Dersimiz kimyaydı. Aslında diğer öğrencilerin aksine ben kimya dersini seviyordum. Yüksek notlarda alıyordum. Öğretmenimiz bize sürpriz bir yazılı yapmaya karar vermişti. Yazılıyı bitirdikten sonra erken çıkıp çıkamayacağımı sordum. Öğretmende çıkabileceğimi söyledi. Ben çıktıktan hemen sonra Nisa'da çıkmıştı. Nisa sayısal dersleri pek sevmiyordu. Sözele daha yatkındı ve İngilizceside bayağ iyiydi. Zaten hukuk okumak istiyordu. Nisa ile birbirimizin zıttı gibiydik ama bir şekilde anlaşabilmiş ve sekiz yıllık bir dostluğumuz olmuştu. Dışarıda otururken Nisa bir yere bakakalmıştı. Neye baktığını anlamaya çalışırken Demir'i gördüm. Nisa ona öyle bir bakıyordu ki ona karşı ilgi duyduğunu anlamıştım. "Nisa iyi misin?" diye sordum sakince. Ama içten içe kahkaha atıyordum. Çünkü çok güzel bakıyordu. "Evet. İyiyim ne oldu?" dedi kendini toparlamaya çalışarak. "Daldın gittin. En son ne dediğimi hatırlıyor musun?" dedim kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Nisa'nın yanakları pembeleşmeye başlamıştı. "Şeyy... Açıkçası hatırlamıyorum." dedi. Artık o da gülüyordu. "Dışarı çıktığımızda beri konuşmuyoruz. Birşey demedim ondan hatırlamazsın." dedim kahkaha atarak. Biraz daha boş yapıp Çınar ve Demir'e yaklaştık. Aynı sınıftalardı ve spor dersleri vardı. İkiside futbolu çok seviyordu. Nisa'yla oturup onları izledik. Demir Nisa'ya göz kırptı. Nisa'nın yanakları yine pembeleşiyordu. Ama hemen toparlandı ve kalbinin o tarafına elini koyup"Ah kalbim! "dedi. Dördümüzde gülüştük.
Zilin çalmasına beş dakika varken bizim yanımıza gelip karşımıza oturdular. Nisa ile Demir iyice kaynaşmışlardı. Ben Çınar'a bakıp onu mutlu eden kızın kim olabileceğini düşünüyordum. Sonra göz göze geldik. O kadar derin ve içten bakıyordu ki bozulmasını hiç istemiyordum. Tam o sırada Yunus geldi. Yunus'ta onların sınıfındaydı. Yanıma oturdu. "Selam. Nasılsın?" dedi. Rahatsız olmuştum. Nisa'da olmuş olacak ki "uzaklaş lan arkadaşımın yanından!" dedi. Demir ona garip bakıyordu. Sanırım onun bu halini görmemişti. Biraz sırıttım. Sonra Yunus'a döndüm. "Sen gelince rahatsız oldum." dedim sinirli bir şekilde. "Hey bu kadar agresif olmak zorunda değilsin. Gerçi ben senin bu halini daha çok seviyorum." dedi şımarık gülümsemesiyle. Saçımla oynamaya başladı. O sırada Çınar'a baktım. Yunus'a öyle öfkeli bakışlar atıyordu ki anlatamam. Aynı bakışları Nisa'da atıyordu. Demir şaşkındı ama onun da rahatsız olduğu yüzünden Belliydi çünkü "DAN" diye konuşmamızın içine girmişti Yunus. Yunus'un eline vurdum. "Bırak saçımı!" dedim sert bir şekilde. Bırakmadı. Tam tekrar bağıracaktım ki Çınar'ın sesini duydum. "Bıraksana kızın saçını gerizekalı!" dedi. Ben ve oradaki herkes şaşırmıştık. Çınar'dan böyle bir söz beklemiyordum. Yunus bana döndü. "Sevgilin sayesinde şimdilik bırakıyorum. Ama saçlarının kokusu beni benden aldı."dedi fısıldayarak. Çıkış zili çalmıştı. Nisa'nın kolundan tuttum ve sinirli bir şekilde yürümeye başladım. Çantamı aldım ve okuldan çıktım. Arkamdan Nisa geliyordu. Bugün yürüyerek eve gitmek istediğim için Nisa ile birlikte yürümeye karar verdim. Ama onunda evi okula çok yakındı. Bu yüzden pek konuşamadan ayrıldık. Yürümeye devam ederken birinin sesini duydum. "Elif!" onu görünce şaşırdım. Burada ne işi vardı ki...Bölüm sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌺YAĞMUR🌺 (TAMAMLANDI)
Romance"Acılar ağlayarak geçer sanarız. Ama aslında öyle değildir. Ağlamak aslında hiçbir işe yaramaz çünkü o acı bir daha oradan çıkmamak üzere kalbe gömülmüştür. Ama ben bunu unutmuş ve o gün ağlamaktan başka birşey yapmamıştım. Zaten o günden sonra ağla...