/Hogwarts savaşında/
Severus hiç itiraf etmek istemese de korkuyordu. 'Efendisi' onunla böyle konuşunca tüyleri diken diken oluyordu. Harry, Severus'un babası olduğunu öğrendiğinde bunu birkaç tanıdık dışında kimseye söyleme ihtiyacı duymamışlardı. Yıllarca bunu sakladıkları için -ve ölmemek için- Voldemort'un ona verdiği iğrenç görevleri yapması gerekmişti; Dumbledore'u öldürmek gibi. Aslında ölmek onun için bir sorun olmazdı, fakat Harry'nin yeniden yetim kalmasını istemiyordu. Harry Draco'yla iyi arkadaş olmuştu ve onun kendisine böyle bir görevi olduğunu söylememiş olmasına çok kızgındı, babasının neden onun için onu öldürdüğünü anlıyordu ancak bu Severus'un akıl hocasını öldürdüğü gerçeğini değiştirmiyordu.
Tüm Hogwarts halkına İksir Hocasından aslında nefret etmediğini gizlemek zor olmuştu. McGonnagall'a her yalan söylediğinde babasının işinden ve kendinden nefret ediyordu. Tabii ki bunları anlayacak bir yaşa geldiğinden dolayı ona sadece 2 hafta kızgın kalabilmişti.
Tüm bunları bir şekilde atlattıktan sonra bir de bu problem çıkmıştı başına. Onu iğrenç bir şekilde öldürebilecek bir problem. "Bu asa neden bana itaat etmiyor, Severus?", diyen burunsuz adama karşı yüzünü buruşturmamak bayağı bir güçtü. Asanın adama neden itaat etmediğini bilmiyordu. Sanki o Ollivander'dı. Korkmuş görünmeye çalışarak efendisinin gözüne baktı. Aklında Zihinefend'in yardımıyla gerçekçi ve sahte anılar oluşturarak kırmızı gözlü adama aktardı ki, adam onun niyetini anlamasın.
Aklında uydurduğu Mürver Asa ile ilgili sahte anıları izlerken Voldemort inanmış göründü. Gittikçe çirkinleşmiş yüzünde bir tatmin ifadesi belirdi. "Biliyordum, Severus. Senin bana asla ihanet etmeyeceğini biliyordum." Severus bu sözlerle kahkaha atmak istedi. Ancak bunun yerine minnettar gibi eğilerek küçük kulübeden çıktı.
Birkaç metre yürümenin ardından o tanıdık kokuyu duydu. Karanlık Lord'un göremeyeceğinden emin olduktan sonra gülümseyerek "Harry" diye fısıldadı. Savaşın ortasında bile aynı kokuyordu. Yeşil gözlü çocuk iki en iyi arkadaşıyla birlikte rastgele bir ağacın arkasından çıktı. Babasına sırıtarak "Merhaba, baba" dedi. Severus'un böyle şeylerde pek iyi olmadığını bildiğinden aylardır görmediği babasına doğru hamle edip sarıldı. Bir süre öyle kaldıktan sonra geri çekildi.
"Seni onun yanından gelirken gördüm. İyi misin?"
Severus, Harry'nin endişesine gülümsedi. "Evet, iyiyim. Umarım sen de daha ölmeyi düşünmüyorsundur." Karşısındaki çocuk göz devirdi. Bu soruyu cevapsız bırakarak arkadaşlarının yanına geldi. "Eğer başka bir şey yoksa gidiyorum, baba. Biraz daha işim var."
İksir hocası içinde bir savaş veriyordu. Ona cidden o anıları vermeli miydi? Oğlu da ölürse ne yapacağını bilmiyordu. Yeniden hayatı anlamsızlaşırdı. Ancak bu kararı onun vermesi gerekiyordu. "Harry. Sana hiç vermek istemesem de..." Sesi yavaşça kayboldu. Şakağından anıları çıkarıp cebinden bulduğu küçük bir şişeye doldurdu. "Mümkünse yalnız izle."
Harry babasından şişeyi aldı ve adama garip bir şekilde baktı. Kafasıyla onayladıktan sonra Düşünseli'nin olduğu yere doğru yol aldı. Tek başına.
-timeskip-
Harry ormandaydı.
Tam anlamıyla ölümüne yürüyordu.
Babasının ona verdiği anıları izledikten sonra küçük bir şok yaşamıştı. Ardından kendisinin bile beklediğinden hızlı bir şekilde durumunu kabullenip mızırdanmayı kesmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
waldeinsamkeit ➵ severitus ✔︎
Fanfiction'Ormanda iken hissettiğimiz o güzel yalnızlık hissi' Severitus; Severus Snape'in Harry'nin babası olma durumudur. #Snape~1. 24.10.19 #Snape~1. 24.03.20 #Severus~1. 31.03.20 #Harmione~1. 27.03.20 -gerçekten okunma alan ikinci kitabımdır, bayağı bir c...