Çok sıcak 😵
Nar çiçeği
"Ne yani konuşmayacak mısın onunla? Bu kadar ilerledikten sonra?" Yalçın omzuma dokunup yanıma oturduğunda omzunu silktim ve ellerimle dudaklarımın kabuklarını soymaya devam ettim.
Onun bana söylediği en son şeyden sonra cevap vermemiştim gün boyunca. O da sonrasında bana yazmamıştı. Bu karşılıklı susma olayı ilişkimizin en başından beri aramızda olan sessiz bir anlaşma gibiydi. Ve onun benim yazmamı beklediğini biliyordum. Gerçi bende benim yazmam gerektiğini biliyordum ama iş onunla bitmiyordu.
"Yalçın ona gerçekleri söylemem gerek." diye fısıldadım. Elindeki yediği pudingin alüminyum kapağını yalarken durup bana baktı.
"Komik şaka." deyip yalamaya devam ettiğinde kolumla belinin üstüne doğru vurdum. Öksürüp elindeki kabuğu yere düşürdüğünde somurtarak bana döndü. Bakışlarımı görünce "Ha sen ciddi ciddi söyleyeceksin?" diye mırıldandı.
Başımı salladım. "Ben yapma derim. Daha çok başındasınız. Şimdi zaten güveni daha yeni yeni oluşmaya başlarken kırarsan bir daha hiç oluşmayabilir."
"Bana ne dediğini bilmiyorsun. Bana her defasında beni kendi ellerinle boşluğa atıyorsun dedi. Ve gerçekten öyle yaptım Yalçın. Onunla konuşmayı kestim koskaca üç hafta boyunca. Şimdi de benden hoşlandığını söylüyor ve ben onu istemiyor gibi davranıyorum." Başımı alıp omzuna yaptırdığında itiraz etmeden durdum. "Eğer şimdi söylersen daha kötü olur. Şu an zaten hassas. Eğer bunu dersen toplayamaz belki."
"Peki ya ilerde söylersem ve o beni bunca zaman kandırdın derse."
"Onu yavaş yavaş alıştırırsın. Ve ona herşeyiyle olayı açıklarsın." Yalçın'ın pudinginden bir kaşık alıp ağzıma tıktım.