Cursed Blood ᴶᴶᴷ

6| Arkadaş olalım mı, ne dersin?

Ormanın iç tarafında bulunan şelale gece yağmurun yağmasıyla daha dolu bir şekilde akarken Jungkook uzaktan birkaç dakikadır suyun tepeden inişini izliyordu. Görüntüsü o kadar güzeldi ki izlerken geçen dakikaları bile anlayamıyordu.

Aslında şelaleye öğrendiği büyüyü denemeye gelmişti fakat görüntüsüne dalıp gitmiş, ne için geldiğini unutmuş gibiydi.

Öylece şelaleyi izlerken suyla beraber aşağı düşen kurdu görünce kaşlarını çatmıştı. Derin sulara gömülen bedenin yüzeye çıkmasını beklemişti ama henüz görünürde kimse yoktu.

"Boğulma ihtimali yüzde kaç?"

"Seksen-doksan ama boğulacağını sanmıyorum"

Çatık kaşlarıyla gözlerini suda gezdiren Jungkook sonunda yüzeye çıkan bedeni fark ettiğinde derin bir nefes alıp vermişti. Sudaki her kimse insan formunu almıştı. Sırtı Jungkook'a dönük olduğundan yüzünü göremiyordu.

"Tekrar karşılaştık, melez?"

Tanıdık gelen ses Jungkook'un tek kaşının  havalanmasına neden olurken yüzünü görmesine gerek kalmamıştı artık. Cevap vermeyip kendisine doğru yüzen bedene bakarken tepkisizdi.

Kenara çıkan kaslı beden karşısındaki meleze bakarken tek kaşını kaldırıp hafif bir şekilde tebessüm etmişti. Korkusuz bir şekilde karşısında duran melezin gücü yerine tam oturduğunda nasıl bir efsaneye dönüşeceğini düşünmüştü..

"Sormaya fırsatım olmadı pek. Neden bir sürü yerine He ran'ın yanını seçtin?"

"Kurda dönüşmemişken bir sürüde ne yapabilirdim?"

Jimin omuzlarını kaldırıp dudaklarını büzdü. "Dönüşebilirdin?"

"Hayır, bunu yapmazdım"

Oldukça ciddi duran meleze karşı Jimin garip bir şekilde baktı. Bir şekilde dönüşmesini sağlayacaktı ama nasıl yapacağını bilmiyordu. Zor olacağı kesindi..

"Neden?"

"Ben.. birini öldürmek istemiyorum sadece.."

"Ne yani? Birini öldürmek istemediğin için onca gücü elinin tersiyle itiyor musun?"

Genç melez yandan bir şekilde sırıtıp başını eğerek olumsuzca sallamıştı. Karşısındaki beden bu zamana kadar kim bilir kaç kişiyi öldürdüğünden öldürmek ona basit geliyordu.

"Evet, öyle yapıyorum"

"Düşündüğümden daha korkakmışsın. Bir Ay melezisin, türün nadir.. Sıradan vampirlerden ve kurtlardan daha üstünsün. Sana bahşedilen böylesi bir şeyi, bir seferlik olay için yok sayacak kadar da aptalsın melez, büyük bir aptal"

Sözlerini bitirip cevap beklemeden kurt formunu alıp ormana doğru koşturmuştu. Genç melez, birini öldürmeye ikna edilecek gibi durmuyordu. Fakat ikna edebilecek birini tanıyordu..

●●

"Tonya? Sence ben doğru olanı mı yapıyorum?"

Genç melez yattığı döşekte uzun bir süredir tavanı izliyordu. Kendine objektif olamıyordu. Akıl almaya ihtiyacı vardı.

"Ben ne dersem yanlış olur. İçinden ne geliyorsa onu yap"

Nefesini dışarı verip yattığı yerde oturur bir pozisyona gelmişti. Elini uzamış saçlarına götürüp geriye taramış, çıplak kalan alnını ovmuştu. Aslında istiyordu fakat.. yapamazdı. Durduk yere birini öldüremezdi..