78

1.5K 81 2
                                    

Kendimi o kadar mutlu hissetmiştim ki. Gülümsemek istedim ama kendimi tutmuştum. Bizim çocuklar sevinçten birbirlerine sarılmışlardı. Burak hafif bir tebessüm etti. Bende etmiştim. Salondan çıktık.

"Daha iyi sebepler bulmalıyız" dedi Yusuf Bey, hiçbir şey demedim.

"Evet, bizde düşünürüz" dedi babam.

"Sude, eve gidiyoruz. Ertelenmesi iptal olduğu anlamına gelmez sonuçta" dedi annem, Burağa baktım.

"Biraz izin verin" deyip Selin ile birlikte bizden uzaklaştı Burak.

"Bekleyelim, çocuğunu bırakmak kolay bir şey değil" dedi annem, kafa salladılar. Bende Burağın ardından gittim. Selin'i kucağına almış, öpüp kokluyordu.

"Ben senden nasıl ayrılacağım?" dedi Selin'e, gözlerim dolmaya başlıyordu. Nefes verip yanına geçtim.

"Ona iyi bak olur mu? Ben yine geleceğim" dedi bana, gözleri kızarmıştı. Elimi yanağına koydum.

"Sude yapma artık, yapma" deyip elimi çekti ve gitti. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. Selin'de ağlamaya başlamıştı. Emziğini sokup üstünü örttüm. Gözyaşlarımı silip kendime geldim. Puseti alıp annemlerin yanına döndüm. Babam puseti almıştı.

"Görüşmek üzere" dedi babam, bizi aynı şekilde karşılamışlardı. Adliyeden çıkıp arabaya bindik. Arka koltuktaydık kızım ve ben. Gözlerimi yola çevirdim. Gözyaşlarım yine süzülmeye başladı. İçim yanıyor gibi hissediyordum. Onunla geçirdiğimiz her an gözümün önünden geçiyordu. Son zamanlarda bana hiç güzelim dememişti. Ne hissediyordu bilmiyorum, benden ayrılmak mı onu böyle üzmüştü, yoksa kızından ayrılmak mı? Beni üzen şey, onca yaşanılan şeyden sonra böyle yabancı gibi olmaktı.

Eve geldiğimizde arabadan inip içeriye girdik. Babam kapıyı açıp girdi. Ardından da biz girdik. Babamdan puseti aldım.

"Ben odama çıkıyorum, dinleneceğim" deyip odama çıktım. Kapıyı kapatıp yatağa ilerledim. Puseti yere bırakıp Selin'i aldım. Onu yatağıma bırakıp üstünü biraz örttüm. Bende yanına uzanıp kolumu başımın altına koydum. İşte kaldık böyle bir başımıza. Şimdi küçüksün, hiçbir şeyin farkında değilsin. Umarım büyüdüğün zaman bizi affedersin. Hali hazırda olan gözyaşlarım yine süzülüyordu yanaklarımdan. Selin'in elini tutup minik bir öpücük bıraktım. Kapı tıklandığında doğruldum. İçeriye Lina ve Meltem girmişti. Onların da yüzü düşüktü. Kapıyı kapatıp geldiler. Koltuğa oturdular. Onları görünce daha çok ağlamam gelmişti. Kendimi tutmayıp gözyaşlarımı bıraktım.

"Kıyamam sana" deyip bana sarıldı Meltem. Ona sarılıp ağlamaya devam ettim. Meltem'in omzunu yeteri kadar ıslattıktan sonra geri çekildim. Yanıma oturup ellerimi tuttu.

"Niye böylesin?" dedi Meltem.

"Bilemiyorum, Burağın ondan ayrılması çok zordu onun için" dedim.

"Bu onun için zor, onun yerine mi ağlıyorsun? Bize doğruyu söyle Sude, ondan boşanmak istemiyorsun değil mi?" dedi Lina, bilmiyorum!

"Bilmiyorum, onun davranışları beni çok üzüyor. Ben burdayım, yanımda kızım var. Onun yokluğunu fazla anlamam, ama o tek başına. Ailesi var, ama ona bu yeterli değil. Bana dediği şeyleri duymuştunuz" dedim akmakta olan gözyaşlarımla.

"O yalnız değil, onun yanında herkes var. Senin kalbin onunla ve bu ona yeter de artar bile" dedi Meltem.

"Kızlar çok kötü hissediyorum, içim yanıyor. Onunla yaşadığımız şeyler çok güzeldi ve hepsi de bitti yani" dedim.

"Anlat, dök içini" dedi Meltem.

"Ona alışmıştım, her sabah uyandığımda o vardı. Her gece uyurken o vardı. Her sevincimde, üzüntümde o yanımdaydı. Kendimi kötü hissetsem, ona sarıldığımda hepsi bitiyordu. Onun yanında ben başkaydım, kendimi güvende ve huzurlu hissediyordum" dedim titrek sesimle.

"E sen aşık olmuşsun tatlım" dedi Lina, aşk.

"Biz boşanma arefesindeyiz" dedim.

"Durdur o zaman bunu, boşanmayın. Aileleriniz size saygı duyacaktır bak göreceksin" dedi Meltem, bunu yapamam.

"Duygularımdan emin değilken böyle bir şeyi yapamam" dedim.

"Sil o gözyaşlarını bakayım, ağlama ya. Topla kendini, iyice düşün taşın ve bir karar ver. Bu ikiniz için de güzel bir karar olsun" dedi Lina, burnumu çekip gözyaşlarımı sildim.

"Biz gidelim, tek başına düşün. Bak yanında kızın var, onunla eğlen. Ama ne olur ağlama" dedi, buruk bir gülümseme ile kafa salladım. Vedalaştıktan sonra gittiler. Telefonum çalmaya başladığında aldım. Kaan'dı.

"Efendim?"

"Ne yapıyorsun kuşum?"

"Selin ile ilgileniyorum, sen"

"Evdeyim, sana bir şey söylemem lazım"

"Söyle"

"Burağın görüştüğü bir kız var"

"Benim gitmemi beklemiş demek ki"

"Saçmalama, kız yaptı her şeyi. Bu Burağı götürür ben sana söyliyim"

"O bekar biri olacak 1 hafta sonra. İstediği kişiyle görüşebilir"

Telefonu kapatıp koydum. Nasıl görüştüğü bir kız var ya! Bu kadar erken mi? Oflayıp uzandım. Kafamı yastığa koydum. Benimle yaşadıklarını o kızla da yaşayacak mı? Onu da öpecek mi? Onu da güven veren sıcaklığıyla yakacak mı? Onları bir tek benimle yaşadı, benimle güzel o anılar. Oflayıp ellerimi başıma koydum. Selin ağlamaya başlamıştı, kalkıp onu kucağıma aldım ve pışpışladım. Bir süre pışpışladıktan sonra onu yatağa bıraktım, kalkıp koltuğa geçtim. Çenemi avucumun içine koyup dışarıyı izlemeye başladım. Burak aklımdan bir saniye bile çıkmıyordu. Aklımda onunla yaşadığımız anılar dört dönüyordu. Beni Civan'ın adamının elinden kurtardığı an, gözümde kahraman gibiydi. O an ona sarıldığımda kendimi o kadar huzurlu hissettim ki, bırakmak istemedim. Kokusu burnuma doldukça mutlu oluyordum. Kokusuna bağımlı gibiydim. Beni öptüğünde ise, o an hiç bitsin istememiştim. Ölene kadar onu öpebilirdim. Gözümden akan yaşı sildim. Kapı açıldığında oraya baktım. Annemdi. Gözlerimi sildim. Kapıyı kapatıp geldi ve yanıma oturdu.

"Neyin var birtanem?" dedi, göz yaşlarımı tutamamıştım.

"Bana her şeyi söyleyebilirsin biliyorsun değil mi?" dedi, kafa salladım.

"Burağa üzüldüm sadece, Selin'den ayrılmak ona çok zor geldi" dedim.

"Böyle olacağını biliyordunuz ama canım" dedi.

"Çok zorlanacak anne, Selin burada benimle, ben onun yokluğunu çok fark etmeyeceğim. Ama o bana da Selin'e de alışmıştı. Şimdi çok yalnız hissedecek" dedim, nefes verdi.

"Sadece bu mu?" dedi annem, yutkundum.

"Anne ben çok kötüyüm" deyip ona sarıldım ve ağlamaya devam ettim. O da bana sarıldı.

"Ağla annecim, içini rahatlat" deyip saçlarımı okşuyordu.

"İçim o kadar acıyor ki, birisi yüreğimi eline almış sıkıyor gibi" dedim.

"Öyle şeyler deme kızım" dedi, annemin omzunu da ıslattıktan sonra geri çekildim. İç çekiyordum.

"Söyle bana annecim, niye böylesin?" dedi, derin bir nefes alıp verdim.

"Bilmiyorum anne, içimde Burağa karşı bir şey var ve ben bunun adını koyamıyorum" dedim, gülümseyip ellerimi tuttu.

"Sen Burağa aşık mı oldun?" dedi, malum soru. Nefes verip gözlerimi yere indirdim.

"Ben Burağa aşık oldum anne"

Bakıcı | BİTTİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin