Sonunda vardık... Uzun mu kısa mi yolculuktu uyudugumdan anlayamamıştım.
Kalacağımız otele doğru giderken için de bulunduğum durumun hala niyetini anlamış değildim. Korkmuyor da değildim.
- Geldik Diva.
...
Otel odasına gittiğimizde odalarımızın yan yana olmasında tedirginlik yaşamıştım.
- Ben neden sizin bulunduğunuz kattayım. Üstelik burası beş yıldızlı lüks bir yer.???
- Sen neden bu kadar tedirgin ve korkuyorsun?Üstelik burası korkulacak bir yer değil iken hi??..
Cevap veremeden öylece bakakaldım. Kapımı açtı ve içeri girmemi istedi. Üstelik eşyaları mi da görevliye bırakmadı kendi getirdi.
- Diva herhangi birseye ihtiyacın olursa beni ara. Odadan çıkıp kapıma vurma. Yorulma oraya kadar ben gelirim.
-Peki. Teşekkür ederim.
Tam arkasını dönmüş gidiyorken ağzım durmadı işte
-Kimsiniz?
Deyince gülümsedi.
-Kim olsa merak eder dime. Bu kadar iyi niyet???
-Özür dilerim.
-Yo yo özür dileme Diva. Müsaden varsa odanda konuşalım.
-Tabi.
Birlikte odaya girdik. Kocaman lüks yapıda bir oda. Pencereye doğru yöneldim her yer görünüyor sanki ayaklarının altında gibi. Şahane.
-Şahane dime Diva?
Inanmiyorum ben içimden bu cümleyi kurarken o dışından vurguladı. Demek ki bu manzarayı gören herkes bu cümleyi sarfedebiliyor.
-Eee oturmayacak mıyız?
-Tabi ki elbette. Kusura bakmayın hoşuma gitti dışarının bu görünümü..
-Gel.. Gel konuşalım..
Karşısına oturdum.
Bana uzun uzun baktı ve gülümseyerek konuşma pozisyonu aldı. Aldı da o gülünce kalbim sanki avucumun için de atıyor gibi . Öylece daldım kendisine..
....
- Diva..Diva..
Dedi iki kez. Hemen toparladım.
-Sizi dinliyorum.
- Iyi madem. Tren den başlıyorum. Ben biliyorsun ki Istanbul,Izmır,Eskişehir ve Bursa olmak üzere dört ilden gelir sağlayan ve şirketleri olan biriyim.
Öyle ya alacağım işçileri ben belirliyorum.Senin dosyan da elimden geçti. Genç atik oldugun için ise alınmasını söylemiştin. Tabi senin gibi birçoğunu..
Arabam ile yol alırken bazı nedenlerden dolayı arabamı yanım daki arkadaşa verdim. O devam etti. Hamile karısı vardı yetişmeliydi ona..
Tren ile Eskişehir 'e gitmek istedim. Sadece heves işte. Karısına yetişmeye çalışan arkadaşım kaza yapınca araba da üstüme kayıtlı olunca polislerin araması üzerine trenin yolcu alacağı yerden durup geri döndüm. Senin ile aynı yerde kalmamız beni şaşırtmış olsa da renk vermedim. Yanı anlayacağın tesadüf.
Baran Bey'i dinlerken arkadaşına kafam takılmıştı.
-Peki arkadaşınız ne oldu?
Yüzü düştü bian. Bozuldu sanki söylediğime.
-Haddimi astım kusura bakmayın.
Kafami onume eğdim.
-Öldü...
Kafami onume eğdim yerden üzülerek kaldırdım.
- Başınız sağolsun. Çok çok üzüldüm. Allah eşine ve çocuğuna sabr versin.
- Onlarda yok....
Dedi . Şaşkınlıkla kaldım.
- Nasıl yani?
- Karısı da bebeği de ambulans da giderken ambulans şoförü kriz geçiriyor araba direk tırın altına giriyor . Saglikcilarda dahil hepsi öldü. Karısıda arkadaşımda okul arkadaşlarımdı. Zaten şu durumda yaşamış olsaydı arkadaşım bir anlamı olur muydu onun için hayatta kalmanın...
Derin bir icc çekti. Tabi o sırada istemsizce ağlamış bulunuyordum. Çok üzülmüştüm...
-Senden Eylem çok memnun kalmış. Dergi kapaklarını çok begeniyordu. Ben gelmeden ki toplantılarında fikirlerin dikkatini çekiyordu. Bu yüzden bu seyahatlerde seninle olmak daha iyi olacaktı. Bu sebeple burdasın. Aldığımız işçilerin cvc lerini okurken aile durumunu da elbette ki bakıyoruz.
Ayağa kalktı birden. Ben de kalktım .
-Yani anlayacağın içinde kuşku kalması n.
Deyip giderken arkasından seslendim
-Baran Bey!
Durdu ve dönünce bana olan bakışı bitirdi beni
- Arkadaşlarınız için cok üzgünüm. Mekanları cennet olsun. Bu benim hayatta alacağım en üzücü haberlerden biri oldu. Kendim için de teşekkür ederim. Bakmam gereken bir ailem var. Çok teşekkür ederim.
Hafif gülümseyip bana doğru yaklaştı. Göz göze geldik ve ben ölüyor gibiydim.
- Birseye ihtiyacın olursa ara beni. Sen önce Allah'a sonra bana emanetsin.
-Peki teşekkür ederim.
...
Yanımdan ayrılınca kalbim durdu sandım. Ama onu görünce üstelik yanında olmak heyecan veriyordu.
Uzun boyluydu,Buğday teni,Açık kahve saçları ve bal rengi gözleri o kadar çok yakışıyordu ki kendisine yerim de kim olsa aşık olurdu. Tutku mu yoksa heves mi yoksa gerçekten aşk mıydı bilemiyordum. Gerçi o kim ben kim dedim kendi kendime. Kim bilir kaç kişi var hayatında . Ya da kaç kişi peşinde. ...
Merak ediyo bile olsam o benim patronum ben de onun işçisiydim.
Yatağıma uzanmış şuan ki halimi düşünürken telefonuma mesaj geldi.Yanibasimda duran telefonuma elime alıp baktığımda bilmediğim numara ve mesaj kayıtlıydı.
Hemen mesajı açıp baktığım da"ben Baran. Bu numaramı kayıt et. Ve kimseye de verme . Birşey lazım olursa şirket hattından değil bu numaradan beni ara. Bu arada sabah ön da toplantı var kendini ona gore hazırla. Kapıya vurunca da ac benden başka kimse gelmez .Dogrusu gelemez . Saat dokuz da hazır ol almaya gelicem. Iyi geceler..Iyi dinlen."
Mesajı ni gördüğüm de önce bir kahkaha attım sonra ne yaptigima şaşırdım. Numarasını kayıt edip uyumaya koyuldum.... Saat sekize ayarlamıştım saatimi.
Çalmasıyla kalktım. En güzel kıyafetimi ve en yakışacak saç ve makyajımı yaptım. Dokuz da almaya gelecekti. Gerçi hemen yanıbaşındaki oda sanki çok uzakmış gibi. Her zaman ki asıl giyinip hafif makyajla bunu tamamlamıştım. Ve saat sekiz otuzdu birden kapı vuruldu. Gerçi ondan başka kimse gelemez diye kapıyı açtım. Ve sonrası...Umarım beğenmişsinizdir. Beğeni ve yorum atarsınız mutlu olurum sevgi ile kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUK
Teen FictionÇok sevmek yetmiyormuş garip kalbime .. Biraz daha zorladı kalbim dayan dayan diye Onu ilk gördüğümde "MUTLULUK"adli kitabı okuyordu. Birgün onunla aynı yolculuğa çıkacağım bilmiyordum. Herşey için çok üzgünüm.. Mutlu kal!