(medya da avukat hanım var;))
Ezra, gözleri yarım açıp kapanırken yavaş yavaş kendine gelmeye çalışıyordu. Gözlerini açtığında sırtı kendisine dönük bir adamın önünde ki diğer adamları azarladığını görmüştü. Gözlerini yeniden kapatarak dinlemeye başladı.
"Neden bayıldı?"
Cihan yanında ki adamlarına sesleniyordu. Kel olan ellerini önünde birleştirip boynunu eğerek konuştu.
"Bilmiyorum efendim, sanırım ilacın yan etkileri"
"Beceriksizler! Defolun gidin gözüm görmesin sizi!"
Cihan'ın tok sesi onlari korkutmaya yetiyordu. Kaçışarak odadan çıkarken arkalarindan bir kez daha seslenildi.
"Dinle! Hatice hanımı içeriye yollayın"
Ezra gözlerini bir kez daha açtığında kendine gelmeye çalıştı önce. Yataktan kalmaya çalıştığı sırada Cihan yanına oturarak elini kızın omzuna koydu.
"Sakin ol, dinlenmen gerekiyor"
Ezra daha gözlerini açamadan kapatmış ve kendisini karşı koyamadığı uykunun derin kollarına bırakmıştı. Uyandığında ise yine aynı yerdeydi.
"Günaydın" başını yana çevirip sesin sahibine baktı. Kaşlarını catarak baktığı adam sakin bir tavırla karşısında oturuyordu. Ezra'nın adamı tanıması zaman almamıştı.
"Kimsin sen? Benden ne istiyorsun? Neden bu Allah'ın belası yerdeyim? Söylesene bir şey!" Diye çemkirdi adama. Sorularına karşı sakin tavrını koruyan Cihan oturduğu yerden doğrularak cevap verdi.
"Sorularının bitmesini bekliyorum."
Ezra bakışlarını adamın üzerinden çektiğinde kendi üzerine baktı. Üzerindekilerin kendi kıyafeti olmadığını saniyeler içinde anlamıştı.
"Kıyafetlerim nerede? Ne yaptın bana?"
Ezra sinirli gözleriyle yataktan kalkıp adamın üzerine yürümüştü. Adam ise sakinliğini bozmadan oturduğu yerden kalktı. Elleri cebinde konuştu.
"Merak etme, sana dokunmadım. Sana sen istemeden elimi bile sürmem"
"Dene istersen!"
Adamın yüzünde hafif bir gülümseme oluşmuştu. Bunu saklamak için başını yana çevirdi. Ezra bunu fırsat bilerek kendini odadan dışarıya attı. Adamın peşinden geleceğini sanarak koşar adımlarla dış kapıyı açmaya gitmişti. Ama kapı kilitliydi. Şansını camlarda denedi. Olmuyordu... Camları yumrukladı. Ama kimse arkasını dönüp bakmıyordu bile.
"Boşuna uğraşma. Ben istemeden buradan dışarı çıkamazsın"
Ezra arkasını döndü. Yine o adam karşısındaydı. Elleri cebinde yine o sinir edici sakinliği ile Ezra'ya bakıyordu. Ezra derin bir nefes alıp ellerini saçlarının arasından geçirdi. Daha sonra oturma odasında ki koltuğa oturup arkasına yaslandı. Adam onun bu hareketine şaşırmış olacak ki
"Diğer kızlar gibi yakama yapışıp hesap sormadın. Senin farklı olduğunu biliyordum."
"Sende beni diğer kızlarla karşılaştırarak bütün erkeklerle aynı olduğunu kanıtladın."
Adam Ezra'nın karşısında ki koltuğa oturdu.
"Avukatların ağzı iyi laf yapar derlerdi. Doğruymuş" Ezra göz devirdi.
"Seni dinliyorum, kimsin, beni neden kaçırdın, neredeyiz, tek tek hepsinin cevabını vereceksin!"
"Öncelikle İsviçre'deyiz. Burayı ne kadar çok sevdiğini bildiğim için seni buraya getirdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR-İ AŞK (TAMAMLANDI)
Fiksi Remaja25/05/2020 Bir gün uyandığınızda kendi yatağınızda olmadığınızı anladığınız zaman ne yapardınız? Kaçardınız değil mi? Ezra da onu yaptı. Kaçmaya çalıştı kaderinden, onu kendine hapseden kaderinden. Cihan'dan... - "Dışarı çık, yoksa!" "Yoksa ne?" Ezr...