17 Nisan 1021 Saat: 10.20
Fin ana yol üzerinde ilerliyordu. Akşam olmaya başlamasından dolayı etraf karanlık olmaya yüz tutuyordu. Yolun kenarındaki lambalar yakılmaya başlanmıştı ve o lambaları yakanlar, Fin'e garip bir ifadeyle bakıyordular. Siyah kıyafetli ve maskeli... Herkesin düşüneceği ilk şey Siyah Hayduttu ama hiçbir Haydut, herhangi bir yerleşkeye adımını atmazdı. Bu durumda...hiçbir şey... Siyah kıyafetlerin o zamanlar için başka bir anlamı yoktu. Bu onların merakını körüklüyordu zaten.
Fin yürüdü ve yoldaki işaretleri takip ederek Merkez Hana geldi. Yol üstünde Meg Köyünün sıkıntılı insanlarını görme fırsatı olmuştu. Yakın zamanda tüm köye yardım edecek ve kusursuz bir mutluluk sağlayacağını hayal ediyordu. O zamana kadar rastgele görevler yapmıştı. Herhangi bir yerde konaklayıp tüm sorunlarını çözmeye çalışmamıştı. Bu onun içinde ilk kez tecrübe edeceği bir deneyimdi ve heyecanlıydı. 9 yaşından beridir hayalini kurup, üstüne çalıştığı amacı için ilk adımını atıyordu. Meg Köyünü kendisinin yapınca gerçek anlamıyla ilk adımını atmış olacaktı ve bunu düşünmek bile onu heyecanlandırmaya yetiyordu.
Fin sonunda hanın önüne kadar geldi. Kapısını açarak sakince içeri girdi. İçeride fazla bir insan yoktu. Günlük İşçi Merkezinden işçiler üç masada oturmuş, içkilerini içiyordu. Onlar dışında Hancı Kousuke Satou, eşi Sanae ve gitarıyla şarkı söyleyen Mito Aka vardı. Sanae bar bölümünde bardakları dolduruyor, Satou ise içkileri masalara taşıyordu.
İçeri Fin'in girmesiyle herkes birkaç saniye ona baktı. Daha önce görülmemiş, siyahlar içinde ve maskeli biri... Bu üçünün birleşiminden o kişinin iyi olma ihtimali düşüktü. Bu yüzden baskın bir sessizlik vardı.
Fin sessizliğin içinde yürüdü ve Sanae'nin önündeki sandalyelerden birine oturdu. Sanae "Biz yüzünü göstermeyen kişilere hizmet vermeyiz" diye biraz sert söyledi. Fin ise görmüş, geçirmiş bir ses tonuyla "Beni dert etmeyin, siz asıl yüzündeki maskeleri gözükmeyen insanları dert edin" dedi. Sanae bu anlamlı söz karşısında biraz saygı duymuştu ama hala daha ne olduğu belirsiz bir kimseydi.
Fin otururken Satou, eşinin yanına geçip "Ne istiyorsun bakalım?" diye sordu. Fin de "Ben Fianir-i-Niar. Bu köydeki sorunları çözmek için gönderildim" demesiyle duyanların dikkatini çekti. Sanae "Gerçek bir Fianir mi?" diye sormasıyla Fin uğraşmak istemedi ve amblemini gösterdi.
Bunu göstermesiyle herkes sevinçle gülümsedi, Mito şarkıya yeniden başladı. Baskın sessizlik, neşeli bir ortama dönüştü ve "En baştan söyleseydin ya. Boşuna gerildik" diye gülümseyerek söyledi Satou. Fin bu ani değişim karşısında tepki veremedi ve "Burada bir ev aldım ama yapımı 4 gün sürecek. Fazla param kalmadı. Taşçı Jidamear 1 Demir Dinarına 4 gün beni ağırlayabileceğini söyledi" diye direkt konuya girdi. Satou "Normalde 2 günlüğü 1 Demir Dinar ama kırk yılın başı Fianir'lerden biri gelmiş. Ağırlamamak ayıp olur" diyerek bir odanın anahtarını verdi. Fin teşekkür ederek odaya yöneldi.
Açlık neyse de uykusuzluk onu bitiren yegane şeydi. İsterse 1 hafta hiçbir şey yemesin, turp gibi dimdik durabilir ama iki gün uykusuz kalsın, yerden cımbızla toplamaya başlarsın. Bu yüzden yemek filan istemeden odasına çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Korku-Gezgin Kurt Savaşçısı (Düzenlendi 4-19 Eylül)
Fantasy"Minelia" adındaki gezegende geçen bu hikayede "Fianir" lakabıyla anılan "Gezgin Savaşçılar", Tanrı tarafından kutsanıp özel güçlere sahip "Migar"ların aksine sıradan insan olmasına rağmen bir Migar gibi savaşıp canavar avlayabiliyorlardır. Hikayemi...