Toplam 2 saat konuşmasının sonunda odama beni gönderdi.
Sandığımdan daha az azar yedim diye düşünürken telefonuma gelen mesaja baktım. Mesaji gönderen mertti ve ben bundan artık rahatsız olmaya başlamıştım.
Mesaj atmak yerine onu aradım..
Telefonun ilk çalmasıyla açılan telefona ilk vuran ses onun ki oldu."Seni aradım mesaj attım ama ceval vermedin , iyi misin? "
"Evet sağol çok iyiyim mert sayende! " diye yüzüne vururken o bu cümleyi takmadı bile.
"İnan böylesi senin için daha iyi , daha az acı çekersin."
" Sen neden bahsediyorsun?
Ben mi acı çekiyorum!
Kendine gel mert ! ""Asıl sen kendine gel nazlı seni nasıl bir çukurdan kurtardığımın farkına var .
Hem.." dedi.Ve devam ederek.
.
"Yarın güzel bir gün olucak .."Yine yarınlar!
Şu yarın canımı sıkmaya başladı.."Yarın ne olucak ?" Dedim sonra durup cümleme devam ettim..
"Ya da dur biliyor musun yarın beklemekten çok sıkıldım. Eğer söyleyeceğin bişey varsa şimdi söyle, çünkü yarınlarla ilgilenmiyorum!" Dedim.
O ise..
"Bu gece olmaz ..
Üstünde onun elbisesi , onun kokusu varken olmaz nazlı"Ben olduğum yerde kalkırken olaylar çok farklı yöne kaydığını farkettim.Telefonu kapatacağımı söylerken ise..
"Yarın...Yarın çok güzel olucak nazlı.."
Telefonu kapayıp yatağa atarken ellerim saçlarımın arasına gitti.Beynimde o kurduğu cümle dolaşıyordu.
'Yarın ..Yarın çok güzel olucak nazlı.'
Camdan dışarı bakarken gün ışığı koyu mavi gökyüzünü boyama başlamıştı.
Ve işte yarın olmuştu.
Peki ben bu yeni güne bakarken neden böylesine korkuyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol yanım >Cennet< ~Serisi 2~
Teen FictionCennetle tanışmaya cesaretiniz var mı? Sırlar kapısı aralanıyor ve merakla beklenen cennet kendini Ele veriyor.. Nazlı artık herşeyi göze alarak cenneti araştırmaya başlar. Nazlı cenneti tanıdıkça ona daha yoğun duygular beslereken , bir yandan da...