★Oda Arkadaşı

126 12 3
                                    

                               

Kapıdan gelen açılma sesi kulaklarıma dolarken, başımı homurdanarak en az bir kaya gibi sert olan kitap yığınından zorla kaldırdım. Girişe bakıp gelenin oda arkadaşım olduğunu teyit ettiğim gibi tekrar önümdeki kitap yığınından notlar çıkarmaya devam ettim. Bir süre sonra saate baktım. 19.25.. Tam olarak 5 saattir aralıksız olarak not çıkarıyordum -şekerleme yapmaya çalıştığım kısmı saymazsak tabii-. Artık gözlerimin daha fazla kitap sayfalarına bakamayacağına kanaat getirdiğimden usulca masanın başından kalktım ve kendimi yatağımın yumuşacık kollarına bıraktım. Bu hayatta en sevdiğim şey uykudur. Herkes Choi San'ın en sevdiği şeyin uyku olduğunu bilir. Ama canım(!) oda arkadaşım hala bunu idrak edebilmiş değil. Omzuma dokunup beni dürtmesiyle bugün güzel bir uyku çekemeyeceğimi anladım.

-San!? Hadi ama geldiğimde masanın başında uyuklamıştın. Nasıl bu kadar hızlı yatağa geçtin sen?
-Wooyoung uykumun bölünmesini sevmediğimi bilmen gerekiyordu artık! Umarım önemli bir şey için dürtüp duruyorsundur. Yoksa bugün dışarıdan yemek zorunda kalacaksın!

Sinirliydim çünkü Wooyoung 1 haftadır benimle kalmasına rağmen hala uyku meselesini idrak edememişti. Hemen 1 haftada nasıl tanısın demeyin. Choi San ve uykusu.. Bir gün bile benimle olsanız illaki size uykuyu nasıl sevdiğimi gösterirdim.

-San emin ol bu siniri görmek istemezdim ama sana bir kargo gelmiş. Resim gereçleri? Sen resi-

Sözünü bitirmesine izin vermeden kutuyu almaya gittim ve sonunda eskisi gibi resim yapmaya devam edebileceğim eşyalarıma kavuştum.

-Ah, Wooyoung gerçekten önemli bir şey için uyandırmışsın. Ama bu hala sinirli olduğum ve uyumaya devam edeceğim gerçeğini değiştirmez. Lütfen beni uyandırma.

  *****

San uykusuna kaldığı yerden devam ederken Wooyoung ortamın sessizliğinden faydalanıp ders çalışmaya başladı. Ama istediği gibi odaklanamıyordu derslere. Aklına takılmıştı sarı saçlıya gelen kutu. Gerçekten resim de mi çizebiliyordu? Onun hakkında bildiği sayılı şeyler vardı. Derslerinde çok başarılı olduğunu ve dans etmenin onun hayatının bi parçası olduğundan başka hiçbir bilgisi yoktu. Ki bunları zaten fakülteden birine de sorsanız size söylerdi. Tüm bunlar kafasını kurcalarken içerden San'ın uyandığını belirten sesler geliyordu. Saate baktı ve hala bu saate kadar nasıl yemek yemediğini sorgulamaya başladı. Üstüne yemek de yapmamıştı. San her an canına okuyabilirdi.

  *****
23.40

Uyandığımda bir süre öylece uzandım. Susadığımı hissettiğimde kalktım ve mutfağa gittim. Elimde bardakla ders çalışan Wooyoung'a baktım. Tam ona bakarken bir gurultu sesi duydum ve ister istemez tebessüm edip kıkırdamaya başladım.

-Wooyoung hala bir şey yemedin mi sen?

-Öncelikle günaydın Choi uykusunu çok seven San. Ve evet yemedim yemek de hazırlamayı unuttum çünkü ders çalışmaya dalmışım ve zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildim.

-Sorun yok Wooyoung. Derse dalmış olman senin suçun değil.

-Dışarıdan söyleyeyim? Zaten seni uyandırdığımda da aynı bu cümleyi kurmuştun.

-Aslında Wooyoung aklımda daha heyecan verici bi fikir var.

Wooyoung diyeceğim şey için tüm ilgisini bana vermişti. İlk defa gözlerinin bu kadar parladığını görmüştüm. Meraklanması hoşuma gitmişti.

                     ★★★★★★

Öncelikle buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ederim:) Bu benim yazdığım ilk fic.. Umarım gerçekten istediğiniz şeyi size verebilirim.. Hatalarım varsa belirtmeniz beni çok mutlu eder..
    ☆Başlık şarkılarını dinlemenizi öneririm. Bölümleri eklediğim şarkıları dinleyerek yazıyorum.:)
     
                 WOOSAN'I SEVİN

:)                        WOOSAN'I SEVİN ♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ᴅᴇsɪʀᴇ★ωσσѕαηHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin