On üçüncü gün

93 29 28
                                    

Merhaba canlarım 👋🏻
Nasılsınız?
Yeni bir bölüm!
Bölüm şarkısı: Taylor Swift- Look What You Made Me Do
Daha fazla uzatmadan👇🏻

      Sabah uyandım, ama kalkmadım. Çünkü bir an düşündüm. Acaba bugün ne değişiklikler olacak? Kalkıp rutin işlerimi hallettim. Kahvaltımı yapıp üstümü giyindim. Saçıma ne yapabilirim diye düşünürken balık sırtı örgü geldi aklıma. Yapmaya başladığım sırada ev telefonu çaldı. Bir elim saçımda diğer elim havada telefonu açmaya gittim. Arayan annemdi. "Efendim annecim". "Yıldız, bugün gidiyoruz bak okul çıkışına kimseye söz verme". "Tamam anne" dedim ve anında telefonu kapattı. Bende odama dönüp saçımı yapmaya devam ettim.

     Çantamı da alınca dışarı çıkıp beklemeye başladım. Bir yandan ellerim saçlarımda farklılığı dikkatimi çekerken bir yandan düşünüyordum. O sırada gelen sesle sıçradım. "Seni korkuttuysam özür dilerim, günaydın demiştim" "günaydın, sorun değil" diye karşılık verdim Hiçkimse'ye. Beraber yürümeye başladık. "Sanırım alışmaya başladın yeni saçına" "evet, ama babama peruk olduğunu söyledim" elini yüzüne vurdu, sonra sen salak mısın der gibi baktı yüzüme. "Ne yapabilirdim? Boyattım desem bir dert, kendiliğinden oldu desem bir dert. Bugün bunların sebebini sormak için profesyonel birine gideceğiz" "gideceğiz derken? Kimle?" "Annemle, haberi var, her şeyden" başını salladı.

     Meryem'i de aldıktan sonra okula gittik. Fark ettim ki ben şu aralar nedense Güneş'i ziyaret etmiyorum. Bunu aklıma koydum, öğle arası onu ziyarete gideceğim. Ama şimdilik sınıfa çıkıp yerime oturmak istiyorum, ve özelliklede saçlarımı asla saklamamak.

********

     Normal geçen derslerden sonra öğle arası girdi. Dışarı çıkıp koşmaya başladım. Hem yemek yemeli hemde Güneş'i ziyaret edebilmeliyim. Tabi önce Güneş. Arkamdan adım seslendiğinde okuldan geldiğini fark ettim. Hiçkimse ve Meryem orda beni çağırıyorlardı. "N'oldu?!" diye bağırdım. "Bizde gelebilir miyiz?" dedi Meryem. "Tabikide gelebilirsiniz, ama koşmamız gerek" "e o zaman yarışalım!" dedi Hiçkimse. Gülümseyip onayladık ve üç denilince koşmaya başladık. Şu an kendimi çok mutlu hissediyorum. Güneş'e birazcık dargınım, araya biraz mesafe koymalı mıyım bilmiyorum ama. Neden benim üstümde denemiş olabilirki? Belki çocukluğundan beri yanında olan tek arkadaşı ben olduğum içindir? Herneyse.

     "Ben kazandım! Ha ha!". "Sessiz ol gerizekalı hastane burası". "Evet Hiçkimse haklısın, Yıldız sessiz ol" "ya sen bana baksana, bana yardım ediyorsun diye saygı duyuyorum sende bana saygı duyacaksın, bir daha bana bir argo, küfür kullanırsan kötü oluruz" "yok ya, ne olur? Yoksa beni havaya falan uçurup yakar mısın? Ben yakın arkadaşlarımla böyle konuşurum, benimle takılacaksan bunu kabul edeceksin" iyice sinirlenmeye başladım. Ya bir de yakın arkadaş diyor, iki gün önce tanışmışım. Birbirimize kötü kötü bakarken Meryem'in sesini duyduk "havaya uçurmak? Yakmak? Ne oluyor o?" O sırada dank etmiş gibi durdu ve kötü bakmayı kesti. Sonra tekrar kaşlarını çattı. O sırada aynı anda "bu konuya karışma!" dedik Meryem'e bakarak. Kız şaşkın bir şekilde ikimize baktı ve "peki... o zaman ayrılında Güneş'i görelim, vakit kaybediyoruz" dedi. Kötü bakışlarımı ilk ben çektim ve hastaneye girdik.

     Güneş'in odasına girdik. Ve benim neşem yerine geldi, onu çok özlemişim. "Güneş'im, seni çok özledim. Çok özür dilerim seni ziyarete gelmediğim için" dedim. "Yıldız'ım, sen yeterki gel, ne zaman olursa olsun. Ama uzun süre gelmemene biraz üzüldüm tabi. Saçlarını mı boyadın? Çok güzel olmuş" "ya, evet boyadım" dedim, ama yalan olduğunu her türlü anlayacağını biliyordum. Değişik bir şekilde baktığında başımla hafif bir şekilde, etrafa bakınan Meryem'i gösterdim. Başını aşağı yukarı sallayınca sonra anlatacağımı ve Meryem'in asıl sebebi bilmediğini anladı. Belki o biliyordu böyle olacağını. Neyse ney. "Eee, nasıl geçiyor günlerin?" diye bir soru yöneltti Güneş. "Geçen gün biraz başım ağrıdı ama öbür günlerde iyiydim. Sen n'apıyorsun?" "Benimde her günüm aynı geçiyor, ye iç yat. Ama yakında taburcu olacağım ve aynı şeyleri evde yaşayacağım" hep beraber güldüğümüzde durumumuzu ele aldım.

Yağmurlu Geceler /Tamamlandı/Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin