Aslında çok iyi arkadaştık. Birbirimizden gizlimiz saklımız yoktu. Her okul çıkışı eve dördümüz birlikte giderdik. Her eve dönüş bir macera gibiydi. Ben Sıla'yla iyi anlaşırdım ama Pars Ulu'yla pek iyi anlaşmazdı. Sebebini biz de bilmiyoruz. Eski bir meseleymiş...
Sıla'yla ikimizinde sevdiği kişiler vardı. Sıla seviyordu ama aşka inanmıyordu. En azından öyle diyordu. Ben ise o bana bir açılsa hemen kabul ederim diye hayal kuruyordum. Ulu çok yakışıklıydı ve hiç boş durmuyordu. Her gün başka bir kızdan bahsediyordu bize. Bütün kızlarda onu konuşuyordu. Tabi biz Sıla'yla birlikte kendimizi çok şanslı hissediyorduk. Pars yakışıklı değildi. Nedense ben kızlarla değilde erkeklerle daha iyi anlaşıyorum. Onlar bana daha samimi geliyorlar. Neyse biz böyle dokuzuncu sınıfa kadar devam ettik. Taki o olay olana kadar....