Telefon çaldı.
Uyandı.
Kalktı.
İşedi.
Yüzünü yıkamazdı zaten Leonardo Di Capriyo ya benzedigini düşünürdü şişmiş gözlerle bozulsun istemezdi.
Dişlerini de fırçalamazdı.
Tanrıya inanmazdı.
Tanrı olsaydı dişler çürümezdi derdi mükemmel sonsuz olan bir tanrı neden 40 yıl bile dayanmayan dişler yapardı ki? Yapmazdı o zaman tanrı yoktu.
Kendi vucuduna baktıkca bütün insanlıgın çinlilerden geldigine inanırdı.
Bu ucuz işçilik anca onların işi olabilirdi.
Kotunu bulamadı acaba banyodamıydı diye baktı.
Musluk damlatıyordu.
Demek tam sıkılmamıştı.
Eliyle sıktı afrikada ki susuz çocuklara ayna da gülümsedi onlar için bişey yapmanın mutluluğuyla.
Eskiden o karnı şişik afrikalı zayıf cocukların ekmek olmadıgı için çok su içmekten öyle karınlarının şiştiğini düşünürdü.
Sonra haberlerde okudu orda su yoktu.
Ama hala çözemedi pek de düşünmedi aslında.
Kot banyoda da yoktu.
Balkona mı koydum acaba dedi.
Balkona cıktı.
Bir kedi gördü saksılığın üstünde altta da yaralı bir kuş kedi üzerine atlamak üzereydi.
Kedileri sevmezdi.
Kediye tekme savurdu balkondan düştü. Kuşları da sevmezdi kuşu da aldı balkondan aşağı attı.
Kot asılı duruyordu orda bugun kot giymiyim diyip geri döndü.
Balkonda yürürken hep ayagını bosna hersek köy köprüsü gibi yapardı.
Sadece topuğu ve baş parmakları üzerinde yürürdü. Böylece üşütmem diye düşünürdü.
Sağlığı için yaptıgı her iyi hareketi hayatına 1 dk artı olarak eklerdi.
Onun mantıgına göre insan ölümsüz olabilirdi.
Eger günde 1440 kez sağlığı için iyi bişe yaparsa durumu nötrlemiş olurdu.
Ama bu biraz zordu.
Gerçekçi olup imkansızı istemezdi.
Salona gitti.
Eskimiş kolayı biraz salladı köpürmüştü . ''Olan asidin de amına koyduk'' dedi test ederken kolayı murdar etmişti.
Bi yudum aldı öğk dedi.
Bi sigara yaktı.
Takvime baktı 25 mart 2011'di.
Bugün neresi işgalden kurtulmuştur acaba dedi.
Ofladı
Sıkılmıştı
Balkona çıktı
Kotu aldı
Aşağı attı
Sonra arkasından atladı
Öldü
Bugün 25 marttı
