19 - HER ŞEYİN İLKİ VARDIR (part 2)

6.3K 198 10
                                    

Gecikme(lerlerlerler) için özür dilerim anca yazabildim, bu bölüm Zara210'a gelsin, güle güle okuyun :) 

(Bölüm şarkısı Duman - Elleri Ellerime)

İçinizdeki o çirkin sesi biliyor musunuz?  Hiçbir şeyden mutlu olmayan, gözüne her şey batan...

Mesela en yakın arkadaşınla buluştuğunuz da sıkıca ona sarılırsınız. Dışınızdaki sahtekar ses üzerindeki kıyafetin çok yakıştığını söylerken içinizdeki gerçekçi o kıyafeti hayatta almayacağınızı, hiç güzel olmadığını size tekrarlayıp durur.

Yemeğin tadını beğenmeseniz de kelimelere dökülen ses "eline sağlık çok güzel olmuş " olur.

Herhangi birinin yaptığı işi beğenmeseniz de o kişiyi saatlerce yüzüne karşı övebilirsiniz.

"Saçmalama böyle davranamazsın!" demek yerine ben de olsam aynısını yapardım dersiniz.

İnsanların konuştukları ile yalancı olduğu anlaşılmasa da, kendinizin hep yalancı olduğunu bilirsiniz.

Hep mutlu olduğunuzu söylerken aslında hep şikayetçi olursunuz, her şeyden yakınırsınız, hiçbir şeyi beğenmezsiniz, kabul etmezsiniz.

Aslında herkes yalancıdır... Sadece kimileri belli eder ama herkes içten pazarlıklıdır.

Belki de içinizdeki ses doğrudur, ama memnun görünme kaygısı yalancılığa iter. Kim bilir...

--------------------ZEYNEP ---------------

Taş evdeki şöminenin başında Kerem'in kıyafetlerini çıkarmaya çalışırken içimdeki heyecan ellerime vuruyor. Defalarca onun olmama rağmen heyecanım her seferinde ilk günkü gibi yerini koruyor. Ustalıkla gömleğinin düğmelerini açmak yerine titreyen ellerimle güçlükle hepsini çözmeyi sonunda başarıyorum. 
Ben bunlarla uğraşırken üzerinde oturduğum Kerem soğuk kanlılıkla beni izliyor. Son düğmeyi de açtığımda gömleğini çıkarmak için geriye yasladığı ellerini yerden kaldırıp bana yardımcı oluyor.

Her dokunduğumda ellerimi yakan kaslarına yine hayranlıkla bakıyorum.

"Sen... Sen insan olamazsın..." diyorum küçücük bir çocuğun heyecanlı sesi ile.

Kerem içten bir kahkaha atıyor ve yavaşça doğrulup saçlarımı geriye atıyor. Sıcak ellerini yakamın açık kalan yerlerinde yavaşça gezdirirken yanan şömineye rağmen ürperiyorum.

Kerem beni biraz kendine doğru çekiyor ve boynuma küçük bir öpücük bırakıyor.

Aldığım uyarı ile ellerimi nereye koyacağımı bilemiyorum ve Kerem'in kasıklarına götürüyorum. Kerem bu hareketime daha büyük bir kahkaha ile karşılık verince irkiliyorum ve kapattığım gözlerimi açıp sinirle Kerem'in omzuna vuruyorum.

Tam kalkmaya çalışırken Kerem kolumdan tutuyor ve tekrar üzerine oturuyorum. Kalkmak için dirensem de Kerem'in gücünü karşılayamıyorum. Ben de şöminenin olduğu  tarafa değil de diğer tarafa başımı döndürüp kollarımı birleştiriyorum. Kerem içten içe gülmeye devam ederken yüzümü asıyorum.

Beni tekrar kendine çekip boynuma daha büyük bir öpücük bırakıyor. Başımı geriye doğru atarken ona sarılıyorum ve sırtında ellerimi gezdiriyorum. Kerem boynumdan koparırcasına ısırıklar alırken hormonlarımın tavan yaptığını fark ediyorum.

AKŞAM GÜNEŞİ (ZeyKer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin