31

1K 83 13
                                    

Jungkook

O giyinirken bakmamak için kendimi tutmuştum. Giyindikten sonra karşıma oturup benimle göz kontağı kurdu.

Merak ettiğim soruyu hemen sordum. "Benim duş jelimi kullanmışsınız?"

Umursamazca omuz silkti. "Ah evet, aslında kokusunu beğendim. Kendim içinde almayı düşünüyorum."

Benim şu an bu dediğinden ne çıkarmam gerek? Aptal gibi kızaran yanaklarımla kendimi ifşa etmeyi yine eksik etmemiştim.

"Jimin ve Taehyung ile konuştuk, piknik işini yarın olarak anlaştık. Sende geleceksin değil mi?"

Piknik işi lafta kalır diye düşünüyordum ama cidden gideceğiz gibi. Aslında eğlenceli olurdu, hem bana olan güvenlerinide arttırıp daha da yakınlaşabilirdik.

Yakınlaşmak konusunda Yoongi'den bahsetmiyorum hayır, hayır. Ondan hoşlanmamam gerek aish!

"Evet geleceğim. Dördümüz gidiyoruz değil mi?"

Hiçbir şeyle ilgilenmeyip, göz temasımızı sürdürerek benimle konuşması hoşuma gitmişti.

"Aslında evet dördümüz gidecektik ama Jimin Yeji'ye ayıp olmaması için onu da davet etmiş." Anında yüzüm düşmüştü. Bu da onu fark etmiş olmalı. "Hey ne oldu? Yeji'nin gelmesine sevinmemiş gibisin."

"Nedense hizmetlilerle aynı keseye koyulmuş gibi hissettim."

Anlamadığım bir şekilde gülümsedi. Bu daha çok...flörtöz bir gülümsemeydi? "Ne münasebet, seninle öpüştük bile."

Bunu hatırlatmana gerek var mıydı? Sanırım şu an flörtüne karşılık verip gözüne girmem gerek.

Ayaklandım ve yanına oturdum. "Evet, öpüştük. Dudaklarının tadını unutamıyorum." Tüm vücudumu ona döndürmüş, gözlerinin içine bakıyordum.

Sonunda o istediğim öpücük için bir adım attı ve eliyle enemi nazik bir şekilde kavrayıp dudaklarımızı yakınlaştırdı. "Asla unutmamanı sağlayacağım Jeon."

Dudaklarımız sonunda birleşince memnun bir şekilde karşılık vermeye başladım. Elini belime attı ve kendine çekti. Bel oyuntumu okşamaya başlamışken gittikçe hızlanıyorduk. Sonunda nefes nefese kalıp ayrıldığımızda kararmış gözlerini görmüştüm, demek benden etkileniyor.

Bende etkileniyorum ama neyse.

~♥~

Dünki öpüşmemizden sonra saatin geç olmasıyla uyumuştuk. Şimdi ise yeni bir güne başlamış, saat öğleden sonra 3 olmuştu ancak Yoongi odasında olduğu için hiç konuşamamıştık. Şu an pikniğe gitmemiz gerekti ancak yağmur yağıyordu, yani her şey iptal olmuştu. Ee ben yinede durumdan yararlanıp bir piknik sepeti hazırlayıp elime almış, Yoongi'nin odasına gidiyordum. Kapıyı tıktıklayıp gir komutunu bekledim. Sonrada içeri girdim.

Başta baygın bakışlarıyla bana baksada beni görünce yumuşamıştı. Elimdeki sepeti belli ederek konuştum. "En iyi piknik evdeki pikniktir Yoongi-sshi."

Gülümsemiş ve ayaklanıp yanıma gelmişti. Elimdeki sepeti aldı ve etkileyici bir ses tonuyla konuştu. "Cesaretine hayranım Jungskook-sshi."

Beraber yere kırmızı renk piknik örtüsünü serdikten sona sepetin içindeki şarabı içerken atıştırmak için koyduğum peynir tabağını, çerezleri ve çikolatayı alıp örtünün üstüne koymuştuk. Sonra da şarabı bardaklarımıza doldurup içmeye başlamıştık. İkimizde örtüye bağdaş kurmuş bir şekilde karşılıklı oturuyorduk.

Şarabını yudumlarken mırıldandı. "Aslında iyi bir modda değildim, bana iyi geldin."

My Spy/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin