Dağın arkasından yükselen güneş sanki "İşte her şeye inat yeniden doğuyorum" diye haykırıyor, yükseldiği her saniye hayatı aydınlatıyordu...Sabahın o soğuk rüzgarı denizin kokusunu etrafa saçarken masmavi denizde yaratdığı küçük dalgalar adeta bir-biriyle yarışıyordu..
Güneşin doğuşunu izlemek ne kadar da güzeldi....sanki güneşle yeniden doğuyordu insan... ne güzel olurdu değil mi? Her sabah yeniden doğsak güneş gibi... herkese,her şeye inat hayata yeniden başlasak...sanki "yaşanmamış" gibi davrana bilsek...insanları unutta bilsek....ne demişlerdi...
Bir insanın kokusunu,sesini, yüzünü,varlığını unuta bilirsin...ama o insanın sana hissetdiklerini unutamazsın...o hisleri unutamazsın...
"Bende unutmadım sevgilim...unutmak istemedim daha doğrusu...inadına hatırladım sevdamızın kısa ama güzel her anını...yine seni düşünerek başladım güne...biliyor musun...kokun üstüme sinmiş...bana senin varlığını hissetiriyor...huzur veriyor bana... sanki yanımdaymışsın gibi hissediyorum kendimi...gözlerin gözlerime,ellerin ellerime hasret kaldı belki ama kalplerimiz birlikte biliyorum ben...ama az kaldı...kavuşacağız...bitecek bu zulüm...bu hasret.."
dedi sessizce Hünkar Ali Ratmetin fotoğrafını okşarken.Sahi ne ara gözlerini manzaradan ayırıp sevgilisinin fotoğrafını çıkarmıştı yerinden?Gülümsedi...
"Zaten ne zaman aklımdan,kalbimden çıkıyorsun ki Ali Rahmet...? " birden aklına Ali Rahmetin onun yaşadığından bihaber olduğu geldi.Kalbi acıdı.Kim bilir neler çekiyordu...nasıl yaşıyordu onsuz...yaşadığı halde Ali Rahmetin bunu bilmemesi içindeki suçluluk duygusunu daha da ağırlaştırıyordu.Ama mecburdu buna...güzel günlerin gelmesi için kötü günler de yaşanmalıydı...
"Bana çok kızma olur mu sevdiğim...zaten sen bana kızamazsın ki...istemezsin üzülmemi..." bu sefer fısıldamamışdı.Fotoyu öpüp göğsündeki yerine koydu.
"Yine güne kalbinle başlamışsın" Efsun gülümseyerek Hünkara yaklaştı ama elleri arkasındaydı.Bir şey sakladığı belliydi.
"Günaydın küçük hanım,sen bırak bu meseleleri de arkandaki ne öyle?"
"Senin için.."papatyalarla süslenmiş paketi uzattı Hünkara
"Benim için? " dedi paketi inceleyerek Hünkar
"Doğum gününü unuttuğumu mu sandın? Asla! Sadece hediyeni vermeye fırsatım olmadı.İyi ki doğdun Güneşin kızı..." diyip sarıldı sıkı-sıkı Hünkara
Hünkar duyduğuyla ne yapacağını şaşırmıştı..
"Güneşin kızı mı?
"Evet annecim...hani bana Ali Rahmet abiden kalan şeyleri göstermiştin ya..orda bir kutu vardı.Bende meraklandım açtım içinden bir kolye ve not çıktı notta sana yazılmış güzel sözler vardı...en sondaysa Seni Seviyorum Güneşin Asi Kızı yazılmıştı.Kolyenin üzerindeyse ARH yazıyordu.Hikayesini senden dinlesem annecim?
Hünkar dolmuş gözlerle anlatmaya başladı...
"Ben küçüklüktün beri erken kalkardım.Sonra bu alışkanlık hale geldi.Güneşin doğmasına yakın uyanır onu izlemekten zevk alırım...işte Ali Rahmet biliyordu bunu bu yüzden Güneşin Asi Kızı diyordu bana...neyse...işte bir gün doğum günümdü buluşacaktım Aliyle.Bana sürpriz yapacağını düşünmüştüm.Gittim Kozana ama Ali gayet normaldi....sürprizin bir parçası olduğunu düşündüm...
-Flashback-
"Apti her şey hazır değil mi?" sordu Fekeli telaşla
"Abi her şey hazır bir yengemiz eksik"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Efsane Kadın"
General Fiction"S-sen g-gerçek olamazsın...bu imkansız!" dedi adam titreyerek."Hoşbuldum...seni görmek ne güzel kocacım? Bende seni özledim" dedi kadın gülümseyerek.Kadının attığı her adımda adam geriye gidiyordu.Kadın adamın yanına geldi yavaşca kulağına yaklaşıp...