5. BÖLÜM

1.3K 152 170
                                    

  Medya: Katsuki Bakugou

  2 Hafta Sonra:

  Saat sabahın 6:30'uydu. Evde yine en erken ben kalkmıştım ve diğerlerini uyandırmaya çalışıyordum. Bugün okula başlayacaktık ama onlar uyanmaya tenezzül bile etmiyorlardı. Bizim kızları zaten uyandıramazdım, o yüzden denemedim bile. Denki'nin odasına gittiğimde uyurken, sarıldığı yastıkla konuşuyordu. Birkaç kez onu dürtüp uyandırmaya çalıştım ama bir bebek gibi yüzünü yastığa gömüp beni sinek kovalar gibi elinin tersiyle kovalayınca onu kendisiyle baş başa bıraktım ve Bakugou'yu uyandırmaya gittim. Odasına geldiğimde yatağının yanına gidip onu dürtmeye başladım. Üçüncü dürtüşümde "YÜRÜ GİT BAŞIMDAN LAN!" diye bağırıp bana odada iki tur attırmıştı. Ardından beni odadan kovduktan sonra kapıyı suratıma kapatıp büyük ihtimalle geri yatmıştı. Midoriya'nın odasına gittiğimde yatakta yavru kedi gibi büzüşmüştü. Yavaşça yanına yaklaşıp birkaç kez adını söylediğimde hemen uyanmıştı.

  Geriye tek kişi kalmıştı. Todoroki. Odasına girdim ve yavaşça kapıyı kapattım. Odasında papatya ve nane karışımı karışımı bir koku vardı. Yatakta sırtı bana dönük bir şekilde uyuyordu. Yavaşça yanına yaklaştım ve bir yandan "Todoroki, Todoroki..." diye seslenirken bir yandan da omzunu hafifçe dürtüyordum. İlk başta uyanacak gibi oldu ama sadece bana doğru döndü ve uyumaya devam etti. Saçları dağılmıştı ve ağzı hafifçe aralık bir şekilde uyuyordu. Bir süre onu izledim. Ona bakınca içimde anlayamadığım şeyler hissediyorum ve bu beni rahatsız ediyor. Bu şeyleri hissetmemem gerekiyormuş gibi hissediyorum.

  Ben dalmış onu izlerken o yavaşça gözlerini açtı ve uykulu bir şekilde bana bakmaya başladı. Şu an ikimizde dalmış birbirimize bakıyorduk. Yaklaşık 1 dakika sonra Todoroki boğuk bir sesle "Neden gelmiştin Eylül?" diye sordu. Söylediğini algılamam birkaç saniye sürdü. Sonunda söylediği şeyi anladığımda "Bugün okul var ya, uyandırmak için gelmiştim." dedim. Ardından oturduğum yerden kalkıp kızaran yanaklarımı saklamak için kafamı eğdim ve odadan çıkarken "Hazırlan da aşağı gel. Daha Midoriya hariç diğerleri uyanmadı ama belki ben size kahvaltıyı hazırlayana kadar uyanırlar." dedim. Ardından bir şey söylemesine fırsat vermeden odadan çıktım.

  Mutfağa gittiğimde yumurtalarla bakışan bir Midoriya gördüm. Hafifçe kıkırdadım ve "Midoriya, yumurtaya nasıl çıkma teklifi edeceğini mi düşünüyorsun?" dedim. Benim sesimi duyunca irkildi ve bana dönüp "Kahvaltıyı hep sen hazırlıyordun Eylül-chan. Bende sana yardım etmek için bir şeyler yapmak istedim ama nasıl yapacağımı bilmiyorum." dedi. Kısık sesle bir kahkaha attım ve "Ben her zaman kahvaltı hazırlıyorum Midoriya. Senin bir şey yapmana gerek yok." dedim ve ardından bir kap alıp yumurtaları içine kırdım. Daha sonra Midoriya'nın 'yapmak istediği' omleti yapmaya başladım.

  Ben omleti yaparken mutfağa Denki'yle birlikte Todoroki geldi. Denki Midoriya'nın yanına, masaya oturunca Todoroki de benim yanıma geldi ve domates kesmeye başladı. Baya baya bir aşçı gibi kesiyordu. Şaşkınca ona baktım ve "Sen yemek yapmayı biliyor muydun?" diye sordum. Yan gözle bana baktı ve "Evet, neden ki?" diye cevap verdi. Yanımdaki kaşığı ona fırlattım ve sinirle "O ZAMAN NEDEN ŞİMDİYE KADAR YEMEK YAPMAYA YARDIM ETMEDİN NANKÖR?!" diye bağırdım. Todoroki kafasını tutarak "Hiç yardım istemedin ki!" diye sızlandı.

  Ben onu azarlarken ev halkının geri kalanı da uyanmıştı. Normal bir şekilde kahvaltımızı yaptık. Ardından hazırlanıp evden çıktık. Okula giderken "Umarım başımıza bir şey gelmez." diye düşünüyordum. Tabiki de bunu düşünürken hiçte umutlu değildim.

  Sınıfa girer girmez karşımıza en çok görmek istediğimiz kişi (!) çıktı. Karşımda bana ukalaca bakan kıza bıkkınca  "Çekil de yerimize geçelim Beyza." dedim. O ise saçlarını savurarak "Çekilmezsem ne yaparsın? Yoksa özgünlüğünü üstümde mi kullanırsın?" dedi ve bunu demesinin ardından bir kahkaha attı. Tabii yandaşları da onunla birlikte gülüyordu.

  Ben tam sinirle ona doğru atılacakken Todoroki beni kolumdan tuttu ve kulağıma yaklaşarak "Sakin ol. Sana ne dediğini anlamadım ama amacının seni sinirlendirmek olduğu belli. Onun oyununa kanma." dedi. Ardından Beyza'yı eliyle hafifçe kenara itti ve hep birlikte içeri girdik. Nasıl olduysa hepimiz aynı sınıftaydık. Gerçekten güzel bir tesadüf olmuştu.

  O gün genel olarak güzel geçmişti. Beyza ve melekleri ara sıra bize bulaşmıştı ama onları bir şekilde başımızdan savmıştık. Onun haricinde gerçekten eğlenceli bir gün olmuştu. Erkekler bizden başka arkadaş istemiyorlarmış, o yüzden bütün gün bizimle takıldılar. Bizim de işimize geldi açıkçası. Okulda fazla arkadaşımız yoktu, hep dördümüz takılıyorduk. Onlarla günümüz daha eğlenceli geçiyordu.

  Ama aklıma takılan bir şey vardı. Naz bugün sürekli gergindi ve Bakugou'ya kaçamak bakışlar atıp duruyordu. Kızlar ona ne olduğunu sorduğunda sürekli geçiştiriyordu. Akşam ne olduğunu bir de ben soracaktım. Belli ki her ne olduysa şu an kızlara anlatmaya hazır değildi. Ama büyük ihtimalle bana anlatırdı. Çünkü Naz, bazen bazı şeyleri sadece benimle paylaşıyordu. Evet, hepimiz çok yakındık ama Naz ve ben bazı sırlarımızı sadece birbirimize anlatıyorduk. Bunun sebebi Helin ve Sinem'in sır tutma konusunda berbat olmasıydı.

  Sonunda okul bittiğinde, hep birlikte eve doğru yürümeye başladık. Naz hala çok gergindi ve bu azda olsa belli oluyordu. Onun bu halini fark eden Todoroki bana yaklaşarak "Naz'ın neyi var?" diye sordu. Onun yaklaşmasıyla hızlanan kalbimi önemsememeye çalışarak "Bilmiyorum. Bir şeye kafasını takmıştır." dedim. Fazla üstelemedi ve kafasını tamam anlamında salladı.

  Eve geldiğimizde herkes kendi halinde takılmaya başlamıştı. Bu andan yararlanıp Naz'ı kolundan tuttuğum gibi odama götürdüm. Ardından kapıyı kapattım ve "Anlat bakalım neyin var?" diye sordum. Benden kaçamayacağını bildiği için derin bir nefes aldı ve ağzındaki baklayı çıkardı:

  "Emin değilim ama... Ben sanırım Bakugou'dan hoşlanıyorum."

⚡⚡⚡

  Yaklaşık 800 kelimelik bir bölümle karşınızdayım sevgili okurlar. Oy verip yorum yaparsanız çooookk sevinirim. Neyse, kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum 😊

Moonlight (BNHA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin