliydi değil mi? Seri ve sert bir kaç vuruş ardından rahatlama hepsi buydu, sadece altımdaki beden için. Benim eğlencem yeni başlıyordu.
"Ellerimi ne zaman çözüceksin..." bedenimi yan tarafa atarken lanet sesi ile konuşmaya devam ediyordu. "Yoksa bir tur daha mı?" İğrenç sayılacak şekilde dudaklarında halâ parlayan kırmızı ruj ile koca bir gülümseme sundu. Şeytan şahit yüzüne kussam yine de o iğrenç gülümsemeyi dudaklarından eksik etmezdi. "Nereye gidiyorsun?" Yataktan kalmış ve odada modern bir masanın üzerinde bulunan Eros heykelini andıran meleğin kanatlarından bir tanesi bükerek gizli bir şekilde saklanan rafların ortaya çıkması sağladım. Ellerim yavaş bir şekilde raflarda gezinirken istediğim şeyi bulmam ile dudaklarım iki yana kıvrıldı. Kırmızının en koyu tonunu barındıran mum tüm güzelliği ile bana gülümsüyordu. Mumların bir kaç raf üstünde bulunan saten göz bandı ise sadece beni zorluyordu. Almam için yalvarıyor haykırıyor ve bağırışlarının zihnimde yankılanmasını sağlıyordu. Ama ben merhametsiz biriydim değil mi? Gözlerinin kayışına şahit olmak eminim ki bana daha çok haz verecekti.
"Taehyung onlarla ne yapıcaksın?" Titrek ve yorgun sesi kulaklarıma geliyor Van Gongh misali kulağımı kesme isteğimi uyandırıyordu. "Vante?!" Sert sesim ile kendisini bir kez daha düzelttim. "Sadece biraz daha eğleneceğiz." Elleri halâ bağlı olan beden bakışları ile beni izliyor tahrik edici olduğunu düşündüğü ses tonu ve dudaklarını ısırması ile beni tahrik edeceğini düşünüyordu yazık. Ellerimin arasındaki mumu yakmış ardından ise biraz erimesini bekleyerek siyah saten örtülerin üzerinde edepsizce beni bekleyen kadının yanına ilerlemiştim. Iri gözleri ile gözlerime kenetlenmiş kafasını kaldırarak dudaklarıma ulaşmaya çalışmıştı "O güzel rujunun bozulmasını istemezsin!" Benden hiçbir zaman alamadığı öpücük ile tekrardan başını yastığa yaslamış ve hareketlerimi beklemişti. Elimde tuttuğum mumu hafif bir açıyla eğmiş ve tenine damlayan mum bedeni acı bir inilti ile terk etmişti. "Vante! Acıyor!!.." Elleri bağlı olan beden hareketlenmiş ve acı inlemelerini odaya bırakmıştı. "Sessiz ol!" Dişlerimin arasından fısıldamış ve sözlerime devam etmiştim. "Anın büyüsünü bozma..." mumu boynundan omuzlarına ardından ise göğüslerinin üzerinde gezdirerek arkasında iz bırakmasını parlayan gözler ile izlemiştim. Yatakta biraz aşağıya kayarak mumu bacaklarına akıtmış ve yanan tenin acı inleyişlerini bir süre dinlemiştim fakat ardından dayanamayarak "Abartmana gerek yok alışıcaksın.." gözleri dolu bir şekilde beni izliyordu ne yani bu kadar sulu göz mü?
Şuan ne yaptığımı bilmiyorum sadece iç sesime uyuyor ve altımda zevkten kıvranan bedenin içine daha sert ve hızlı vuruşlarımı yapıyordum üstüne damlattığım mumun ardından ağlamış "salya sümük" daha sonra ise bebek gibi davranıp ilgi istemişti. Peki ben böyle bir adam mıydım? Kesinlikle hayır. Dokunuşlarım ile bedenini rahatlatmaya çalışmış ardından ise tekrardan bu konuma gelmiştik. Gözleri zevkten kayan beden belkide bir kaç dakikadan sonra bu sefer bilinç kaybından dolayı kayacaktı. Omzunda bulunan elim yavaşça boynuna yönelmiş ve bulunduğu noktayı okşamıştı.
Avlanmanın en önemli kurallarından biride avını ürkütmemekti, ona sakince yaklaşmalı hatta onun sana yaklaşmasına izin vermeli ardından ise ona güvenini vererek kendini sana teslim etmesini sağlamalıydın.
Boynunu elime bastırmış ve bir kedi misali tenini bana sürtmüştü. Mavi lenslerimin ardında olan zümrüt yeşili gözlerim bir kaç ton koyulaşmış, maviliklerimin ardından içindeki şeytanı belli edercesine bulutlar kaplamıştı önünü. Elim bulunduğu bölgeyi sıkmaya başlarken gözlerimi kısmış ve altımda bulunan bedenin tepkilerini izliyordum. Ilk önce şaşkınlıkla gözlerini irice açmış ve ellerinin bağlı olmasından ötürü vücudunu hareketlendirmeye başlamıştı. Sol elim halâ bacağındayken sağ elim sıkılaşmış nefesinin teklemesine yol açmış, sol elimde boynunda yerini alırken ellerimi daha fazla sıkmış artık zevkten değilde acıdan dolan gözlerine bakmıştım. Tüm gücüm ellerimde birikmiş daha fazla sıkmaya ve gözlerimin kararmasını sağlamıştım. Beynimde yankılanan ve daha fazla yapmamı haykıran fısıltılara kulak vermiş gözlerinin kayışına şahit olurken kulağına eğilip fısıldaşmıştım.
"Cehennemde iyi eğlenceler *********!!"
/Bölüm sonu/
Sevgiler Judas Cain;
Oy ve yorum sayısı tatmin edici bir seviyeye geldiği zaman diğer bölüm paylaşılacaktır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killing Me Softly †Taekook
Fanfiction𝘑𝘦𝘢𝘯 𝘗𝘢𝘶𝘭 𝘚𝘢𝘳𝘵𝘳𝘦; "Var olan her şeyin amaçsız doğduğunu hayatta kalışının zayıflığına borçlu olduğunu ve şans eseri öldüğünü söylemişti."