"Ölmedin ama hayatta da değilsin."
&
Hikâyenin asıl adı "GÜN AĞARIRKEN BAŞLADI RÜYA"dır. Kısa süreliğine değiştirilmiştir bu isim.
Bu isim ve kurguyla yazılmış ilk ve tek hikâyedir, içerisindeki virgüllere kadar şahsıma aitti...
Neden burada olduğumu ve bu adamın kim olduğunubilmiyordum. Bildiğim tek şey duyduğum telefonkonuşmasıydı ve bu adam da ne olduğunu bilmiyordu.
Merdivenlerden büyük bir salona indiğimizde salonda bir adam ve bir kadın vardı. Taş şöminenin önündeki minderlerde oturmuş, sessizce bizi bekliyorlardı.
"Merhaba," dedi kadın gülümsemeye çalışarak. Siyah saçları beline kadar uzanıyordu ve yeşil gözleri meraklı bakışlarla yüzümü inceliyordu. Tahminlerime göre otuzlu yaşlarının ortasındaydı.
"Merhaba," sesim onun aksine kısık çıkmıştı. Karşısındaki minderde oturan adam kocaman gülümsedi ve elini uzattı. "Merhaba, ben Onur. Azrak'ınkardeşiyim." Eliyle az önceki kadını gösterdi.
"O da ablamız, Bergüzar. Yabancılarla arası pek iyi değildir zamanla alışırsın."
Selam vermesine rağmen adını kendisi söylememişti gerçekten de yabancılardan hoşlanmıyordu anlaşılan. Adını az önce öğrendiğim kül karası bakışların sahibi, Onur'a kaşlarını çatmış bakıyordu.
"Bana öyle bakma abi, onu buraya sen getirdin ve adını dahi söylememiş olman büyük kabalık."
"Her neyse," dedi Azrak. "Otur öncelikle." Bergüzar ablanın yanındaki minderi işaret etti ve kendisi de Onur'un yanına oturdu. "Aklım almıyor," dedi Onur.
"Neler olduğunu öğrenebilir miyim? Sizler kimsiniz ve ben neden buradayım?" Bergüzar abla bana döndü.
"Neler olduğunu biz de henüz bilmiyoruz, Hasna." Onlara adımı söylemediğim için şaşırmıştım, anlamış olacaklar ki Azrak konuştu. "Ben söyledim."