With Love, Hermione by Fidelius Charm
Not(Fidelius Charm'dan): Bu küçük hikaye Jack's Mannequin'in Dark Blue şarkısından esinlenmiştir. Harika bir şarkı, siz de bir ara dinlemelisiniz. Evet. Yapıcı eleştiri her zamanki gibi memnuniyetle karşılanır.
"Bilge bir adam düşmanlarından aptal bir adamın dostlarından sağladığından daha fazla fayda sağlar." -Baltasar Grecian
"Ron, gitmen gerekiyor." Weasley'e bunu dediğini duyuyorum. "Başaramayacağım."
"Başaracaksın. Sana yardım getireceğim. Eskisi gibi olacaksın."
"Ölüyorum." Onun basit cevabı bu.
"Ama- ama ölmüyorsun. Ölmedin." Basit mantığı ona hakaret etmeyi istememe sebep oluyor, ama yapamam, yerimi belli etmek istemiyorum. Ona çaresizce tutunuyor.
"Aptal olma." Hakaretine hafifçe kıkırdıyorum. "Yiyip Bitiren Lanet* savaşabileceğin bir şey değildir, veya yenip hayatta kalabileceğin."
"Ama sen Hermione Granger'sın, her şeyi yapabilirsin!" Diyor umutla.
"Ölümü atlatmak dışında." Akıllı kız. Sonunda sınırlarını keşfetmiş.
"Hermione..."
"Lütfen veda etmeyi olduğundan daha zor hale getirme." Kızıl saçlı arkadaşına yalvarıyor.
"Hermione," diye cevap veriyor, sesi zorlama ve üzgün. "Seni yalnız başına ölmeye terk etmeyeceğim." Kısa bir sessizlik oluyor, sonra cümlesini düzeltiyor. "Yalnız başına ölmene izin vermeyeceğim."
Bir sessizlik daha oluyor, bu seferki daha çaresiz ve yıkıcı, bu sırada o da acı içinde bağırmamaya çalışıyor.
"Canın yanıyor mu?"
Yalan söylüyor. "Hayır," içine derin bir nefes çekiyor. "Yakında meleklerle uyuyor olacağım." Başka bir yalan. "Gitmen gerek."
"Ben yapamam-" Lafı bölünüyor.
"Harry'nin sana ihtiyacı var, Ron. Sana gitmeni emrediyorum!" Ona emir veriyor, sanki kendisi Büyü Bakanıymış gibi. "Git!"
"Tanrım Hermione, sensiz ne yapacağım ben?" Diye cevap veriyor, gözleri doluyor.
Öksürüyor ve küçük bir gülümseme yüzüne yerleşiyor. "Yaşayacaksın Ronald Weasley." Onu yanağından öpüyor ve öksürmeye devam ediyor. "Ve deli Weasley Lovegood çocuklarından birine benim adımı vereceksin."
Weasley gülüyor ve elini kendininkinin içine alıp kanlı eklemlerine bir öpücük konduruyor.
"Söz veriyorum." Diyor. "Söz veriyorum."
Onu nazikçe hareket ettiriyor ve savaşın geri kalanından saklamak umuduyla büyük bir meşe ağacına yaslıyor. Ve Weasley bana göre her zaman aptalın teki olacak olsa da hakkını vermeliyim; iyi bir adam. Ben bunu hiç kimse için yapmazdım Pansy için bile, sözde sevmem gereken kız için bile, kendi canımın korkusuyla kaçardım, aynı yerde uzun süre kalmanın korkusuyla. Onun kaldığı kadar uzun kalmazdım asla, bunun için fazla korkağım. Ama bu ne kadar farklı olduğumuzu gösteren tek bir şey sadece.
Birdenbire kan donduran bir çığlık havada yankılanıyor ve Ron'un dikkati doğuya doğru dönüyor. Onun ayağa kalmasını ve en iyi arkadaşına son bir kez bakmasını izliyorum. Sonra ters yöne, savaşa ve ölüme doğru koşmaya başlıyor. O uzaklaşan silüetini izliyor, ve sonunda görüş alanından çıkığında, saf acıdan dolayı çığlık atmaya başlıyor.
Gölgelerin daha derinlerine doğru sürünmeyi deniyorum, kendi kendime ölmek için, ama etrafımdaki yaprakların hışırdamasına sebep oluyorum, bu da anında dikkatini çekiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With Love, Hermione (Dramione/Türkçe Çeviri)
Fanfiction"Kurban zaten ölüyorsa bu cinayet midir?" Ortaya soruyorum. Doğrultuyorum, hedef alıyorum ve seçeneklerimi tartıyorum. ONESHOT Çeviri hikayedir. Orijinal yazar fanfiction.net'ten Fidelius Charm'dır.