Neler Oluyor

433 57 93
                                    

Hatırlatma:

Bir süre sonra herhalde bundan sıkılmış olacak ki konuştu ve ayağa kalktı ve kameranın yanına goğru ilerleyip bir şeyler yaptı çünkü kameranın kayıt aldığını gösteren kırmızı ışık artık yanmıyordu bu beni daha fazla gereken kapıya ilerledi ve yine bir şeyler yaptı sonra kesici aletlerin olduğu masaya doğru ilerleyip içlerinden birini aldu ve bana baktı. Bana doğru geliyordu. Hayır!! Yapmaz değil mi? "Ne- ne ya- yapıyorsun? Ha- hayır ya- yaklaşma!! HAYIRRRRRR!!!!!".....

Jungkook'dan

Evde kendi kendime oturup televizyondan haberlere bakıyordum. Bir süre sonra sıkılıp duşa girmek için odama çıktım. Banyoya doğru ilerlerken telefonum çaldı. Arayana baktığımda Jennie'nin aradığını gördüm.
❤Jen❤ Arıyor
İsmine en yakışan şey kalplerdi. Daha fazla bekletmeden telefonu açıp kulağıma götürdüm. Ben açar açmaz Jennie konuşmaya başladı. "J- Jung- kook b- ben.... ben o- onu vu- vurdum. Ba- babamı vu- vurdum b- ben." dedi hıçkırarak. Neler olduğunu anlamıştım bu yüzden hemen konuştum. "Jennie bekle hemen geliyorum tamam mı bekle ve ağlama. Yola çıktım on dakikaya oradayım." dediğimde zar zor konuşarak bana tamam demişti.

Arabanın anahtarını alıp hızla evden çıktım. Yıllardır hoşlandığım kızın başına bir şey gelmesinden deli gibi korkuyordum. Jennie'den hoşlandığımı anladığımda lise birdeydik. Ben Jennie'ye belli etmemeye çalışıyordum. Sonuçta çocukluk arkadaşım ve o beni bir arkadaşı olarak değil kardeşi olarak görüyordu bu yüzden ona söylemeye bir türlü fırsat bulamadım.

Kısa süre sonra Jennie'nin evinin önüne geldim. Kapının önünde amcası duruyordu. Hızla onlara ilerledim. Jennie ona bir şey anlatıyordu. Ben yanlarına ulaşınca amcası Jennie'nin söylediklerine ikna olmuş gibi gidiyordu ama bir şeyler anladığını sezmiştim.

Eve girdiğimizde salona geçtim anne ve babası alımlarında ki kurşun izleriyle yerde yatıyordu. Bu görüntü yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Bir süre onları ne yapacağımızı düşünürken Jennie onları bodruma koyabileceğimizi söyledi. Orada bulunma olasılıkları çok yüksekti ama zamanımız yoktu bu yüzden onları hızla bodruma taşıyıp kapısını kilitledik. Salona geçtik ve yerdeki kan izlerini temizledik. Siren seslerini duymaya başladığımda Jennie yerdeki silahı deterjan dolu kovanın içine atıp bana doğru gelmeye başladı. Onu hemen kolundan tutup arabaya sürükleyip gaza köklendim.

Evime geldiğimde Jennie'ye odasına çıkmasını benim de ona su getireceğimi söyledim. Jennie odasına çıktıktan sonra mutfağa adımlamaya başlamıştım ama çalan telefonumla yönümü salona çevirdim. Kimin aradığına baktığımda Tae Hyung'un aradığını gördüm. Tae Hyung benim üniversite arkadaşımdı ama benden büyük olduğu için o önce mezun oldu. Ona nadiren Hyung derdim ve o bunu genellikle duymazdı. Telefonu açmadan önce beni neden aradığını sorguladım çünkü bugün kardeşinin ölüm günüydü ve kimseyle irtibata geçmezdi. Taehyung Hyung'un ailesinde en değer verdiği kişi Lisa'ydı ama intihar edince bir daha ailesiyle konuşmadı ve psikolog oldu.

Telefonu açtım ve Hyung'un dediklerini dinlemeye başladım. "Kook nasılsın?" dedi. Gerçekten nasıldım? Hoşlandığım kız annesinin ölümüne tanık oldu ve babasının öldürdü. Sanırım bu olanlar dışında gayet iyiydim. "İyi sayılırım Hyung." dedim pekte iyi olduğumu söylemeyen sesimle. Tae Hyung şaşırmış olacak ki konuştu. "Hyung? Tamam sen bana hiçbir zaman Hyung demezsin ve sesin hiç iyi olduğunu söylemiyor." dedi. Haklıydı ben az önce de dediğim gibi ona Hyung desem bile o bunu asla duymazdı çünkü yanında hiçbir söylememiştim. Sonra ekledi. "Neyin var Kook? Anat bellki yardımcı olabileceğim bir şeydir." dediğinde derin bir nefes aldım. "Yarın her şeyi anlatıcam Hyung bugün dinlenmek istiyorum" dediğimde fazla üstelemedi. "Tamam Kook yarın neler olduğunu anlatırsın." dedi ve telefonu kapattık.

Deli Sevgili ~Taennie~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin