Birisi güneşimi engelliyordu. Gözlerimi açtım ve dibimde duran taehyung u gördüm. O kadar yakındı ki burunlarımız değiyordu, ama ben hiç geri çekilmedim. Cüretkâr bir şekilde gözlerine baktım ve;
- beni biraz rahat bırak ve çekil önümden.
Tae nin dediğim şeyi duyduğuna eminim ama beni takmamıştı. Sanki hiç söylememişim gibi yaptı, yerinden bile kıpırdamadı. Gözlerine baktım, neler düşündüğünü çözemeye çalıştım. Aklında nelerin geçtiğini merak ediyordum ama gözlerinden gördüğüm tek şey bana acıyarak bakmasıydı. İğrenç bir durumda olduğum o kadar çok mu belli oluyordu? Gözlerindeki o ifade beni anlayamadığım bir şekilde mutsuz etmişti. Yanından girmek istiyordum ama eğer haraket edersem dudaklarımızın değeceğini biliyordum. Bunun yerine omuzlarından tutup onu ittim ve ayağa kalktım. Ama tae kolumdan tutup beni geri oturtturdu. O da yanıma oturdu ve telefonunu cebinden çıkarttı, ben de bu sırada onu izliyordum. Bir anda telefonunu bana çevirdi, sarışın güzel sayılabilecek bir kadın vardı. Anlamayarak tekrar tae ye baktım.
Tae; - öldüreceğin kadın bu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Medya da bir fotoğrafı daha var.
Telefonu elinden alıp kadına iyice baktım. Yüzünü, her detayını inceledim. Neden bu kadın? Ne yaptı da tae bu kadının ölmesini istiyor bilmiyordum ama tek bildiğim benim yaşamam için bu kadın ölmeli.
Telefonu tae ye verdim, göz göze geldik. Sessizlik ve bu garip ortam sinirlerimi bozuyordu.
Mina; - bu kadını öldürdüğüm zaman senden kurtulabileceğim değil mi?
Tae; - istediğini yapabilirsin. Jungkook gibi yanımda, korumam altında kalabilirsin veya çekip gidersin. Karar sana kalmış.
Onun yanında kalacak değilim. Tae den uzaklara gidecektim, aklımda çok güzel planlarım vardı.
Başımı sallayıp manzarayı izledim, tabi buna manzara denilirse. Gördüğüm tek şey ağaç dı, biraz yüksekte olsaydık keşke.
Hava kararmaya ve soğumaya başlamıştı. Kafamı yana çevirdim tae halâ yanımda duruyordu. Artık canım sıkılmaya başlamıştı ve yarın büyük gün dü enerji toplamam gerekiyordu. Zaten karnım acıkmıştı. Tae yi umursamadan ayağa kalktım ve eve doğru yürüdüm. Eve girdiğim an sıcak hava vücuduma değmişti bu çok hoş bir histi. Koşarak mutfağa girdim ve surat asarak yemek hazırladım. Jungkook yine ortalıkta yoktu, onunla konuşmamızdan sonra onu bir daha görmemiştim. Zaten sevgilisi var, ne yaptığı beni ilgilendirmez.