Bölüm 20: Yanan Gemiler

392 22 1
                                    

 "Koskoca deniz bile yanan gemilerden çıkan alevi dindiremiyor."

 Gökyüzünü seyretmek istiyorsan etrafına ördüğün duvarları yıkmalısın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Gökyüzünü seyretmek istiyorsan etrafına ördüğün duvarları yıkmalısın... Etrafımdaki duvarları yıkabilecek kadar güç bulamıyordum kendimde. Belki de Çetin haklıydı. Etrafımdaki duvarları o yıkmaya çalıştıkça ben tekrar örüyordum. Kendi kendimi o dört duvarın arasına sıkıştırıyordum ve sonra oradan çıkmak için yardım istiyordum başkalarından.

 "Deniz." Başımı okuduğum kitabımdan kaldırıp yanımda hocaya yakalanmamak için fısıldayan Uğur'a döndüm. "Efendim?" Uğur elinde tuttuğu ne olduğunu göremediğim bir şeyi gizlice bana uzattı. Elindekini aldığımda bir bilet olduğunu fark ettim. "Ne bu?" diyerek bir elimdeki bilete bir de Uğur'a baktım.

 "Bu akşam babam bizim için yer ayırtmış, Ezgi'nin doğum günü pek mutlu bitmedi diye. Son Feci Bisiklet gurubunun konserine gidiyoruz ve sen de itiraz etmiyorsun." diyerek işaret parmağını bana doğrulttu. "Uğur lütfen, gelmek istemiyorum. Bir sürü ödev verdiler, sınav yaklaşıyor, çok yorgunum ve kalabalığa karışmak istemiyorum." diye itiraz ettiğimde "Ve Çetinle daha fazla muhatap olmak istemiyorsun." diyerek ekledi.

 Haklıydı aslında. Ödevler, sınavlar ve yorgunluk bahaneydi. Asıl sebebim Çetin'in de orada olacak olmasıydı. Bir yandan da kalabalığa karışmak da istemiyordum. Hep öyle yerlerden kaçmışımdır. Garip bir şekilde kalabalıktan uzak durmaya çalışırdım hep.

 "Öyle bir şey yok." diyerek boşuna savundum kendimi. Öyle bir şey olduğu kabak gibi ortadaydı işte. "Ben sadece... Kalabalık yerlerden hoşlanmıyorum." Uğur gözlerini devirip yan dönerek oturduğu sırada tam arkasındaki Ezgi'ye doğru eğildi. "Yemin ediyorum, içi ölmüş bunların. Konsere bile gelmek istemiyorlar." dediğinde Çetin'in de gelmek istemediğini anladım. Göz ucuyla ona baktığımda biz yokmuşuz gibi davranarak önündeki defteri karalıyordu. 

 Gözlerimi kaçırdığımda Ezgi'nin masum bakışları altında kaldım. "Ne yapacağım ben bu öküzle o konserde tek başıma? Siz de gelin işte." Başımı olumsuzca iki yana salladığımda Çetin hala tepkisiz bir şekilde duruyordu. 

 "Uğur! Madem dersi dinlemeyecek kadar iyi biliyorsun, tahtadaki soruyu çöz bakalım." Coğrafya Hocasının sert sesiyle sınıftaki bakışlar Uğur'a dönerken Uğur "Aha şimdi sıçtım." diyerek oturuşunu düzeltti. Bir kaç saniye kaldırdığı kaşlarıyla düşünerek hocaya baktı. "Evet, Uğurcuğum. Seni dinliyoruz." 

 "Hocam ben aslında sayısal öğrencisiyim." dedi Uğur. Konuyla ne alakası vardı bilmiyordum ama sınıftaki herkes nasıl toplayacağını merak ederek Uğur'u izliyorlardı. "Ben sayısalı seçecekken tam... Elim şey etti yanlışlıkla eşit ağırlık seçtim. O yüzden pek bilmiyorum soruyu." 

 Sınıftaki birkaç kişi gülerken hoca başını salladı yavaşça. "Madem öyle, o zaman fizik sorusu sorayım hemen." Uğur iyice batarken derin bir nefes aldı. "Radyometre nedir?"

FIRTINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin