Hatırlatma:
Bir kaç dakika sonra kapı çaldı hala ağlıyordum. Jungkook'un geldiğini düşünüp kapıyı açtım ama kaşımdaki Jungkook değildi gördüğüm kişi paniklememe neden olmuştu.•
Ellerim titremeye ve terleme ya başladı. Onun burada ne aradığını sorguladım sadece. Bana tuhaf tuhaf bakarken sordu "Yüzündekiler ne Jennie evi mi boyuyorsunuz?" Bir şey diyemedim. Küçük dilimi yutmuştum resmen. İçeri doğru adımlarken onu durdurdum.
"Babam şu an müsait değil amca."Amcam bana garip bakışlarını yollarken aynı zamanda konuştu "Bari yardım edeyim size" dediğinde iyicene panikledim. Hızlıca bir yalan düşündüm o sırada uzaktan Jungkook'un arabasını görünce hemen konuştum. "Gerek yok amca Jungkook zaten yardım içine geldi." dedim o sırada yanımıza gelen Jungkook'u göstererek.
Şu an sadece üstelemeden gitmesini istiyordum. Ve Tanrı ilk kez sesimi duymuş gibi amcam sorgulamadan sadece başını sallayıp gitti. Amcam gidince Jungkook hemen içeri girdi. Salona girince gördüğü görüntü ile yüzünü buruşturdu. Bana döndü "Anneni baban mı-" sözünü bitirmesine izin vermeden "Evet" dedim.
Onları ne yapacağımızı düşünürken bodrum kat aklıma geldi oraya uzun zamandır inmiyorduk belki işe yarardı. Bu fikri Jungkook'a da söyledim o da bana katılınca bedenleri teker teker bodruma taşımaya başladık. Kapıyıda kilitleyince salona çıktık ve yerlerdeki kanları temizledik sonra da silahı deterjan dolu kovanın içine attık o sırada siren sesleri gelmeye başlamıştı zaten.
Jungkook bileğimden tutup beni arabasına doğru sürüklemeye başladı. Arabaya biner binmez gaza köklendi ve kendi evine getirdi. Bazen annem kavgalarına şahit olmayayım diye beni Jungkook'a gönderirdi. Orada kaldığımdan, yedek kıyafet, tarak, diş fırçası falan vardı. Eve gelince Jungkook bana "Sen odana geç üstünü değiştir bende sana su getireyim" dedi. Red edecek halim yoktu o yüzden hemen kabul ettim. Odama çıktım ve birkaç parça bir şey alıp odada ki banyoya yöneldim. Belki sıcak su beni biraz rahatlatırdı. Hem üzerimde ki kan kokusundan da kurtulmuş olurdum.
Banyoda yirmi dakika falan oyalanınca çıktım ve üstümü giyindim odaya geçip saçlarımı tarayıp kuruttum sonra da Jungkook'a açıklama yapmam gerektiğini hissedip aşağı indim. Jungkook salonda telefonda biri ile konuşuyordu. Ne dediğini anlamayordum ya da kimle konuştuğunu bilmiyordum. Yanına gittim beni görünce aramayı sonlandırdı. "Kimle konuşuyordu?" diye sordum bana bakıp "Bir arkadaşımla" dedi. Başımla onaylayıp koltuğa oturdum o da yanıma oturunca bugün olanları anlatmaya başladım. Jungkook hiç konuşmuyor ve sadece beni dinliyordu.
Jungkook'la biraz bu konuyu konuştuktan sonra dinlenmem gerektiğini fark ettim. Bugün çok şey yaşamıştım ve yaşadıklarıma anlam veremiyordum. Jungkook'a "Ben biraz dinleneceğim." diyip odama çıktım uyumak için yatağa uzandım. Uyumak istiyordum ama aklım o kadar doluydu ki uyuyamıyordum. Bende pencerenin yanına gidip oradaki koltuğa oturdum dışarısı aynı benim gibiydi. Karanlık. Bir süre daha dışarıyı izlerken sokak lambasının yanındaki ağacın altında bir silüet gördüm. Gözlerim dehşetle açılırken sadece olduğum yere çivilenmiş hissettim. Bu imkansız bir şeydi. O burada olamazdı.
Evet arkadaşlar yeni bir bölüm daha. Yazım hataların varsa lütfen affedin.
Sizce Jennie'nin amcası bir şey anladı mı?
Jennie'nin gördüğü kişi kimdi?
Jungkook kiminle konuşuyordu?
Yorum yazıp vote verirseniz sevinirim ❤❤❤❤