29

1K 87 26
                                    

Yoongi

Bir saniye neler oluyor? Ayrıca üstünde benim bornozum vardı. Yatakta doğrularak kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım. "Neden burada duş aldın?"

Benim yüzümden yanakları kızarmıştı. "Benim duşa kabinimin sıcak suyu bozulmuş, Jimin burada duş alabileceğimi söyledi. Sizin haberiniz var sanıyordum."

"Hayır yoktu." Kendimi yatağa geri bıraktım. Şu an odaya yayılan Jungkook'un kokusu beni mayıştırmaya başlamıştı. "Odandaki aksaklık tamir edilene kadar benim banyomda yıkan."

"Ah...peki." Şaşırmış gibiydi.

Odadan çıkıp kendi odasına geçince doğrulup banyoya girdim. Kendi duş jelini ve şampuanını getirmişti. Hmm...

Kokusu güzelmiş.

Jungkook

Şaşkınlıkla odama girip giyinmeye başladım. Neden onun banyosunda yıkanmamı istedi? Bu çok kafa karıştırıcı. Ayrıca kızmamıştıda? İlginç.

Kıyafetlerimi bir çırpıda giyip saçlarımı kuruttuktan sonra aşağı indim. Yeji beni parmağı ile çağırdığı zaman yanına gitmiştim. Beni bir kenara çekip kollarını bağladı. "Jungkook sen bana yalan mı söyledin?"

Demekki bunu anlamayacak kadar aptal değilmişsin. Bilmezlikten geldim. "Hangi konuda?"

Kaşlarını çatmıştı, sinirlenmeye başlamış gibiydi. "Ne demek hangi konuda ya? Hani Bay Min egolu insanlardan hoşlanıyordu?"

Sesli bir şekilde güldüm. "Hey, ben orada şaka yapmıştım. Yoksa sen ciddiye mi aldın beni? Bay Min'e ne yaptın çok merak ettim."

Offlayarak beni ittirdi ve odasına gitti. Bense deli gibi gülüyordum. Tanrım, cidden aptal bu kız. Kim egolu insanlardan hoşlanırki?

Tam o sırada Yoongi merdivenlerden inerken o kalın sesini duymuştum. "Demek Yeji benden hoşlanıyormuş ve sende beni kaptırmamak için sahte tavsiyeler veriyormuşsun."

Sen nerden çıktın be? Şimdi işim bitti. Ayy çok utanç verici! "Sadece şaka yapmıştım ancak ciddiye alınmışım." Yanına gidip karşısında durdum. "Ayrıca insanları gizli gizli dinlemek iyi bir şey değil Bay Min."

Gözleri dudağıma inince nedense yutkunmuş ve alt dudağımı yalamak zorunda hissetmiştim kendimi. Sahte bir öksürük çıkarıp konuyu değiştirdi. "Bana neden kendi paltonu verdin?"

Bu adam neden her şeyi bilmek zorunda? Ve nerden anladı? "N-ne demek istiyorsunuz?" Gerginlik ve panikle kekelemem beni ele verecekti. Aptal ben.

"Jeon, benim paltomun köşesinde bir marka amblemi var. Ayrıca palto senin parfümün kokuyordu."

Gözlerimizi birleştirip duygularını anlamaya çalıştım. Bakışları en ufak bir sinir bile barındırmıyordu, ses tonu da. Sanırım söylesem iyi olur. Diretmeye gerek yok. "Doğrusu, Yeji paltonuzu kuru temizlemeye vermiş ve geri aldığında geçmeyen bir leke olduğu için çöpe atmak zorunda kalmış. Bende sizin ona kızmamanız için kendiminkini vermiştim."

Şimdi kaşları çatılmıştı işte. "Yeji'den sanane? Bu onun sorunu."

Ne? Onca dediklerimden buna mı takılmıştı? "Ben sadece yardımcı olmak istedim. Yani...o sizden hoşlanıyor, bu yüzden ona kızmanızı istemedim."

Yanımdan geçip giderken birden geri dönüp mırıldandı. "Telefonum yatağımın üstünde kalmış, benim için getirir misin?"

İkiletmeyip odasına gittim ve telefonunu aldım. Jin'den mesaj vardı.

Jin
Tanrım...
Yoongi bana ajan mı tuttun?
Ciddi misin?

Ne oluyor? Şüphelendiği için ajan mı tutmuştu? Eğer öyleyse her şeyi öğrenmiş olmalı. Bak işte bu kötü oldu. Ama öğrenseydi bana sert davranırdı öyle değil mi? Gün boyunca bana hiç sinirlenmedi bile. Aksine tavırları yumuşamıştı.

Gerginlikle aşağı inip telefonunu ona uzattım. Bana bir bakış atıp elimden aldı ve telefonuyla ilgilenmeye başladı.

Mutfaktan gelen Jimin'in bana seslenmesiyle dikkatim dağılmıştı. Hemen yanına gittim. Elindeki dinleme cihazları ile bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.

Siktir, bu sefer gerçekten bittim ben.

"Bunlar ne Jungkook?"

Ne ara geldiğini bilmediğim Yoongi kapıya yaslanmış beni izliyordu. "Onlar Jin'in."

Nasıl ya?

My Spy/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin