-17-

1.6K 233 203
                                    


Hayatta bazı güzel şeyler görünmez; bu yüzden öpüşürken, ağlarken veya hayal kurarken gözlerimizi kapatırız Meleğim.

~

"Ne yaşandı az önce?"

Jimin tam kafamdan geçen soruyu sordu. Cidden ne yaşanmıştı az önce. Beklemediğim bi anda Meleğim gelip bana sarıldı, ben ise rüya sanıp onu öptüm, Lisa bizi basıp Meleğim ile kavga etti, Jennie tüm suçu bana attı, Meleğim ise tüm bunlara rağmen bana teşekkür edip kaçtı.

Cidden çok anormal bir hayatım vardı...

Bahçeye doğru döndüğümde ise çoğu kişinin kendi işine döndüğünü gördüm. Baekhyun ortalarda gözükmüyordu, arkadaşları ise Taehyung'u sakinleştirmeye çalışıyordu hâlâ. Onların arasında ne geçtiğini cidden merak ediyordum.

"İyi günler." Jimin'e bakmadan sessizce mırıldanıp çıkışa doğru yöneldim fakat kolumdan tutup engelledi. Ona doğru döndüğümde ise anında kolunu çekti ve bana mahçup bir ifadeyle bakmaya başladı.

"Şey biraz konuşabilir miyiz?" Yeterince kaçmıştım onlardan, artık konuşup bir şeylerin halledilmesi gerekiyoru. Kafamı aşağı yukarı salladığımda yüzünde bir gülümseme belirdi.

"O zaman gel bizimkilerin yanına gidelim." Aramıza mesafe koyarak yavaş yavaş diğerlerinin yanına doğru adımaldık. Jin Taehyung'un elindeki kanları peçeteyle silmeye çalışıyordu.

Yanlarına vardığımızda ise hepsinin bakışı bize döndü. İster istemez gerilmiştim. Onlardan birkaç adım uzak duruyordum fakat hepsi gözünü kırpmadan beni izliyorlardı.

"Selam." Ben konuşmazsam onlar konuşacağa benzemiyordu. Hepsi aynı şekilde 'selam' diyerek yanıtladı beni.

"Burada konuşmayalım. Şu arkadaki kamelyalardan birine gidersek daha rahat oluruz." Hoseok'un eliyle arkada bir yeri göstererek kurduğu cümleyi kafa sallayarak onayladılar. Aynı şekilde ben de kafa salladığımda ayaklandılar ve kamelyaya doğru adımladık.

Varıp yerleştiğimizde onlar bir köşede ben bir köşede oturuyordum. Adının Yoongi olduğunu hatırladığım çocuk hemen başını masaya yaslayıp uyumaya başlamıştı. Diğerleri ise hâlâ bana bakıyorlardı. Heyecanlanmıştım çünkü hayatımda ilk defa sınıf dışında bir yerde birileriyle oturuyordum.

Ne acınası ama...

"Öncelikle geçen hafta olan olaydan dolayı özür dileriz. Seni dinlemeliydik." Şaşkınlıkla Taehyung'a doğru döndüm. Burada özür dilemesi gereken bendim onlar değil.

"Özür dilemenize gerek yok. Bir şey demenize izin vermeden giden bendim. Benden korkup uzak durursanız sizi anlarım." Dediğimle Hoseok kıkırdamıştı. Eliyle yüzümü ve dişlerimi işaret edip konuştu.

"Bu tavşan suratın ve tavşan dişlerinle senden korkacağımızı mı sandın gerçekten." Ardından tekrar kıkırdadı. "Bu ortamda korkacağım en son kişisin Jungkook. Yanaklarını ısırasım var." Garip bir şekilde kurduğu cümleler hoşuma gidiyordu.

"Seninle konuşmak istememizin sebebi seni tanımıyor olmamız. Eğer bize her şeyi baştan sona anlatırsan işler çok daha iyi olur." Jimin'in kurduğu cümleye karşılık alt dudağımı dişledim. Onlara güvenmeli miydim?

"Size güvenebilir miyim?" Hoseok samimi bir şekilde gülümseyip konuştu.

"Tabi ki de. Emin ol bizden sır çıkmaz. Ama tabi sana kalmış güvenip güvenmemek." Bir hata mı yapıyordum bilmiyorum ama onlara güvenmeyi seçtim.

"Pekala." Diyip derin bir nefes verdim. Yoongi bile uykusundan kalkmış bana bakıyordu. "Başlamadan önce bir soru sormak istiyorum." Ardından Taehyung'a doğru döndüm.

"Baekhyun ile aranda ne geçti?" Taehyung sıkıntıyla nefes verirken Hoseok atladı lafa. "Ay dur onu ben anlatayım sana. Çok eğlenceli." Ellerini birbirine kenetleyip masaya yasladı.

"Şimdi olay şu; bizim bu mal Tae uzun zamandır Lisa'dan hoşlanıyor." Taehyung ensesine hafif (!) bir şaplak geçirdi. "Hoşlanıyor değil hoşlanıyor-du." Ağzım anında o halini almıştı.

"Bölme beni." Hoseok hafif sinirle konuşup tekrar bana döndü. "Bir gün platonikliği bırakıp açılmaya karar verdi. O akşam kızları bara davet ettik. Gece çok güzel devam ediyordu ki Byun Baekhyun ve arkadaşları bara giriş yaptı." Gözümü bile kırpmadan pür dikkat dinliyordum.

"Herkes dans edeceğim veya içki içeceğim gibi bahanelerle etrafa dağıldı. Lisa, hava alacağını söyleyip dışarı çıktı. Tae de fırsat bu fırsat deyip Lisa'ya açılmaya karar verdi. Ve onun peşinden barın çıkışa gitti. Ama beklediğini bulamadı." Bu sefer ensesine vuran Yoongi oldu.

"Ne uzattın anasını satayım. Anlat bitsin de eve gidelim." Sonuna kadar katılıyordum.

"Of bi anlattırmadınız ya." Onlara göz devirip bana döndü. "Lisa'yı buldu ama Baekhyun ile yiyişirken. Asıl olay ise Baekhyun Rosé'ye aşıkken yaptı bunu." Deyip arkasına yaslandı. Adeta dona kalmıştım. Saşkınca ona doğru bakıyordum ki Seokjin'in kahkahasıyla ona doğru döndüm.

"Yani Jungkook şuan bir aşk beşgeninin içinde." Dediğiyle kaşlarım çatılmıştı. "Anlamadım." Dedim anlatmasını bekleyerek.

"Şimdi şöyle; Lalisa ve Chae Baekhyun'dan, Baekhyun ve sen ise Chae'den hoşlanıyorsunuz."

"Ama Lalisa benden hoşlandığını söylemişti." Dediğimle hepsi saşkınlıkla bana doğru döndü.

"N-ne?" Taehyung'un kekeleyerek sorduğu sorudan sonra hemen kendimi açıklama gereği duydum. "Ama ben ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Hatta nefret ediyorum da denebilir." Taehyung derin bir nefes verip arkasına yaslandığında Yoongi atladı lafa.

"O zaman güncelleme yapıyorum; Lalisa Jungkook'tan, Jungkook ve Baekhyun Chae'den, Chae ise Baekhyun'dan hoşlanıyor. Yalnız bundan iyi dizi senaryosu olur ha." Dediğiyle Jin cam silme sesi çıkararak kahkaha atmıştı.

"En az 200 bölümlük yaz dizisi çıkar bundan." Ben ve Tehyung hariç hepsi gülerken düşüncelere dalmıştım. Durum sandığımdan daha karmaşıktı.

Nasıl bir işin içine girmiştim ben...

-Ely-

Ella Es Solo Mia || roséggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin