SEYAHAT

72 33 50
                                    

Eve döndüğümde  şaşkınlık icerisindeydim.
Aynanın karşısına geçip tedirgin olduğumu  karşımda biri  varmış gibi konuşarak anlatmaya başladım.
"Diva acaba güzelliğinden mi faydalanan?"
"Diva yoksa sana kötü  günler mi gösterecek?"
"Iyi  de neden ben?"
"Bittin kızım sen. Bence gitme. Hastayım de. Uzun yol tutar de. Aaa buldum uçaktan korkuyorum de.Yav ne bileyim salla biseyler."
Offf Allah ım ne yapacağım  şimdi. Adam beni evden alacak . Iki ay oldu calisali.  Ben ne yapacağım.  Herşey bir yana beni nerden tanıyor.  Bence bunu öğrenebilirim.  En iyisi birşeyler  yiyip uyumalıyım  yoksa gecelicegim.
Atıştırma  yaptıktan  sonra  uykuya geçtim.  Yo yo uyuyamiyorum.
Bir o yana bir bu yana dönerken  uyuyakaldım.
...
Uzun süreli zil sesi duyuyor gibiyim.  Üstelik kapıya vuruluyor.Bu ne biçim rüya böyle çok ayıp insan uykuda rüyada bile olsa rahatsız edilir mi?
- Diva Hanım?
Bak hele ya adımı bile biliyorlar. Yok artık.
- Diva Hanım evde mısınız?.
Ben Baran.!
Oldu mu şimdi. Yine Baran..
Biraz durulduktan sonra aniden gözümü açtım ve Eyvahhhhh!
Doğruca kapıya doğru koşup açtım.
Ve karşımda Baran Bey..
Ikimizde şaşkınlıkla birbirimize bakındık. Ve açıklamalar ...
-Şeyy  çok özür dilerim...Eee ben saati ayarlamamışım.  Doğrusu çalmışsa  duymamışım.  Isterseniz  beni götürmeyin.  Daha ilk günden sorumsuzluk bu çok özür dilerim iyi günler Baran Bey istifa  ediyorum.
Deyip kapıyı kapattım ve karşımdaki aynayla göz göze geldim. Ve kendime geldim. Iki tokat ettim kendime. "Kızım sen manyak misin ne yapıyorsun?"
Kapıyı hemen dönüp açtım ve Baran Bey 'in bana gülümseyerek 
-Hazirlanin sizi aşağıda bekliyorum..
Dedi ve gitti. Kapıyı kapatıp aynaya bakindim bağırdım "Inanmiyorum  bu ne hal. Kızım mini şort,dağınık saçlar ve sıfır kollu bir şekilde adamın karşısına çıktın.  Ama varya her halin le güzelsin maşallah sana.Ya ben ne diyorum yaaa"
Hemen üstümu giyip aşağı indim. Bana ön  taraftaki kapıyı açıyordu. Kendisine yaklaştım
- Çok özür dilerim. Uyku sersemiydim.
Çok utanıyorum.
Hafifçe gülümseyip binmemi  istedi.

Arabaya bindiğinizde merakımı gideremeyeceğim için kendisine dönüp sormak istedim.
-Baran Bey merakımı maruz görün lakin kafama takılan bir sorun var. Acaba..
Dememe kalmadan
- Şimdi değil.
Deyip kestirdi.Aniden durdurdu arabayı.
- Hadi in .dedi ve indim.
Kafami cevirdigimde çok lüks bir restorantin  önünde duruyordum.
O yürümeye devam ederken ben ise kalakalmıştım.  Arkasına dönüp  bana seslendi . Ben de arkasından takip etmeye başladım. Içeri girdigimizde  çok büyük çok güzel bir yer di ve şaşkınlığımi  giderememiştim.
Şefi,garsonu,müdürü  resmen dizildiler.
- Hoş geldiniz Baran Bey..Buyurun efendim.
- Şöyle güzel bir kahvaltı istiyorum. Hiçbirşey eksik olmasın. Tek kişilik olacak. Herşeyin en sagliklisini  istiyorum.
-Emrinizde  Baran Bey ...
Ben hala şok.
Dedikleri yere geçtik ve manzarası çok güzeldi. Arka bahçeye bakan ve küçük  bir şu havuzunda ördeklerin olduğu mükemmel bir alan...
- Neden buraya geldik Baran Bey?
- Aç mi bineceksin uçağa  bence kusarsın.
- Benim için mi burdayiz?
- Soucda benim yanım da çalışıyorsun  ac açına olmaz.Degil mi?
- Çok teşekkür ederim. Ben ac iken de seyahat ettim . Sorun olmazdı.  Da aklıma tekila sorular var sormak istiyorum.
Derken kahvaltı gelmişti.
-Önce kahvaltını yap Afiyet olsun.
-Siz yemeyecek mısınız?
-Sadece kahve icicem..
Yine söyleceklerim yarim kalmıştı. Iyi  de nasıl yanında yiyebilirdim ki. Çok utanıyordum.  O da anlamış  olacaktı ki yanım dan kalktı ve lavaboya  gideceğini söyledi. Uzun bir süre gelmedi. Ben de o ara kahvaltımi  yaptım.
- Afiyet olsun Diva.
- Çok teşekkür ederim.
- Hazırsan  gidelim.
- Elbette Baran Bey. Yanlız dokuzda demiştiniz geç kalmadık mi?
- Ben ne zaman dersem o zaman kalkar uçak rahat ol.
Ben de hafif tebessüm  ve başımla  onaylayarak  arabaya doğru ilerledik.
En önden hızlıca o gitti. Arabamın  kapısını açtı. Teşekkür edip bindim. Havaalanına değilde helicopter pist yerine geldik. Özel bir uçak duruyordu. Bizi karşılayan iki bayan üç erkek duruyordu. Bindik ve hareket zamanı başlamıştı. Yolculuğumuz yabancı olmadigim Londraya idi. Seviyordum orayı. Yabancı lisanım  da vardı.
Baran oturduğu  yerde eline yine o kitabı almıştı.  Ne hikmetse bende yanım da  getirmiştim.
Ben de elime alıp okumaya başladığımda  bana bakıp hafifçe  gülümsedi.  Ben de tebessüm  edip kitabıma yöneldim...


Arkadaşlar beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.  Sevgilerle...

MUTLULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin