sonunda kiyoko, dayanamayarak sırasından kalktı ve sınıfın kapısına doğru yürüdü. lacivert saçlarını geriye doğru itip elindeki kitabı göğsünde hizaladı ve aşağı katın merdivenlerine adımladı. ardından derin bir nefes verip gözlüklerini düzeltti. aşina olduğu kapıya adımlarken dışarı yansıttığının aksine biraz endişeliydi.
aslında görünümde sakin, zeki ve davranışlarıyla oldukça olgun bir gençti kiyoko. yürürkenki asaleti derdi onun için yachi, sadece yürürken bile anlardınız gözler önüne serip sizi büyüleyen asaletini ve aklınızı alacak türden güzelliğini.
o da kiyoki gibi görünümde, oldukça utangaç ve pek yardımsever bir gençti. pek bir tatlı, gerçekten de cana yakın ve samimiydi.
ama âşk insanı epey değişitiriyordu nihayetinde. ya da sadece, aslında olanı gün yüzüne çıkarıyordu da, insanoğlu ona zamanla âşk değiştiriyor insanı diyordu. ama bu da görünümde öyleydi işte. çoğu mevzuda olduğu gibi, belirli ince mevzularda da görünümde olan pratikteki gibi değildi pek. içte bir başkaydı, içte bir özeldi. kimi nadide insan da farkındaydı bunun, sesini çıkarmıyordu çoğu kimse anlamıyor diye. ama inkâr ediyordu insanların büyük bir çoğunluğu bunu.
değişmeye sebebiyet olan âşktır, insanoğlu değil diyordu. eh, nihayetinde bu tartışmalar zamanla epey büyüdü. kimi zaman konuşuldu, kimi zaman susuldu. en sonunda ise bir kenara atıldı. kim ne derse desin dendi, insanlığın düşünceleri ikiye ayrıldı.
kiyoko adımlarını biraz daha hızlandırıp yürümeye devam etti. sonunda geldiğinde sırasında uyuyakalmış sarışın kızı gördüğünde derin bir nefes verdi. endişelenmesinin sebebi genç kızın 19 dakikadır yanına gelmemesiydi. dışardan biri bu durumu abarttığını söyleyebilirdi. ama kiyoko abartmıyordu. çünkü sarışın kız ona olan hislerini söylemeden önce de sonra da, tam olarak kiyoko'yla konuşmaya başladığından beri, her gün sabah 8.07 sularında kiyoko'nun sınıfının kapısına gelir ve kafasını uzatıp girebilir miyim? dedikten sonra lacivert saçlı kız onu gülümseyerek onaylar onaylmaz, yanına oturup ders zili çalana kadar onunla sohbet ederdi.
kiyoko aklına gelen konuşma diyaloglarıyla elini alnına vurdu. sarışın kız dün gece projesini bu gece bitirmesi gerektiğinden gece geç yatabileceğinden bahsetmişti. anlaşılan bu süre düşündüğünden uzun geçmiş, oldukça az bir zaman uyumuştu genç kız. kiyoko bir an yanına gidip gitmemekte kararsız kaldı. ardından sevgilisini istediği zaman görebileceğinden, bunun bir sorun olmadığını düşündü. zaten yanına gelip konuşacak değildi ya, belki yanaklarını okşardı ya da saçlarına ufak öpücükler kondururdu. ama bunlar uykusuna zararı olmayan masum şeylerdi. düşünceleriyle gülümseyip sınıfın içine girdi ve derin bir uykuda olduğuna emin olduğu gencin yanına oturdu kiyoko. gülümseyerek saçlarını okşamaya başladı. kafasını aşağı yukarı hareket ettirmesi ona bir kediyi anımsattı.
öyle bir süre daha saçlarını okşadı genç kızın. zilin sesini duymasıyla iç çekti ve kapıdan gitmeden önce son kez saçlarına hafif bir öpücük bıraktı. görüşmek üzere, umarım anlayışlı bır öğretmenin vardır da uyandırmaz seni. dedikten sonra kapıdan çıkmadan bir kez daha genç kıza baktı. ardından bakışlarını yere indirip gülümseyerek sınıfına koşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙝𝙚𝙧 𝙨𝙝𝙞𝙣𝙞𝙣𝙜 𝙚𝙮𝙚𝙨 𝙗𝙚𝙖𝙪𝙩𝙞𝙛𝙪𝙡 𝙩𝙝𝙖𝙣 𝙖𝙣𝙮𝙩𝙝𝙞𝙣𝙜
Random❝ 𝘵𝘩𝘰𝘴𝘦 𝘩𝘦𝘳 𝘴𝘩𝘰𝘳𝘵 𝘣𝘭𝘰𝘯𝘥𝘦 𝘩𝘢𝘪𝘳, 𝘴𝘸𝘦𝘦𝘵 𝘤𝘰𝘧𝘧𝘦𝘦 𝘦𝘺𝘦𝘴, 𝘩𝘦𝘳 𝘢𝘯𝘹𝘪𝘰𝘶𝘴 𝘮𝘰𝘷𝘦𝘮𝘦𝘯𝘵𝘴, 𝘴𝘩𝘺 𝘴𝘮𝘪𝘭𝘦, 𝘩𝘰𝘸 𝘦𝘷𝘦𝘳𝘺 𝘮𝘰𝘷𝘦 𝘴𝘩𝘦 𝘮𝘢𝘬𝘦𝘴 𝘤𝘢𝘯 𝘴𝘱𝘦𝘦𝘥 𝘶𝘱 𝘮𝘺 𝘩𝘦𝘢𝘳𝘵 𝘱𝘭𝘢𝘺𝘭𝘪𝘴𝘵...