- Dört Yıl Sonra -
Üniversitemin başlamasına son iki gün kalmıştı. Dört yıl sonra, geç de olsa hayatımı bir düzene koymuştum. Bayan Oh Nara artık hayallerimdeki annem olmuştu. Dizilerde gördüğüm anneler gibi bana lezzetli yemekler yapıyor ve zor zamanlarımda bana kocaman sarılıyordu. Ona anne diye seslenmek, gerçekte kim olduğumu ve nereden geldiğimi unutturuyordu.
Şimdi de yanımda duran bavula bakarak içimdeki heyecanı dizginlemeye çalışıyordum. Uzun zamandır bunun hayalini kurmuştum. Derin bir nefes alarak heyecanla dudaklarımı birbirine bastırdığımda omuzlarıma sarılan kollarla irkilmiştim.
"Anne..."
Gözlerim dolarken ona döndüm ve sevimli yüzüne son kez baktım.
"Sana ne olursa olsun güveniyorum. Bunu aklından çıkarma."
Söyledikleriyle gülümsedim ve başımı omuzuna koyarak kollarımı bedenine sardım. Ben onun hayatına zarar veren bir adamın kızıydım. Yine de beni sonuna kadar desteklemiş ve her ânımda yanımda olmuştu.
Otobüs kalkmak üzereyken Kai ile beraber otobüse bindim. Diğer yandan da anneme bakıyor ve el sallıyordum.
"İnince seni arayacağım!"
Güldü ve başıyla onayladı. Koltuğuma oturana kadar ona el sallayarak gülümsemiştim. Varlığına bu kadar alışmışken ondan nasıl ayrılacağımı bilmiyordum.
Otobüs hareket ettiğinde son âna kadar ona bakmaya çalışmıştım. Gözden kaybolduğundaysa kısa bir süre afallamıştım. Kendimi neden böyle hissettiğimi bilmiyordum. Belki de üniversiteye gitmeyerek onunla kalmalıydım.
Yanımda hissettiğim hareketlilikle düşüncelerimden ayrılarak başımı kaldırdım. Genç yaşlarda bir kız yanımdaki koltukta uyuyan Kai'yi kucağına almıştı ve koltuğa oturmuştu. Şaşırmış bir şekilde kıza ve Kai'ye baktım. Bu sırada Kai uykusundan uyanmıştı ve huysuz bir şekilde bana bakıyordu.
"Afedersiniz... Yerinizin burası olduğuna emin misiniz?"
Sorduğum soruyla bana dönmüştü. Ten rengi oldukça beyazdı ve uzun siyah saçları vardı.
"Şimdilik görmezden gelsen olur mu? Bazı durumlar yüzünden bilet alamadım da..."
Gülümseyerek şirin olmaya çalışıyordu. Bu durum beni oldukça garip hissettirmişti. Görmezden gelerek kucağında duran Kai'ye uzandım ve kendi kollarım arasına aldım. Bir yabancının Kai'ye dokunması beni oldukça rahatsız etmişti. Yine de bu duruma sessiz kalmıştım.
"Senin köpeğin mi? Ne kadar tatlı!"
Kai'ye dokunmaya devam ediyor ve yüzünü şekilden şekile sokuyordu. Onu izlediğimi fark ettiğinde doğruldu ve gülümseyerek bana doğru elini uzattı.
"Ben Lisa. Sen de mi Kyung Hee Üniversitesindensin?"
"Şey... Evet."
Verdiğim cevapla meraklı bir şekilde yanıma yaklaştı. Bu durum beni oldukça rahatsız etmişti.
"Hangi bölüm? Kaçıncı sınıfsın? Kaç yaşındasın? Ev tuttun mu?"
Soru bombardımanından sonra tuttuğum nefesimi dışarı vererek gülümsedim.
"Ah evet."
"Öyle mi? Ben de ev tuttum. Ev arkadaşın var mı peki?"
Bu sorular beni inanılmaz derecede rahatsız ediyordu. Zor da olsa gülümseyerek Kai'nin tekrar uykuya dalmasını izledim.
"Evet, internetten bulduğum bir evdi. Üç ev arkadaşım varmış."
"İnanamıyorum! Benim de..."
Korkuyordum, ev arkadaşımın yanımdaki kız olacağından oldukça korkuyordum. Yol boyunca hiçbir şekilde susmamıştı ve sürekli bir şeylerden bahsetmişti. En son başım çatlamak üzereydi. Yine de sabretmiş ve sakin kalmayı sürdürmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK ▼ JenKai
FanfictionBen karanlık hayatımın bir parçası ve bir canavarın kızı değil, Kim Jennie'ydim. Sadece Kim Jennie. ⇀25.05.2020 27.09.2020 ↼