Emre Aydın-Afili Yalnızlık
"Orospu Çocuğu!"
Yüzüne bilmem kaçıncı yumruğumu geçirince artık kemiklerimin sızladığını daha çok hissediyordum. Ama umrumda değildi, gebertecektim onu!
Jongdae'nin patlamış dudağının ve burnundan oluk oluk kanı umursamadan suratına bir kez daha yumruğumu geçirdim. Chanyeol odamı terk edip gittiğinde kendimi ilk defa fahişe gibi hissetmiştim. Akşama kadar, hatta hayır sabahlara kadar hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Bunların hiçbirini hak etmiyordum, kimse beni bir kez olsun dinlememişti. Odamda tek başıma kaldığımda odamdaki aynaya yumruklar atmış, saçlarımı köklerinden kopartacak kadar çekiştirip durmuştum. Kapımı kilitlemiştim, annem ve babamın kesinlikle yanıma gelmesini istemiyordum. Berbat bir haldeydim. Berbat hissediyordum.
Çocukluk arkadaşım Jongdae beni bir kez bile dinlememiş; üstüne bir de gidip Chanyeol'e onu aldattığımı söylemişti.
Canımdan çok sevdiğim sevgilim, eski sevgilim, benimle konuşmaya gelmişti ama dinlememişti. Ayrılmadan önce son bir kez benden faydalanıp bir kenara fırlatmıştı. İntikam almıştı.
Diğer sözde arkadaşlarım ise bir kere bile aramamışlardı.
Şimdi ise Jongdae'nin suratına yumruklar ve küfürler savuruyordum. O ise hiçbir şey demiyor, yüzünde mimik oynatmıyordu. Sadece ağzındaki kanları tükürmekle yetiniyordu. Sorularımı cevapsız bırakıyor, küfürlerime karşılık vermiyor, sadece onu yumruklamama izin veriyordu.
Yakasını sıkı bir şekilde tutmuştum ve eklem kemiklerimin artık dayanacak gücü kalmamıştı. Yakasını bırakıp sert bir şekilde iteledim. Sendeleyerek yeniden yola düştü. Burnundaki kanın yoğunluğunu kontrol ediyordu.
Dayanamayarak bende yere çöktüm ve ellerimde olan kan izlerini umursamadan suratımı kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladım.
Jongdae'nin karşısında hıçkıra hıçkıra ağladım.
Annem yakıştırmazdı erkeklere ağlamayı. En çok da bana yakıştırmazdı. Neden benim bir kalbim yok muydu? Benim bir gururum, problemlerim yok muydu? Bana ait gözyaşlarım vardı, yanaklarımı sızım sızım sızlatsalarda utanmadan ağlamaya devam ettim. "Neden?" dedim boğuk çıkan sesimle. Ellerim halen suratımı kapatıyordu, avuç içlerim sırılsıklamdı. "Chanyeol'ü aldatmadığımı bildiğin halde..." bir hıçkırık çıktı dudaklarımdan, zorla da olsa devam ettim, "neden ona öyle söyledin!" başımı kaldırıp direk suratına baktım.
Ağlıyordu.
Umrumda değildi. Nefret ediyordum, bana bunu yapamazdı. Bunu hak etmiyordum. "Benimle son bir kez sevişti. Pardon, becerdi."
Chanyeol'ün dün söyledikleri yeniden aklıma gelince kalbim tökezledi ve düştü. Darmadağın olmuştu, kalkamıyordu. Kafasını kaldırıp bana baktı, afallamıştı. Ağzını açıp bir şey söylemeye çalıştı ama yüzü yoktu. Söyleyemedi sadece sustu, gözleri daha fazla kısıldı. Damla damla yere düşüyordu gözyaşları. Canı acıyordu ama susmayacaktım. Canımın yandığı kadar canını yakacaktım fakat benim gibi acı çekmeyecekti. Yıkılmıştım. "Beni becerdiğini söyledi ve sonra ayrılalım deyip gitti! Bunların hepsi sen ve yalanların yüzünden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Çocuklar Ağlamaz √chanbaek
Fanfiction"Sen güçlüsün diyip sırtıma kocaman dağ devirdiler." •Sezon1• "Hani derler ya; Güçlü insan ağlar mı? Defalarca aynı yere vurursan, taş bile dayanmaz." •Sezon2• •chanbaek/friends/ •chanbaek'in ne demek olduğunu öğrendiğim zaman yazdığım bir fic, bol...