özel bölüm;bir dizi göz yaşı ve beraberinde getirdiği umutsuz bir teselli çabası

245 22 3
                                    

özel bölüm:bir dizi göz yaşı ve beraberinde getirdiği umutsuz bir teselli çabası

Heyecanlı bir ifadenin hep hakim olduğu bir yüz, hafif kabarık ve dağınık saçlar buna eşlik eden çiller.
Bunlar İzuku'yu tanımlayan şeylerden birkaçıydı.Sadece dışarından bakan birisinin söyleyebileceği şekilde. 

 İzuku'nun eskimeye yüz tutmuş sırt çantasını kullanmasının sebebi giydiği hemen hemen her şeyle uyumlu olduğunu düşünmesiydi.Saçlarının kabarık ve dağınık olmasının sebebi saçlarıyla ilgilenmekten nefret ettiği için onları yarım kuruttuğundan ve hiç taramamasındandı.Çilleri güneşli havalarda güneş kremini kullanmadığından dışarıya çıktığında belirginleşirdi.Dışarıya yansıyan halini ufacık uğraşlarla bile değiştirebilirdi ancak aynı durum onun hissettikleri için geçerli değildi.Kendisinde değiştirmeyi umutsuzca dilediği tek şey Shouto'ya olan hisleriydi. 

Dersi yeni bitmişti.Arkadaşı Katsuki ile buluşmak için sözleştikleri yere ,bahçeye doğru,ilerliyordu. Hala çoğu kişi derste olduğu için koridor bomboştu.Koridoru aşıp merdivenlere gelmişken gördüğü bedenle duraksadı. Kırmızı-beyaz saçlarından hemencicik tanımıştı onu.

Merdivenlerin bir köşesine sinmiş,kafasını başının arasına koymuştu. Çoğu zaman yanında birileri olurdu ancak bu sefer tekti.İzuku için yolunu değiştirmek en iyisi olurdu.Bir şeylerin yolunda gitmediği de oldukça  barizdi.Karşısındaki Shouto değil,başka tanımadığı biri olsa yanına gider miydi?Evet,kesinlikle giderdi. Tek başına ağladığı ve insanların yüzüne hiçbir şey olmamış gibi bakıp ardından konuşmasına devam ettiği  ve geçtiği zaman aklında canlandı. 

Yumuşak ve sessize yakın bir ses tonuyla ona seslendi: "Shouto-kun?"

Shouto, İzuku'nun beklediğinin aksine irkilmedi, kafasını sesin kaynağına çevirdi. Ağlamıyordu ancak çökmüş gözüküyordu.

"İyi misin?" sesine endişesinin yansımasına engel olamamıştı İzuku.

Birkaç saniyelik sessizlik ve buna eşlik eden bakışmanın ardından dudaklarını araladı Shouto: "Hayır."

İzuku bunun üzerine Shouto'nun yanına oturdu.Omuzları birbirine değiyordu şimdi. 

"Nedenini anlatmak ister misin peki?" cevap olarak Shouto kafasını iki yana salladı.

Bir süre ikisi de karşılarındaki duvarı izlediler.İzuku teselli konusunda,Shouto ise aklındakileri söylemekte pek de iyi sayılmazdı.

"Bana sarılır mısın?" diye sordu Shouto.

"Bunu sormana gerek yok ki. Tabiki sarılabilirsin." kollarını  iki yana açtı.

  Tıpkı yapboz parçası gibi uyumlu bir sarılış değildi bu.Bir çift yabancı içinse fazla sıkı bir sarılıştı.

Ayrıldıklarında İzuku "Buz gibisin.Bu havada senden başka tişört giyen yoktur eminim." dedi azarlama cümlesi gibi algılanabilcek bu cümleyi İzuku söylerken böyle bir amaç taşımadığını ses tonundan belli etmişti.Üstündeki hırkayı çıkarıp Shouto'nun omuzlarına bıraktı.

İzuku bir yabancıya sarılmaz,onu bu derece önemseyemezdi.Shouto onun kalbini çokça kırmıştı. Buna rağmen Shouto,kalbini iyleştirmek için bir kere yardım isteğinde ona hayır diyemeceğini onun için hâlâ çabalayabileceğini fark ettiğinde içinde kendisini gösteren acınası hissetme hissine engel olamadı.







içim daralıyordu ve çok önceden bir-iki paragraf  yazdığım bölümü düzenleyip devamını getireyim dedim. ilk defa aralıksız bu kadar uzun bir şey yazdım sanırım.( edit: bu da  neymiş aralıksız 2300 kelime yazdım bu notu yazdıktan bir süre sonra ve canım çıktı) umarım beğenirsiniz! şimdi imla hatalarımı ve düşük cümleleri düzelteceğim ve ardından yayınlayacağım. hepinize iyi geceler! 

Hayalci Çiçek |Tododeku|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin