HAYAT HİKAYESİ

1.1K 120 78
                                    

Annem ve babamın anormal derecedeki sessizlikleriyle dönüyorduk eve.

Normalde babam bana hep yakınlaşmaya çalışır annem de onu destekler nitelikte beraber konuşurdu fakat bugün farklıydı ve nedenini tahmin edebiliyordum...

Kulağımda yankılanan şarkının melodisiyle dışarıyı seyrediyordum. Bir yandan da yıllardır görmediğim dayımı değerlendiriyordum kafamda. Enerjikti, zekiydi, komikti ve nasıl eğlenilir gerçekten biliyordu. Cheng dayımdan farklı olarak çocuk ruhunu koruyabilmişti. Ama her şeyden önemlisi babamın gerçekten nefret ettiği biriydi, onu hiç 'düşman mod: on' şeklinde görmemiştim açıkçası. Belki de gerçek kişiliği buydu, kim bilir.

Eve girene kadar bu sinir bozucu derecedeki anormal sessizliği korudular. Bir tartışma olacağı etrafı çevreleyen auradan belli olurken kimin ilk atağı yapacağını kestiremiyordum. Çünkü babam bilmediğim bir kinle doluyken annem ise kardeşine söylenen iğneleceği cümlelere sinirliydi. Ben ise eve girdiğimiz an nasıl odama kaçarım diye düşünüyordum.

Eve adım attıktan sonra bile fırtına öncesi sessizlik hakimdi. Babam lavaboya girerken annem odaya üstünü değiştirmeye gitmişti, ben de odama geçmiş ve kapımı kapatmıştım. Ta ki konuşmalarına kadar.

Konuşmayı başlatan annem olmuştu ve en başında sesi gayet sakin geliyordu, bir yandan da hiç olmadığı kadar ciddiydi. Babam bir süre annemi dinleyip bir kelime dahi söylemedi. Fakat ne zaman annem Wei dayımın adını ağzına aldı o zaman babam kükremeye başladı. Annem ne kadar sessiz, sakin görünse de kendini ve özellikle de ailesini koruma içgüdüsüyle her şeyi yapabilecek kapasitede biriydi.

Tabi babamın kükremesine karşılık olarak biraz sesini yükselterek cevap verdi, fakat aşırı yüksek ses düzeyine çıkmamıştı hala. Yani o durumda bile sakinliğini korumaya çalışıyordu ve annemi tanıyorsam bunun sebebi yüksek olasılıkla bendim.

Tabi bu sakinliği babamın kontrolsüz ve sebebsiz öfkesi yüzünden çok da uzun sürmedi. İşin sonunda ikisini de birbiren bağırırken duymaya başladım. İlkten karışmak istemedim, korkmuştum açıkçası. Fakat ne zaman babam sinirle duvarı sartsı ben de o zaman salona fırladım. Öfkesini duvar yerine annemden çıkartmasından korkmuştum.

Annem ne olursa olsun geri adım atmamıştı ve neden böyle yaptığını sorup duruyor ve ardından da geçmişin geçmişte kaldığını söylüyordu, tıpkı tartışmanın başındaki gibi. Babamsa sadece O'nun adını ağzına alma. demekle yetiniyordu.

Salonun kapısından ikisini izlerken, benim orda olduğumu bile fark etmemişlerdi. Dayanamayıp ikisinin arasına daldım, beni gördükleri anda sessizleştiklerini söylememe gerek yok sanırım.

İkisi de aynı anda özür dileseler de benden, sadece derin nefes almakla yetindim o an. Kısa sürelik sessizlik oluşturmaya yetmişti bu nefes. Kafamı iki yana salladım Benden özür dilemeniz mantıksız. Bazı zamanlar, nadir de olsa, olgunluk seviyesine çıkıyordum.

Birbirlerine baktıklar ve mahçup şekilde özür dilediler. Yan yana oturup el ele tutuştuklarında arkamı dönüp odama gitmeye başlamıştım bile ama içimde kalacak olan bir soruyu da sormadan edemedim. Wei Wuxian'den neden bu kadar nefret ediyorsun baba? Arkamı dönmüş ona bakıyordum. Bir süre bir şey demedi, hatta annemle bile bakıştı. Omuz silkip tekrar arkamı döndüğümde sessiyle durdum Lise yıllarında kendisiyle pek iyi anlaşamazdık. Sürekli bana hakaret eder ve bu yüzden de çok kez laf dalaşına girerdik... Söyleyeceği bazı şeyler daha olduğuna bahse bile girebilirdim ama uzatmadım.

Gerçi bu bile şaşırmam için oldukça yeterliydi. Çünkü öyle bir tipi yoktu veya davranışları bu yönde değildi yani pek de inanmak istemiyordum. Fakat babamın ona karşı aldığı tavırda pek normal değildi açıkçası. Annemin yaşadıklarında ona suç bulsam da o herkese karşı iyiydi. Kendini övmeyi severdi genelde ama annem ve bana tutumu baya sıcaktı, özellikle de bana. Fakat ne yaparsam yapayım sevemedim ve daima belli ettim bunu, buna rağmen pes etmedi, benim için çabaladı. Ve böyle birinin bu kadar büyük bir kin beslemesi yalan olamazdı, değil mi? Gerçi lise yıllarından bahsettiği için yıllar içinde değişebileceğini de düşündüm.

Pekala. demekle yetinmiş ve odama çıkmıştım. Kapımı kapatıp bilgisayarın başına geçtim. Yıllardır adını duyup bugün tanıştığım dayım hakkında pek de bir şey bilmediğimi fark etmiştim, bu yüzden şirketinin adını arama motoruna yazmakla başladım işe. Çalışan listesinden pozisyonunu öğrendiğimde şaşırmıştım. Bu kadar iyi mi? diye söylemeden edemedim. Mezun olduğu lise Wuhan No. 1'di. Cheng dayım ve babam da orda okumuştu bildiğim kadarıyla. Ardından Pekin Üniversitesi'nde uluslararası işletme okuduğu yazıyordu.

Ağzım açık bir süre baktım ekrana. Pekin Üniversitesi mi? Hem de alanında birincilikle! Şaka mı bu?! Çin'in en prestijli üniversitesinin yıllardır yüzünü bile görmediğim dayımın CV'sinde yazılı olması...

Fakat okul hayatı üniversitesiteyi biritmesiyle sonlanmıştı belli ki, davamı yoktu ve biraz daha araştırdığımda en kısa CV'ye sahip olan da oydu. Aklımı karıştıran bir şey olmuştu, ondan başka bir çok aynı alanda aynı okul bitiren ve daha çok okuyup bunu yükselten insanlar olmasına rağmen neden o finans direktörüydü? Aklıma tek sebep geldi 'o gerçekten iyidi?' Daha üniversiteye bile gitmediğimden aklıma bu sebep gelmişti fakat madem bu kadar iyi neden okul kariyeni üniversite ile sınırlandırmıştı?

Anneme gidip bu soruyu sormak istesem de babamın tekrardan sinirlenmesini göze de alamazdım.

Gerçi sonradan aklıma geldi, annem ondan her bahsettiğinde Jiang Cheng dayım nefretini belli etmek adına onu gömerdi ve daima tembel kelimesini kullanırdı.

CV'sine bakarken buldum kendimi. Kısa ama öz bir okul hayatı. Alanını birincilikle bitiren biri... Acaba sevdiği bölüm müydü? Bunu düşündüm o an çünkü yakında sınava girip bende üniversiteli olacaktım.

Geriye yaslanıp koluma kapattım gözlerimi Yorulduuum!.. Gözlerimi ovuşturup gerindikten sonra saate bakma gereği duydum, 23:27. Bana göre erken bir saati normale ama bugün yeterince şey yaşamıştım. Farklı bir şeyler bulurum umuduyla bakınmaya devam ettim tekrardan, 6-7 dk sonra da annem girdi odaya. Erken yatmalısın minik kuşum. Sözlerinden sonra gülümsedi ve devam etti Yarın çekimlerin var. Elimle kafama vurdum, Unutmuştum! Yorulan gözlerimle teşekkür ederek gülümsedim. Kapımı yavaşça kapattıktan sonra pijamalarımı giyindim.

Sonuçta yarın Gusu ve Jiang şirketi bazı genç modellerle test çekimi yapacaktı...

Bölümün saçmalığından dolayı özür dilerim. Bölüm atmak adına pek düşünemeden yazdım. Özür diliyorum tüm okuyuculardan 🙏

Mo Dao Zu Shi - Modern LifeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin