Barlas, bugün ne olursa olsun Irmak'ı görecekti. Kafaya koymuştu artık. Günlerdir görmüyordu sevdiği kadını. Özlem iyice canına yetmişti. Kaç gecedir uyku bile uyuyamıyordu. Aklında sürekli Irmak, vardı. Hele onun yerini bilipte ona sarılamamak adamı kahrediyordu.
Sabah erken saatlerde kalkmıştı.
Önce Pars'tan telefon numarasını yeni aldığı Ece'yi aradı. Ece'yle kısa bir konuşma yaptıktan sonra hemen hazırlanmaya gitti. Ece, Barlas'a Nazlı'nın bu gün evde olamayacağını söylemişti.
Barlas'da kıza bugün Irmak'ı görmek için yayla evine geleceğini, bunu Irmak'ın duymamasını söyledi.
Barlas, için bundan iyi fırsat olamazdı.
Nazlı, yayla evinden uzaklaşmışken sevdiği kadını rahat rahat görebilirdi.
Hemen hazırlanıp evden çıktı.
Arabasına atlayıp yayla evinin yolunu tuttu.
Ece, ise Nazlı, gittikten sonra Hamza dedeyi bir bahaneyle bulup evden uzaklaştırmaya karar verdi.
Çünkü Irmak Teyzesi çok üzülüyordu.
Kızıyla Barlas Ağa, arasında kalmıştı kadın.
Bir şekilde Barlas Ağa'yla konuşup barışmaları iyi olacaktı.
Barlas Ağa, Irmak'ı gerçekten çok seviyordu.
Adamın gözlerinden okunuyordu sevdası. Irmak'a bakarken değerli bir hazineye bakıyormuş gibi gözleri parlıyordu adamın.
Ece, bir süre düşündükten sonra Hamza dedeye atla gezmeyi teklif etmeye karar verdi.
Hemen Hamza dedenin yanına gitti.
"Hamza dede beraber atla dolaşalım mı, ne dersin?" diye sordu yaşlı adama.
Yaşlı adamın en çok sevdiği şeydi bu.
Atla gezmek onun en büyük zevkiydi.
Ece'nin teklifini hiç düşünmeden hemen kabul etti.
Irmak, her ne kadar gitmesini istemese de dedesine söz dinletemedi.
İyice yaşlanmıştı dedesi. Attan düşer başına bir iş gelir diye korkuyordu kadın.
Ece, "Merak etme Irmak Teyze. Gözüm gibi bakarım ona demişti.
Hamza dede ve Ece, atları hazırlayıp bindiler. Ve yavaş yavaş yayla evinden uzaklaştılar.
Onlar gittikten sonra Irmak, işlerine devam etti.
Daha hazırlaması gereken çok eşya vardı.
Sabahtan beri kıyafetleri valizlere yerleştirmeye çalışıyordu.
Bir saat dan daha fazla eşya hazırladıktan sonra biraz dinlenmek istedi.
Kendine bir kahve yaparak evin dışına çıktı. Balkonda ki sandalyeye oturup kahvesini içmeye başladı.
Kahvesinden bir yudum alıp başını sandalyeye yaslayıp gözlerini kapattı.O sırada evin önüne lüks bir araba gelip durdu.
Irmak, gözlerini açıp baktı gelen arabaya.
Arabanın camları siyah olduğu için içi görünmüyordu.
Irmak, biraz korksada bozuntuya vermedi.
Bir kaç saniye sonra arabanın kapısı açıldı ve içinden Barlas Hanoğlu, çıktı.
Barlas Hanoğlu nu gören Irmak, hızla ayağa kaltı.
Elini masanın üzerindeki fincana çarparak kahveyi ayağına döktü.
Ayağının üstü yanan kadın.
" Ah yandım!!"diye bağırdı.
Barlas, kadının bağırdığını duyunca hızla yanına geldi.
"Ne oldu Irmak? Söylesene neden bağırdın?" dedi.
Irmak, hemen ayağında ki sandaletini çıkardı.
Ona merakla bakan Barlas'a bakarak.
"Ayağım,ayağım yandı" dedi.
Barlas, hemen yere çöküp kadının yanan ayağını dizlerinin üstüne koydu.
Irmak, ayağını çekmek istese de Barlas bırakmadı.
Kadının ayağında ki yanığa baktı üzülerek.
Kahve çok sıcak olmasada Irmak'ın ayağının üstü kıp kırmızı kalmıştı.
Barlas, kadının ayağına soğuk nefesini üfledi bir süre.
Sonra onu sandalye de bırakıp içeri girdi.
Mutfakta bulduğu temiz bir bezi ıslatıp getirdi ve Irmak'ın ayağına koydu.
"Çok acıyormu Irmak? İstersen hastaneye gidelim" dedi üzgün bir ses tonuyla.
"Saçmalama Barlas Ağa. Buncacık yanık için hastaneye mi gidilirmiş? Birazdan geçer acısı merak etme"
"Neden gidilmesin Irmak? Senin canın yanıyor. Benim kalbim acıyor. Senin acı çekmene dayanamıyorum."
Üzülme Barlas Ağa, ben iyiyim. Merak etme bu yanıktan ölmem."
"Ölme zaten kadın. Ölme hep yaşa. Ama, mutlu huzurlu yaşa. Acı çekmeden yaşa.
Sana gelecek acı bana gelsin.
Senin için her türlü acıyı çekmeye razıyım ben"
"Yapma Barlas Ağa. Böyle şeyler söyleme bana."
"Bana sadece Barlas, demen çok mu zor Irmak? Bana Barlas, de. Yanına hiç bir şey ekleme. İlla ekleyceksen sevgi sözcükleri ekle. Ben senden duyacağım tek bir sevgi sözcüğüne muhtacım yıllardır."
"Yapma Barlas Ağa. Biz dünkü çocuklar değiliz. İkimizin de yaşı bu sözleri söylemek için çok büyük."
"Aşkın yaşı mı var Irmak. Yaşı varsa bile ben kendimi bildim bileli sana aşığım.
Senden başka kimseyi düşünmüyorum.
Tam yirmi iki yıldır. Bir tek senin için yaşıyorum sevdam.
Artık senin beni affetmeni istiyorum.
Benim karım olmanı istiyorum.
Seninle bir aile kurmak istiyorum.
Sana yemin ederim kızınıda bağrıma basacağım.
Onu senin kızın olduğu için çok seveceğim.
Siz benim ailem olacaksınız.
Beni kabul et lütfen. Senden daha fazla ayrı kalamam. Bu ayrılıklara daha fazla dayanamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBIMIN KARASI (TAMAMLANDI)
Ficción GeneralKaranlık bir geceden kara bir leke bırakan adamdan hediye....