2.4

4.2K 349 171
                                    

Kulaklığımı düzeltirken Jimin içeri girdi. "Nasıl hissediyorsun?" Cevap vermeden önce giydiklerini süzdüm. Jennie cidden harikalar yaratıyordu. O geleli iki hafta olmuştu. Bugün konserlerimiz başlıyordu ve tedavi güzel ilerliyordu. Şu ana kadar bir sıkıntı yaşamamıştık ama konser herkesi geriyordu.

Jungkook ile ayrıldığımız duyurulduğundan beri linç yiyordum. Yoongi şirkete yollanan hediyeleri bana getirmeden önce kontrol ediyordu. Jimin açıklamanın yapıldığı gün telefonuma el koymuş, tüm sosyal medya hesaplarımı kaldırmıştı.

Bu üzerimdeki tepkileri ve linçleri artırmış herkes tarafından suçlu görünmemi sağlamıştı. Jimin defalarca kez özür dilemişti. Amacının beni korumak olduğunu bildiğim için umursamamıştım. Zaten pek suçsuz da sayılmazdım. "Gayet iyiyim." Jimin yanıma gelerek "Lalisa, eski koreografilerinden birini yap gitsin. Neden illa o dansı yapmak istiyorsun? Her şey o kazadan sonra başladı zaten. Durumun gayet iyiye gidiyor. Travmalarından birini canlandırmaya gerek var mı cidden?"

Gülümseyerek kafamı olumsuz anlamda salladım. "O sandalye ile bugün o dansı yapacağım. Yıllar önce yapamadığım dansı. İnsanlara kendimi kanıtlayacağım." Bir çocuğa anlatır gibi tane tane konuşmaya başladı. "Bal tanem. Kimseye hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin." Onu umursamadan aynalı masaya oturarak küpelerimi taktım. "Yapacağım Jimin."

"İyi Lisa. Yap" Odadan kapıyı çarparak çıktığında sakin kalmaya çalışıyordum. O sırada kapı açıldı ve içeri Jennie girdi. "Sahneye çıkıyorlar. Tae her zaman onları sahne arkasından izlediğini söyledi. Gidelim mi?" Masadan kalkarak Jennie'nin koluna girdim. "Lalisa emin misin?" diye sorduğunda oflayarak kolundan çıktım.

Cevap verme gereği duymadan hızlı adımlarla önden yürüyerek konseri görebileceğim bir alana geçtim. İkimiz de sessizce konseri izlerken görevlilerden biri geldi. "Lalisa son şarkı. Platforma geçmen gerek." Kafamla onaylayarak platforma ilerledim. Jennie endişeli gözlerle beni izliyordu.

BTS sahneden indiği an platform yukarı yükseldi. Adımın anons edilmesi ile çığlıklar yükseldi. Bu sefer farklıydı. Çığlıklar sadece sevgi içermiyordu. Bazıları derin bir nefret barındırıyordu. Fanların arasında kavga çıkmamasını umarak dansa başladım. Gözlerimi kapatarak kendimi ritme teslim ettim. Etraftaki sesleri duymuyordum bile. İkinci şarkı başladığında yavaş hareketlerle sandalyenin olduğu tarafa yürümeye başladım.

Sandalyenin etrafında birkaç dans hareketi yapıp üstüne sertçe oturdum. Bacaklarımı iki yana açıp saçlarımı savururken tamamen dansa odaklıydım. Ayaklarımı kendime çekip hızlı bir şekilde sandalyenin üstünde ayağa kalktığımda sandalye sallandı. Korkuyla gözlerimi büyüttüm. Sandalyenin bacağı daha fazla dayanamayıp ikiye ayrıldığında dudaklarımdan ufak bir çığlık kaçtı.

Tam zemin ile buluşacakken bir çift kol belime sımsıkı sarıldı. Kulaklarımın dibinde hızlı nefes alışverişlerini hissedebiliyordum. Koşmuştu. Kokusu burnuma doldu. O an tanrıya yalvardım. Zamanı durdurması ve bizi o ana hapsetmesi için yalvardım.

Tam Jungkook geri çekilecekken müzik değişti. Koreografinin üçüncü şarkısı çalmaya başladı. Señorita. Jungkook'un geri çekilmesine izin vermeden ellerimi ensesine koyup kucağından indim. Şarkı ile birlikte kulağına eğildim.


I love it when you call me señorita

Bana señorita demeni seviyorum

I wish I could pretend I didn't need ya

Keşke sana ihtiyacım yokmuş gibi davranabilseydim

But every touch is ooh la la la

Ama her dokunuş ooo-la-la-la

✔️COMEBACK ✔️LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin